Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/297 E. 2023/735 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/297 Esas
KARAR NO : 2023/735

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, davalı şirkete ait … hastanesinde doktor olarak görev aldığını, işbu görevin karşılığında kendisi maaş usulü çalışmamakta olup şahıs şirketinden fatura keserek tahsil ettiğini, müvekkili davalı şirkete kestiği 10.000,00-TL’lik 24.11.2022 tarihli …. numaralı faturayı tahsil edemediğini, akabinde; Silivri İcra Müdürlüğü …. esas nolu dosyası ile fatura alacağı icraya konulduğunu, davalı icra dosyasına hukuki dayanaktan yoksun olarak itiraz ettiğini, yapılan bu itirazlar ile müvekkilinin alacağını tahsil kabiliyeti engellendiğini, müvekkilinin alacağı olduğu fatura ile sabit olmasına rağmen davalıların ödeme yapmaması ve icra dosyasına itiraz etmeleri sebebiyle tarafından arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve …. Arabuluculuk dosya numaralı dosya üzerinden yürütülen arabuluculuk görüşmeleri; davalının ödeme yapmak istememesi sebebi ile anlaşmama ile sonuçlandığını beyanla; Silivri İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasındaki davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı müvekkile fatura ettiği 10.000,00-TL’lik 24.11.2022 tarihli …. numaralı bedelin davacıya ödenmediği iddiası ile Silivri İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, davacının, müvekkili şirket nezdinde böyle bir alacağı bulunmadığı için takibe itiraz edildiğini, davacı şirket üzerinden kesilen her bir faturanın karşılığı müvekkili şirket tarafından ödenmiş olup, davacının müvekkili şirket nezdinde hiçbir alacağı bulunmadığını, huzurdaki dava kanunen tayin edilen hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığını beyanla; öncelikle yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek ve dosyanın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla, yetkili silivri asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, mahkememiz aksi kanaatin hasıl olması halinde işbu dilekçe aracılığıyla sunmuş olduğu başta hukuki yarar ve yetki olmak üzere usule ilişkin cevap ve itirazları doğrultusunda müvekkili şirket aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz işbu davanın usulden reddine, esasa ilişkin beyanları doğrultusunda davacının haksız davasının reddine ve davacı aleyhine takibin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Çerkezköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ve Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere yanıt verildiği, müzekkere cevaplarının incelenmesinde davacının serbest meslek kazancı esasına göre mükellefiyetinin bulunduğu ve gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığının belirtildiği görüldü.
Silivri İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 10.000,00 TL asıl alacak üzerinden faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacının davalı şirkete ait hastanede doktor olarak çalışması karşılığı düzenlemiş olduğu fatura bedelinin tahsilini talep etmektedir. Çerkezköy Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazıları ile sabit olduğu üzere davacının serbest meslek kazancı esasına göre mükellefiyetinin bulunduğu ve gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bir davanın nispi ticari dava kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması gerekmekte olup davacı gerçek kişinin tacir olmadığı, uyuşmazlık konusunun da mutlak ticari davalara ilişkin olmaması hususları bir arada düşünüldüğünde davanın genel hükümler dairesinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buna göre davaya bakma görevinin yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/.1.(c).b, 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸