Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/109 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/118 Esas
KARAR NO : 2023/109

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/02/2023
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … günü saat … sularında, sürücü … , ruhsatı müvekkil …’ya ait, kasko sigortalı … plakalı … model beyaz renkli … marka araç ile sürücüsü … olan … plaka sayılı motosiklet arasında maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkilince davalı sigorta şirketine yapılan hasar bedelini ödeme talebi davalı kasko sigorta şirketince reddedildiğini, trafik kazası yapan ruhsatı müvekkiline ait olan … plaka sayılı araçta oluşan hasar için yetkili …. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti tarafından araçtaki hasar giderildiğini ve neticede 29.390, TL hasar bedeli müvekkilince ilgili servise ödendiğini, hasarı gideren ilgili servis, kaza yapan müvekkiline ait araçta; ön tampon için 9655.TL., civ panel için 3810 TL., su fiskiyesi bidonu için 1.600.TL., sol ön çamurluk davlunbazı için 1.300.TL., sol sis far çerçevesi için 700.TI.., sol sis farı için 3.275.TL., iki adet raltur hava kanalı için 1.000.TL., klima gazı için 1.000.TL., rot ayarı için 1.000.TL., işçilik bedeli için 7.000.TL. olmak üzere toplam 29.390.TL hasar bedelini davacı müvekkilin hasarı giderdiğini, olaydan sonra … plaka sayılı otomobilin sürücüsü olan müvekkili aracın ruhsat sahibi … ‘nın kardeşi … , olay yerine yaklaşık 300 metre yakınında bulunan … Polis Merkezi Amirliği’ne gittiğini ve belirtilen adreste motosiklete çarparak kaza yaptığını, kazadan hemen sonra vakit kaybetmeden yakında bulunan polis merkezine geldiğini söylediğini, olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturma açıldığını, belirtilen adreste kaza yapan müvekkili … adına kayıtlı … plakalı araç, … poliçe numarası ile … Sigorta A.Ş tarafından *… Genişletilmiş Maksimum Kasko Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, belirtilen trafik kazası olayında davacı müvekkiline ait bulunan … p.s.’lı araçta meydana gelen hasar için , davacı müvekkili, aracın kaskolu bulunduğu sigorta şirketine, 23.01.2023 tarihinde hasar ihbarında bulunduğunu ve zararın karşılanmasını talep ettiğini, 25.01.2023 tarihinde kendisine verilen yanıtta hasarın teminat dışı olduğundan bahisle bu istemi reddedildiğini, davalı sigorta şirketince, sürücünün kaza yerini terk ettiği gerekçesiyle zararın karşılanması talebi reddedildiğini, davalı şirketin iddiası doğru olmadığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki poliçede ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları doğrultusunda gerçekleşen hasarların teminat dışı olduğuna dair herhangi bir hüküm olmadığını, müvekkili poliçede ve Genel Şartlarda belirlilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, primlerini zamanında yatırdığını, zamanında yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleştirmesine rağmen davalının zararın tazmininden imtina etmesi poliçe ve Genel Şartlar hükümlerine ve kanun hükümlerine aykırı olduğunu beyanla; davanın kabulünü, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı kalmasını, meydana gelen aracın hasarlı trafik kazası olayı nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası Md. 107 uyarınca, toplanacak delillere göre müvekkiline ait … plakalı … model Beyaz renkli … marka araçtaki olay tarihi itibariyle hasar değerinin belirlenmesini, müvekkiline ait araçla kaza sonucu oluşan zararın tazmini için şimdilik, davacı müvekkilince ödenen, 29.390,09-TL.’nin temerrrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı gerçek kişinin kasko sigortasına karşı açmış olduğu zarar tazmini talebine ilişkidir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/l maddesine göre tüketici işleminin “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak aynı yasanın 3/k maddesine göre tüketicinin ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesi gereğince tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
“…Her ne kadar yerel mahkemece sigortalı aracın poliçede cinsi kamyonet olarak gösterildiğinden davanın ticaret mahkemesinde açılması gerektiği kanaatiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de aracın ruhsat bilgileri ve trafik kaydına göre kullanım amacı hususi-kamyonet olup, müteveffa sigortalının bu araçla ticaret yaptığı, tacir olduğu da iddia ve ispat olunmadığından, dolayısıyla sigortalı tüketici sıfatını taşıdığından, ticaret mahkemesi davada görevli değildir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir…” (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2019/289 Esas 2021/947 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda davacı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigortası ile sigortalı olduğu, aracın ruhsat bilgilerine göre kullanım amacının hususi olduğu, olay tarihinde aracın ticari amaçla kullanıldığına dair herhangi bir delilin bulunmadığı gibi ibraz edilen sigorta poliçesinin de kasko sigortası olduğu anlaşılmakla 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesinin k ve l bendi uyarınca davacının tüketici sıfatını taşıdığı, davalı sigorta şirketi ile davacı sigortalı arasında yapılan sigorta sözleşmesinin ise tüketici işlemi olduğu, buna göre uyuşmazlık ile ilgili Tüketici Mahkemesinin değerlendirme yapıp karar vermesi gerektiği anlaşılmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalması nedeniyle HMK ‘nın 1. maddesi, 6502 Sayılı yasanın 3. ve 73. maddeleri gereğince görev hususu kamu düzenine ilişkin olup Mahkemece her aşamada re’sen nazara alınması gerektiğinden Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine, Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸