Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/320 E. 2023/647 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/320
KARAR NO : 2023/647

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 04/04/2023
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirket …. ile arasında akdetmiş olduğu 20.02.2019 tarihli Konut Satım Sözleşmesi kapsamında İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, …. Ada, …. Parselde yer alan G blok 1. Giriş 7. Kat 47 no.lu bağımsız bölümün numaralı konutu, 318.318,00-TL peşin ödeyerek satın aldığını, gayrimenkulün müvekkili adına tescilini sağlamak amacı ile Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi …. Esas sayılı dosya ile dava ikame olunmuş ve mahkemece gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir koyulduğunu, müvekkili davacı …. …. İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ. firmasında 21/05/2004 tarihinden 30/09/2018 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, müflis şirket ile 30/09/2018 tarihinde karşılıklı olarak iş akdinin ikale anlaşması ile sonlandırıldığını, iş bu sözleşme gereğince müvekkiline brüt 345.604,92-TL ödeme yapılacağını, iş bu sözleşmenin imzalanması sonrası müflis şirket müvekkile işçilik alacaklarını ödemediğini ve müvekkilce alacağı tahsil olunamadığını, müflis tarafça bedelin ödenmemiş olması sebebi ile müvekkili tarafça müflis şirkete başvuru yapıldığını ve müflis şirketçe alacaklarının karşılığı olarak …. projesinde yer alan G blok 1. Giriş 7. Kat 47 No’lu konut müvekkiline satış sözleşmesi ile satılmış ve teslimi yapıldığını, müflis şirketin satış sözleşmesine konu etmiş olduğu taşınmazın üzerinde birden çok rehin ve haciz mevcut olduğunu, tapuda müvekkili adına devri de yapılamadığını, müflis şirketçe müvekkilinin bilgisizliğinden faydalanılarak işçilik alacaklarının tahsili konusuz bırakılmaya çalışıldığını, müvekkili tarafça gayrimenkule ait aidat bedelleri düzenli olarak ödendiğini ve gayrimenkulün adına tescili müflis tarafça sürekli geçiştirilerek müvekkilini oyaladığını, müvekkili …. kıdem tazminatından bakiye tutarı da müflis şirkete ödeyerek gayrimenkulü satın aldığını, iflas dairesi tarafından düzenlenen sıra cetvelinde müvekkili davacı …. talebi reddedilmiş olup, mahkeme kararı beklenmediğini, aynı durumda olan bir çok alacaklının alacağı mahkeme yazılmak suretiyle karar gibi şeklinde belirtilmiş olmasına karşın, müvekkilinin alacağına ilişkin direkt olarak red kararı verildiğini beyanla; alacağının sıra cetveline kaydıyla davanın kabulüne, müvekkilinin alacağının tamamının sıra cetveline kaydına, buradaki yapılan kaydın düzeltilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müflis … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında gerçekleştirilen yargılama neticesinde, 30.03.2021 tarihinde iflas kararı verildiğini ve işbu karar diğer yargı süreçleri neticesinde kesinleştiğini, kaldı ki davacı tarafında dava dilekçesinde belirttiği üzere; anılan Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin iflas kararının kesinleşmesi üzerine, tasfiye işlemlerine Bakırköy …. İflas Dairesi’nin … İflas dosyasından işlemlerine başlanılmış ve halihazırda bu işlemler devam ettiğini, tasfiye işlemleri Bakırköy …. İflas Müdürlüğü tarafından adi tasfiye olarak yürütülmekte olup, halihazırda alacaklılar toplantısı için henüz herhangi bir günde tayin edilmediğini, Bakırköy … İflas Müdürlüğü tarafından verilen kararlar, mevzuata uygun olduğu gibi aynı zamanda; iflasla muaccel hale gelen tüm alacaklar arasındaki korunan iflastaki eşitlik prensibinin bir gereği olarak da tesis edildiğini, aksi yöndeki talep ve de değerlendirmeler, iflas işlemlerine ve güdülen amaca aykırı olacağı gibi, bunun yanı sıra iflas masanın mamelekinde de azalmaya yol açacak ve de davacı lehine ancak masa aleyhine sonuç doğuracağını, davacı tarafça her ne kadar müflis şirkete yönelik alacak talebi ve kayıt başvurusunda bulunulmuş ise de, müflis şirketin davacı taraftan olabilecek hak ve de menfaatlerinin olması ihtimaline istinaden şimdiden takas definde de bulunduklarını beyanla; öncelikle davanın usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte olması halinde, haksız ve de kötü niyetli ikame edilen işbu davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
-Dava; İcra ve İflas Kanunu 235. uyarınca davacı şirketin iflasına karar verilen davalı müflis şirketten alacağı olduğu iddiası ile açılan iflas masasına alacağın kayıt ve kabulü istemine istemine ilişkindir.
Dava cı vekilinin 15/06/2023 tarihli duruşmada alınan beyanında ;”dava dilekçemizi tekrar ederiz, delillerimizin toplanmasını talep ederiz, biz dava dilekçemizi açıklıyoruz, dava dilekçemizdeki taleplerimiz müvekkile satılan gayrimenkulün tapu iptali ve tescili, aksi halde işçilik bedelinin ödenmesi talebimiz vardır, bu konuda ayrıca Bakırköy … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açtık,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İflasın derdest davalara etkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 194’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre:
“Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.”
Bu ilkeler ve yasal düzenlemelerin bir arada değerlendirilmesinden ortaya çıkan sonuç şudur: Derdest bir alacak (veya itirazın iptali) davası bulunan alacaklı davalının iflası üzerine (alacağını masaya yazdırmak zorunda olmaksızın) davasına devam edebilir ve dilerse alacağının masaya kaydı için de başvurabilir. Davacının masaya başvurması başlı başına davayı konusuz bırakmaz; bu ancak alacağın nizasız olarak masaya kaydıyla mümkündür.
Davacı davasına devam etmek istiyorsa mahkeme yargılamayı ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar ertelemelidir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 224’üncü maddesinde birinci alacaklılar toplanmasının görevleri arasında “muallak davalar” hakkında acele karar verilmesi de sayılmıştır. Esasen derdest davaların ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar duracağına dair yasal düzenleme ile (İİK.m.194/I) masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görülmeyen iddiaların ve bu arada müflisin davacısı olduğu derdest davaların takibinin, ikinci alacaklılar toplanmasında hakkı isteyen alacaklıya devrolunmasına dair düzenleme (İİK.m.245) birlikte değerlendirildiğinde, anılan davaların olduğu gibi devam edeceğinin yani sıra cetveline itiraza dönüşmeyeceği hususunun yasa koyucu tarafından da benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin maksadı şudur: İkinci alacaklılar toplanması derdest davanın haklı olduğunu ve daha fazla gidere sebebiyet verilmemesi için bunun cetvele kabulüne karar verebilir. Beklemenin amacı da bu iradenin ne şekilde oluştuğunun görülmesidir.
Alacaklı eğer alacağını masaya yazdırmak için iflas idaresine başvurmuşsa iflas idaresi bu alacak hakkında red kararı vermeyip, bunu masaya “nizalı alacak” olarak kaydetmelidir zira ortada zaten derdest bir dava bulunmaktadır ve müflisin yerine iflas idaresince takip edilecek bu dava sonucunda verilecek karar doğrudan masaya etki edecektir. Davanın kabulü halinde niza kaydı silinecek ve bu tutar masaya kabul edilmiş olacak, davanın reddi halinde ise alacak tamamıyla sıra cetvelinden çıkartılacaktır. Bu çerçevede varılan sonuç iflas tarihinde derdest bulunan ve konusu masayı ilgilendiren bir mal ya da hak olan davaların aynen (=tür değiştirmeksizin) devam edeceğidir.
Bu noktada derdest davanın sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği ve dönüşmeyeceği olasılıkları çerçevesinde yapılacak yargılama ve davanın sonunda verilecek hükmün niteliği ile bunun masaya ne şekilde kaydedileceği üzerinde de durulmalıdır.
Konusu para alacağı olan derdest davaların sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği kabul edildiğinde ortaya çıkan ilk sorun mahkemenin görevi noktasında olacaktır. Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi iken dava diğer mahkemelerde görülürken davalının iflası halinde söz gelimi sulh hukuk ya da tüketici mahkemesi görevsizlik kararı veremeyecektir.
Ortada derdest bir alacak davası varken borçlu iflas ettiğinde alacaklı masaya başvurmuş ve iflas idaresi alacağı nizalı yazmak yerine reddetmişse bu noktada alacaklı yeni bir sıra cetveline itiraz davası açmak durumunda değildir. Zira iflas idaresi yeni bir hasım olmayıp, iflas masasının yasal temsilcisi olması sıfatıyla davacının karşısında konumlanmıştır. Geniş haklar bahşeden bir alacak davası varken, aynı hukuki sebebe ve aynı konuya dayalı açılacak ve aslında daha az hak bahşeden sıra cetveline itiraz davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi, 22/03/2023 tarih, 2023/604 Esas, 2023/546 Karar; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi, 07/03/2019 tarih, 2016/3076 Esas, 2019/918 Karar)
Davacı tarafın, Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasına konu edilen talep yönünden de işbu davayı açtığı, devam eden dava dosyaları mevcut iken aynı alacağın bu kez de sıra cetveline itiraz davasına konu edilemeyeceği, davacı tarafın bu talepleri yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/06/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸