Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/111 E. 2023/103 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/111 Esas
KARAR NO : 2023/103

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Satış sorumlusu olarak şirket bünyesinde çalışmakta olan … isimli şahsın müvekkili şirkete ait ticari sır niteliğindeki verileri haksız olarak elde ettiğini, kopyaladığını ve kendisinin gizlice kurduğu firmada kullandığını, ilgili şahıs tarafından şirketleri tarafından yıllardır kullanılan … internet sitesi özel tasarımı haksız ve hukuka aykırı olarak kopyalanıp ….tr adresi üzerinden yüklenildiğini, müvekkili firmanın sosyal medya hesapları şifrelerinin şüpheli şahıs tarafından değiştirildiğini, müvekkili şirketin erişimi engellendiğini, gelinen süreçte firmaları ticari itibarı kullanılarak firmaları müşterisinden firmaları adına hareket ediyor gibi ödeme aldığını, söz konusu ödemeyi taraflarına aktarmadığını, müşteri firmaya da ürün göndermediğini beyan ederek, zararın artmasını önlemek için davalının faaliyetinin durdurulması için gerekli ihtiyati tedbir kararının verilmesini davalının yasalara aykırı olarak yapmakta olduğu haksız rekabetin önlenmesine, müvekkili şirketin haksız rekabet sebebiyle uğramış olduğu zararlardan dolayı şimdilik 10.000-TL tazmin edilerek davacı müvekkiline verilmesini yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin haksız davalı yan üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava konusu talep, davacının daha önce sigortalı çalışanı olan dava dışı 3. Kişinin davacının ticari itibarını kullanarak ve bu doğrultuda yeni bir şirket kurarak davacıya ait olduğu belirtilen … adlı siteyi kopyalanarak ….tr üzerinden siparişler aldığı, bu doğrultuda faaliyet gösterilerek davacı şirketin zararına neden olunduğu iddiasına dayanmaktadır.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m. 99), İcra ve İflas Kanunu (m. 154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m. 22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
5846 sayılı FSEK.’in 76. maddesi gereğince, adı geçen Kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğu açıktır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK.’nın 156/1. maddesi uyarınca “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.”
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememiz dosyasındaki talep ve içeriklerinin değerlendirilmesinde; davacı tarafından açılan davada, davacıya ait internet sitesinin kopyalandığı ve bu doğrultuda siparişler alındığı, bu hususun davacı şirketin ticari itibarına zarar verildiği ve zarara uğratıldığı hususlarının iddia edildiği, buna göre bu hususun haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği, davalı şirketin internet sitesinin kopyalanması ve sosyal medya hesabının ele geçirilmesi vb eylemler nedeniyle haksız kazançlar sağlayıp sağlamadığı hususunun incelenip değerlendirilmesi görevinin, diğer bir deyişle somut uyuşmazlığa konu delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur.
Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1)
Bu doğrultuda yukarıda açıklanan gerekçelerle, açılan davada Mahkememiz görevli olmadığından davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
6-Davacı tarafın tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden inceleme sonunda karar verildi. 06/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır