Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/241 E. 2023/670 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/241 Esas
KARAR NO : 2023/670

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/03/2023
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı …. Ltd. Şti. davalı şirkete Filandiya ve Fransa’da bulunan mallarını İstanbul /Türkiye’ye taşımak üzere, taşıma sözleşmesi yaptığını, taşıma sözleşmesi kapsamda; 19.12.2022 tarihli 4.800 Euro bedelli, 09.11.2022 tarihli 3.290 Euro bedelli, 23.11.2023 tarihli 485 Euro bedeli faturalar içeriğine konu ürünler davacının organizasyonunda taşınarak davalıya teslim edildiğini, söz konusu bu taşımalar sebebi ile davacının, davalı şirketten 8.575 Euro navlun/taşıma bedeli alacağı tahakkuk ettiğini, sözleşme gereğince taşıma bedelinin faturanın düzenlenme tarihinden itibaren 45 gün sonra ödenmesi ve ödemenin de Euro para cinsinden yapılması gerektiğini, davalı şirket ön görülen 45 günlük süreler geçmesine rağmen fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacı ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 8.575 Euro karşılığı 175.041,47-TL üzerinden icra takibi başladığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı neticesinde icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davası açılmadan önce Büyükçekmece Arabuluculuk Merkezinin Büro Dosya Numarası …, Arabuluculuk Numarası …. olan dosyasında anlaşma sağlanamadığını, 3095 sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu’nun 2 maddesi gereğince ticari işlerde uygulanması gereken temerrüt faizi avans faizi olup, ticari işten kaynaklanan alacağın takibe konu edildiği tarih itibariyle avans faiz oranının yıllık % 15,75 oranında olup davalının faizin türüne ve oranına yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, davacı şirket sözleşme ve kanun gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği halde davalı şirketin borcunu ödemediğini, haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davacının tüm başvurularının semeresiz kaldığını, borçlunun mallarını kaçırdığını, bu sebeple itiraz ettiği bilgisinin alınmış olduğunu, alacaklarının rehin ya da başka bir şekilde teminat altında da olmadığından alacağın tahsili tehlikeye düştüğünü ve ihtiyati haciz talep edildiğini, fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle; asıl alacak olan 175.041,47 TL’nin tahsilini teminen borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yapılacak yargılama neticesinde davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının icra inkar tazminatına, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen Yurtdışı Taşıma Sözleşmesinde ”Anlaşmazlık durumunda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” denilmek sureti ile yetki sözleşmesi yapıldığını, dolayısı ile davaya konu uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olup, yetkisiz yerde ikame edilen davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket birçok alanda faaliyet gösteren, gelişme ve yetkinliğini arttırmak amacıyla birçok girişimde bulunan ve bu amaçla çoğu tacir gibi iktisadi akışını sağlamak amacıyla sözleşmeler yapan, ticari itibarı yüksek bir lojistik şirket olduğunu, müvekkili şirketin, taşıma sözleşmesi kapsamında davacı şirket olan …. firması taşıma sözleşmesi akdettiğini, davalı müvekkili taraf ile davacı arasında gerçekleştirilen sözleşme neticesinde ortaya çıkan taşıma ücret alacakları davacı şirketle akdedilen sözleşmede öngörülen süreler içerisinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini, söz konusu ödemenin ardından müvekkili aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, belirtilen haksız ödeme emrinin ardından 08.02.2023 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiklerini, borcunu ödeyen müvekkili şirketin amacı aleyhine kötü niyetli olarak başlatılan icra takibinin durdurulmasına yönelik olduğunu, mevcut durumda davacı itirazın iptali davası açarak söz konusu dayanaktan yoksun iddialarına devam ettiğini, davacı, müvekkili ile güven ilişkisi çerçevesinde mevcut olan ticaret ilişkilerini zedelemeye ve taşıma bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmesine rağmen tekrardan tahsil etmeye yönelik hareket ettiğini, müvekkilinin ödeme emrine konu ödemelerini düzenli yapmış olup halihazırda herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından açılan icra takibi kapsamında iddia edilen borcun sebebi olarak gösterdiği alacaklar ve borcun dayandığı belgelerin tasdikli örnekleri müvekkile tebliğ edilen ödeme emrine eklenmediğini, davanın konusunu oluşturan borç tutarını kabul etmemekle birlikte söz konusu borç zamanlaşımına uğramış olduğunu, işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine toplam 175.041,47 TL alacak yönünden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, takip dayanağının ” 29.11.2022 tarihli, 3.290 EURO bedelli fatura, 19.12.2022 tarihli, 4.800 EURO bedelli fatura ve 23.01.2023 tarihli, 485 EURO bedelli fatura ” olduğu, davalı tarafından süresi içerisinde takibe itiraz edildiğinden takibin durduğu, takibe itirazda icra dairesinin yetkisine ilişkin bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır.
6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK’nın 73. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
6100 sayılı HMK’nun 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlenmesine yer verilmiştir. Kesin yetki durumunda yetki sözleşmesi yapılamaz. Nitekim HMK’nın 18.maddesinde açıkça; “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında var olduğu iddia edilen ticari ilişki kapsamında davacı tarafın davalı taraftan takibe konu faturalar nedeni ile alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesi ile birlikte yetki ilk itirazında bulunmuş, davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacak yönünden taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmede uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri’nin kararlaştırıldığını beyan etmiş, belirtilen sözleşme davacı tarafça inkar edilmemiş ve dava dilekçesi ekinde davacı vekilince ibraz edilmiş olup incelenmesinde de davacı şirketin kaşesinin yer aldığı görülmüştür.
Buna göre Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davanın ve dava konusu alacağa dayanak olan sözleşmenin taraflarının ticari şirket olmaları nedeniyle tüzel kişi tacir sıfatına haiz oldukları, 6100 sayılı HMK’nun 17. Maddesinde tacirler arasında yetki sözleşmesinin düzenlenmesine cevaz verildiği, her iki taraf da tacir olduğundan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, somut uyuşmazlığın sözleşmeden ve fatıradan kaynaklanması nedeniyle kesin yetki halinin mevcut olmadığı görülmektedir. Bu doğrultuda davacı tarafından iş bu davanın yalnızca yetki sözleşmesinde kararlaştırılan görevli ve yetkili İstanbul Ticaret Mahkemelerinde açılabileceği kanaatine varılarak, davaya bakmaya mahkememiz yetkili olmadığından HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Yetkisizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin yetkisizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸