Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/222 E. 2023/594 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/222 Esas
KARAR NO : 2023/594

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/03/2023
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; borçluya ait mahalde müvekkili kurumun kaçak ekipleri tarafından yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilen borçlu davalı aleyhine … seri nolu kaçak zabtı tanzim edilmiş ve iş bu dilekçe ekinde kaçak elektrik kullanımını kanıtlar nitelikte evrakları sunuyor olduklarını, kaçak zaptı tutanağına istinaden borçluya kaçak elektrik faturası düzenlenmiş, ancak borçlu tarafından vadesi gelmiş olan borcun ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine taraflarınca Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasıyla icra takibine başlanmış olduğunu, davalının tebliğ edilen ödeme emrine karşı itiraz etmiş ve icra takibinin durmuş olduğunu, davalı-borçlunun borca itirazında, takip ve dayanak işlemlere yönelik esaslı bir itiraz nedeni bildirmemiş olduğunu, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk kapsamında davalı … ile dava konusu icra takibi alacağına istinaden arabuluculuk görüşmesi yapılmış olup, görüşmede anlaşma sağlanamamış olduğunu, ihtiyati haciz talepleri bulunduğunu, kesin delil niteliğindeki kaçak zaptı tutanaklarının ve zabıttaki tespitleri somut olarak destekleyen tüketim endekslerinin müvekkili kurum alacağının yaklaşık ispat ölçüsünün de üzerinde ortaya koyduğu göz önünde bulundurularak vadesi gelmiş bir borç için ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiğini, mevzuat hükümleri gereği dava konusu kaçak elektrik kullanım tespiti ve tahakkukunun hukuka uygun olduğunu, kaçak elektrik kullanmış olan davalının borcunun abone sözleşmesinden doğan bir fatura alacağı olmayıp davalının borcunun haksız fiilden kaynaklanmakta olduğunu, dosyaya konu borcun sözleşme ilişkisi içerisinde bir elektrik faturasının ödenmemesi değil, taraflar arasında sözleşme ilişkisi olmadan kaçak elektrik kullanımından doğmuş olduğunu, davalının söz konusu mahalde kaçak elektrik kullanmış ve işbu haksız eylemini uzun süre devam ettirmiş olduğunu, her ne kadar borçlu aleyhine kaçak elektrik kullanımı borcundan dolayı Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılmış olsa da icra takibinin kesinleştirilmesine kadar borçlunun kamu alacaklarını zarara uğratacak nitelikte mallarını kaçırması ve eksilteceğine yönelik duyumlar alınmış olduğunu, icra takibinin kesinleşmesinin beklenilmesi halinde kamu alacağı nitelikteki müvekkili kurum alacağının tahsil edilmesinin imkansız hale gelecek ve işbu durumda müvekkili kurumun zarara uğratılmış olacağını, dosya kapsamında kaçak elektrik kullanımına dair açık deliller sunulmuş olup ihtiyati haciz yönünden haklılığın tam olarak ispat edilmiş olduğunu, alacaklarının muaccel olup; rehin ile de temin edilmemiş olduğunu beyanla; davalı … icra takibine yönelik itirazının iptaline, icra takiplerinde yazılı asıl ve feri alacaklarının davalı … tahsiline, davalı … %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, tensiple birlikte: alacaklarını teminen borçlunun taşınmaz, taşınır malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve ücreti vekaletin davalı … tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap verilmediği, 06/06/2023 tarihli duruşmaya iştirakle tutanağın düzenlendiği yerin tekstil atölyesi olduğu, davayı kabul etmediği ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı kurum tarafından davalı aleyhine düzenlenen kaçak elektrik faturasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı kurum tarafından davalı aleyhine 13.168,06 TL kaçak elektrik bedeli, 64,47 TL faizin KDV’si, 358,17 TL geçikmiş gün faizi olmak üzere toplam 13.590,70 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edildiği ve takibin durmuş olduğu anlaşıldı.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davalını tacir araştırmasının yapılması için Batman Ticaret Sanayi Odasına, Kozluk Mal Müdürlüğü’ne müzekkereler yazılmış olup, müzekkere cevaplarının incelenmesinde davalı adına mükellefiyet kaydının bulunmadığı ve gerçek kişi tacir kaydına rastlanılmadığının belirtildiği görüldü.
Somut olayda, uyuşmazlık kaçak elektrik bedelinden kaynaklanmakta olup, davalı tarafın gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar aboneliğe konu tarife ticarethane olarak belirtilmiş ise de davalının sicilde tacir kaydının bulunmaması, mal müdürlüğünden de mükellefiyet kaydının bulunmaması dikkate alındığında tacir olarak kabul edilemeyeceği, davanın mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, tüketici ve tacir sıfatı bulunmadığından taraflar arasındaki ilişkinin 6102 ve 6502 sayılı kanunlar kapsamında bulunmadığı, sonuç olarak uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi … E.-…K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu kanaatine varılmakla davanın HMK’nun 114/1.(c).b,115. Maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸