Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/271 E. 2023/689 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/271
KARAR NO : 2023/689

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2023
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Motor ve Traktör Sanayi A.Ş’den bölünme suretiyle kurulan bir şirket olduğunu, şirket hisselerinin tamamının … Motor ve Trafik Sanayi A.Ş’ye ait olduğunu, davalı ile müvekkili arasında davaya dayanak iş sözleşmesi ve ilgili eklerin imzalanarak iş yeri devri suretiyle iş akdinin aynen müvekkili şirkete geçtiğini, müvekkili ile davalı arasında belirsiz iş sözleşmesi imzalandığını, davalının istifa dilekçesi ile müvekkili iş yerinden istifa ettiğini, rekabet yasağının kanunda ve taraflar arasında akdedilen sözleşme ile açıkça düzenlendiğini, davalının kanun ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükmünün kanun hükümlerine uygun olduğunu, davalının, müvekkilinin iş yerinden ayrıldıktan sonra merkezi Sarıyer/İstanbul olan … isimli firmada çalışmaya başlayarak anılan sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini, davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve sonuçlarına katlanması gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, kısmi dava olarak açılan davada fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL cezai şart bedelinin davalının rekabet yasağı ve sözleşmesini ihlal ettiği tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili şirketin uğradığı zararın tespiti ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şartın alacaklarının tahsili isteminde iş mahkemelerinin görevli olduğunu, işçi ve işveren arasında gerçekleşen rekabet yasağı anlaşmasına koyulan cezai şartın geçerliliğinin, TBK’nın 420/1 maddesine bağlı olduğunu, cezai şartın sadece işçi aleyhine olması, işverenin karşı edim üstlenmemiş olmasının cezai şartı geçersiz hale getirdiğini, rekabet yasağı sözleşmesinin TBK 445’de belirlenen sınırları aştığını, yer, süre ve konu kapsamıyla bir arada ele alındığında işçinin ekonomik anlamda yıkımına yol açacağını, TBK 444/2 uyarınca rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğunu, davacı tarafından işbu davanın haksız kazanç sağlamak amacıyla kötü niyetle açıldığını, sözleşmede öngörülen cezai şartın hakkaniyete aykırı olarak fahiş bir bedel üzerinden geçersiz olarak düzenlendiğini, bu nedenlerle öncelikle yetki ve husumet itirazının kabulüne, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan iş sözleşmesi kapsamında davalı tarafın söz konusu sözleşmeye istinaden rekabet yasağına aykırı davranması iddiasına dayalı sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş olmakla TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımının yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/271 Esas 2021/758 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinini 2021/1056 Esas 2021/981 Karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı ilamları), eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 31/05/2021 tarihinde açılmış olduğu nazara alındığında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, buna göre somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan rekabet yasağının ihlal edilmesi sebebiyle cezai şart alacağının talep edilip edilemeyeceğine yönelik iddiaların çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında tespit edilen dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün olmadığından yapılan yargılama, inceleme ve değerlendirme neticesinde Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-c, 115 maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır