Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/226 E. 2023/265 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/226 Esas
KARAR NO : 2023/265

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2023
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun TTK 55. Maddesi uyarınca müvekkili şirketin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerinin izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı eylemlerle kendisine çıkar sağlayan davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle, davalı şirketin fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin meni ve önlenmesi, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız rekabet teşkil eden fillerin işlendiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
KANITLAR VE GEREKÇE
Dava, davacının sahibi olduğunu belirttiği internet sitesinde verilerin hukuka uygun olmayan yollarla ele geçirildiği, davalı tarafın davacı iş ürünlerinden iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı hareket ettiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m. 99), İcra ve İflas Kanunu (m. 154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m. 22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
5846 sayılı FSEK.’in 76. maddesi gereğince, adı geçen Kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğu açıktır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK.’nın 156/1. maddesi uyarınca “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.”
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememiz dosyasındaki talep ve içeriklerinin değerlendirilmesinde; davacı tarafından talebinin davalı şirketin, davacı iş ürünlerinden iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki eylemlerine dayandırdığı görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafça haksız rekabet yönünden da talepte bulunulmuş ise de internet sitesi üzerindeki verilerin telif haklarının kime ait olduğu, bu hususta bir ihlalin bulunup bulunmadığı, verilerin hangi amaçla ve nasıl elde edildiği hususlarının değerlendirilmesi görevinin diğer bir deyişle somut uyuşmazlığa konu delillerin takdirinin ihtisas mahkemesi olan Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olacağı kuşkusuzdur.
Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1)
Bu doğrultuda yukarıda açıklanan gerekçelerle, açılan davada Mahkememiz görevli olmadığından davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 30/03/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır