Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/249 E. 2023/221 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/249 Esas
KARAR NO : 2023/221

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Silivri ilçesinde, … Giyim unvanlı dükkanında ticaret ile iştigal ettiğini, davalı şirketin haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan şikayeti üzerine müvekkili hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile, başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle satışa arz etmek veya satmak suçu isnadı ile soruşturma açıldığını, açılan soruşturma kapsamında müvekkilinin dükkanında arama yapıldığını, müvekkilinin dükkandaki malları ile ilgili olarak el koyma işlemini gerçekleştirildiğini, davalı şirketin suç duyurusunun iftira mahiyetinde olduğunu, nitekim yapılan soruşturmada müvekkilinin dükkanında el konulan ürünlerin sahte olmadıklarının anlaşıldığını, ortada takibi gereken herhangi bir suç olmadığından, müvekkili hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararın kesinleştiğini, davalı şirketin iftira mahiyetindeki suç duyurusu sebebiyle müvekkilinin zan altında kaldığını, dükkanında yapılan arama ve el koyma işlemlerinin müvekkilinin kişisel ve ticari itibarını sarstığını, bir suçlu gibi dükkanında yapılan aramanın ve suç unsuru bulunmuş gibi dükkandaki mallar hakkında yapılan el koymanın, müvekkilini toplum nezdinde küçük düşürdüğünü, haksız eylemin müvekkilinin kişilik haklarına zarar verdiğini, Türk Borçlar Kanununun 58. maddesi gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceğini, davalının iftira mahiyetindeki başvurusu sebebiyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, açıklanan sebeplerle şikayet dilekçesinin verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili …. şirketine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından kendisine yönelik haksız fiil işlendiği iddia edilen Silivri CBS nezdindeki … sayılı soruşturma dosyasının tarafının dava dışı … şirketi olduğunu, soruşturma dosyasında mübrez vekaletname … tarafından verilmiş olduğu gibi şikayete konu …. sayılı markanın da Türkpatent nezdinde … firması adına kayıtlı olduğunu, … ve müvekkili …. Limited Şirketi’nin farklı tüzel kişilikleri haiz iki farklı şirket olduğunu, hal böyle iken müvekkili …. şirketinin herhangi bir dahli bulunmayan soruşturma dosyasından kaynaklandığı iddia edilen zararlardan ötürü davalı müvekkili … şirketine husumet yöneltilemeyeceğini, bu davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 4 hükmü uyarınca ticari davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı …’ın, … Mah. … Sok. No:5/B Silivri İstanbul adresinde bulunan … Giyim isimli işyerini işletmekte olan bir tacir olduğunu, her ne kadar işbu davada müvekkili … şirketine husumet yöneltilemeyecek olsa bile, bir an için aksi düşünüldüğünde hem müvekkili … şirketinin hem de dava dışı … şirketinin tacir olduklarının açık olduğunu, dava konusu …, adına kayıtlı marka hakkına tecavüz nedeniyle davalı işyerinde yapılan arama ve el koyma işleminin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla söz konusu davanın TTK m.4 gereği ticari dava niteliğinde olduğunu ve TTK m.5 uyarınca görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının arama ve elkoyma işleminin gerçekleştiği işyeri adresi … Mah. … Sok. No:5/B Silivri İstanbul olup Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi içerisinde olduğunu, bu bağlamda somut uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zorunlu arabuluculuk yolu tüketilmediğini, Mahkemeniz nezdinde ikame edilmiş olan tazminat talepli işbu davanın ticari dava olduğunu, bu bağlamda dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yolunun tüketilmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenle ilgili davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 72 hükmü uyarınca haksız fiilden kaynaklan tazminat taleplerinde zaman aşımı süresinin 2 yıl olduğunu, davadaki tazminat talebinin dayanağı olan Silivri CBS nezdinde yürütülen … sayılı soruşturma dosyasında 18.12.2019 tarihli … sayılı KYOK kararının müşteki … vekiline 30.12.2019 tarihinde; şüpheli …’a 09.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, tarafların 15 günlük süre içerisinde itiraz yoluna başvurmaması üzerine ilgili KYOK kararının 24.01.2022 tarihinde kesinleştiğini, tazminat yükümlüsünün … olduğu 24.01.2020 tarihi itibariyle kesinleşmiş olduğundan TBK madde 72’de öngörülen 2 yıllık zaman aşımı süresinin bu tarih itibariyle başladığını, mahkememiz nezdinde tazminat talepli davanın 01.04.2022 tarihinde ikame edildiğini, 2 yıllık zaman aşımı süresinin Ocak 2022 tarihinde sona erdiğini, tüm sebepler doğrultusunda davacının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davasının tümden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, haksız şikayet iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde 01/04/2022 tarihi itibariyle Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yöneltilerek davanın açıldığı, Silivri …. Asliye Hukuk .Mahkemesi’nin 18/10/2022 tarih … esas ve … karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesi’nin uyuşmazlıkta görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının 17/01/2023 tarihinde kesinleşmesi ile dosyanın Mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu madde hükmüne göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Eldeki davanın görevsizlik kararın uyarınca tacir taraflar arasındaki haksız şikayet nedeniyle manevi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu ve ticari davalardan olduğu anlaşılmaktadır. 7155 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi uyarınca dava şartı olarak ticari davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda ve taraflar uyuşmazlık hakkında arabulucuya başvurmadan dava açtığında, dosya üzerinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Eldeki davanın görevsiz mahkemede 01/04/2022 tarihinde açıldığı, davacı tarafın arabulucuk dava şartı yönünden usulüne uygun arabulucuk son tutanağını dosyaya ibraz etmediği görülmüştür.
Kanun’un emredici nitelikteki düzlenmesinde dava tarihine göre dava şartının aranması gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Buna göre görevsiz mahkemede görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye usulünce gönderildiği, bu usuli işlemler nazara alındığında davanın görevli mahkemeye geliş tarihinin dava tarihi olarak görülemeyeceği, dava tarihinin görevsiz mahkemede açılan dava atiye terk edilmeyip dosyanın usulünce görevli Mahkemeye intikal ettirildiğinden açılma tarihinin görevsiz mahkemedeki açılış tarihi olduğu, davacı tarafından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, arabuluculuk dava şartının bu bakımdan dava tarihinde var olması gerektiği yasanın amir hükmü gereği olduğundan; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu 114/2 ve 115/2 maddeleri ile 6102 sayılı Ticaret Kanunu’ nun 5/A-1 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından görevsiz mahkemede dava açılırken yatırılan 256,17 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 76,27 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının derhal davacı tarafa iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 16/03/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır