Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/982 E. 2023/159 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/982
KARAR NO : 2023/159

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası kapsamında davacıya karşı icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmiş olup takibin durmuş olmasına karşın davalının 06.05.2019 tarihinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde …. E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığı, mahkeme …. K. Sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiği, bunun akabinde davalı tarafından icra takip işlemlerine devam edildiği ve davacının malları hakkında haciz tatbik edildiği, davacının bahse konu icra dosyasındaki borcu ödemiş olup herhangi bir borcunun kalmadığını, davacı ile davalı arasındaki temel ilişkinin elektrik alım satımına ilişkin olduğu, davacı, davalı şirket emrine elektrik faturalarına karşılık olarak bir tanesi 25.09.2018 vadeli, diğeri 30.10.2018 vadeli iki adet senet düzenlediği, bu hususun İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E, …. K sayılı dosyanın içeriğindeki bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı, bahsi geçen elektrik alımına ilişkin borç kapsamında davacı aleyhine genel haciz yolu ile İstanbul İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, davalının yapmış olduğu bu takip henüz derdest iken davalı tarafın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, bu takip kapsamında, karşı taraf avukatı ile yapılan görüşmelerde karşı taraf avukatı söz konusu borç için indirim yapılacağını, ödemenin yapılması halinde borcun sona ereceğini davacıya söylediğini, yapılan bu takibe ilişkin borcun davacı tarafından ödenmiş olup İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının kapandığını, adı geçen her iki icra dosyasının da borçlusu ve alacaklısının aynı olduğu, belirtildiği üzere davacı, davalının emrine düzenlediği senetleri, tarafların aralarındaki elektrik alım satımından kaynaklanan temel ilişkiye istinaden düzenlendiği, davacının senet borcunu dolayısı ile elektrik alım satımından kaynaklı borcunu ödemiş olmasına rağmen davalı, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibi kötü niyetli olarak sonlandırmamış olduğu, icra takip işlemlerine devam ederek davalının aracının yakalanmasına sebebiyet verildiği, adı geçen icra takibindeki borcun müvekkili tarafından ödenecek olması halinde tahsilde tekerrür oluşacağı, bu durumun önüne geçebilmek ve davalı yanın kötü niyetli olarak devam ettiği takibin sonlandırılmasını sağlayabilmek amacı ile işbu davanın açıldığını, davalının kötü niyetli olarak devam ettirdiği icra takibi kapsamında müvekkilinin aracı hakkında haciz kararı aldırdığını ve aracın yakalandığını, davalı tarafından yapılan haksız haciz nedeni ile tazminat hakkının saklı tutulduğu, ayrıca davalı vekili sürekli müvekkilini arayarak(….) rahatsız ettiğini, tahsil edilmiş olan borç nedeniyle mükerrer tahsilat yapmak istediğini, bu nedenle her türlü hukuki ve cezai hakların da saklı tutulduğunu, bahsedildiği üzere borcu ödemiş olmasına rağmen hakkındaki icra takibinin sonlandırılmamış olması nedeni ile davacının aracının üzerinde haciz olduğunu ve davacının aracının yakalatıldığını, bu nedenle davacının aracını kullanamadığını, davacının aracının yakalanmış olması sebebi ile mağduriyetinin her an devam ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile bu mağduriyetin sonlanması için davacının aracı üzerindeki haczin tedbiren kaldırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı Şirketin, EPDK’dan (Enerji Piyasası Denetleme Kurumu) aldığı onay ile Eylül 2012’den bu yana tüm Türkiye’de elektrik enerjisi tedariki ve toptan satışı hizmeti sunduğu, davacının ise elektrik tedarikçisini seçebilme hakkına sahip bir serbest tüketici olduğunu, serbest tüketici ise Elektrik Piyasası Kanunu ile getirilen, yıllık tüketimi her yıl Kurulca belirlenen tüketim değerinden -ki 2022 Yılı Ocak’tan itibaren bu değer yıllık 1100 kWh ve üzeridir- fazla olan gerçek veya tüzel kişi olduğunu, bu sayede davacının, elektrik tedarikinde davalı şirketi tercih etmiş ve taraflar arasında 05.08.2016 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesine binaen elektrik satın alageldiğini, dava konusunun ticari satımdan kaynaklanmakta ve her iki tarafın da tacir olduğundan, huzurdaki dava açılmadan evvel davacının arabuluculuk dava şartını ifa etmesi gerektiğini, arabuluculuk dava şartı ifa edilmeden açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, bunun yanı sıra davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 9.1. maddesinde, taraflar arasındaki ihtilaflar hallinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu hususunun yer aldığını, iki tarafın da tacir olduğunu ve bunun geçerli bir yetki sözleşmesi olduğunu, ayrıca yetki sözleşmesi olmasaydı dahi davanın yetkisiz mahkemede açıldığı hususunun değişmeyeceğini, çünkü dava konusu borcun, sözleşmeden kaynaklanan bir para borcu olduğunu, BK. 89 ve HMK. 10. madde göndermesiyle BK. 89. Maddesi hükmü gereğince sözleşmeden kaynaklanan para borçlarında sözleşmenin ifa edileceği yer, alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yeridir ve bu sebeple açılacak icra takibi ve davalarda yetkili icra dairesi ve mahkeme de alacaklının yerleşim yeri mahkeme ve icra dairesi olacağını, davalı şirketin ticarî merkezi de Şişli/İstanbul olduğundan, davanın da İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacı şirket, 05.08.2016 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesine binaen elektrik satın almış ve yaptığı alımlara dair borçlarını ödemekten imtina ettiğini, bu sebeple, 72.582,02 TL muaccel alacağın tahsili için davacı aleyhine 07.12.2018 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi açıldığını, daha sonra 25.09.2018 vade tarihli 25.000,00 TL ve 30.10.2018 vade tarihli 43.000,00 TL bedelli bonoların vadesinde ödenmemesi sebebiyle davacı şirket aleyhine 05.02.2019 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi açıldığını, davacı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde yetkiye ve borca itirazlarına dair 26.02.2019 tarihinde İstanbul …. Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açmış, mezkur Mahkemece 13.04.2021 tarih … Karar sayılı karar ile davacı Şirketin davası reddedilmiş ve kararın da kesinleştiğini, davacı, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı ilamsız icra takibinde de borca itiraz etmiş; 06.05.2019 tarihinde İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında tarafımızca itirazın iptali davası ikame edildiğini, İtirazın iptali davasında Mahkeme, 15.12.2020 tarih… Karar sayılı kararında davamızın kabulü ile huzurdaki davanın davacısı borçlu Şirketin itirazının iptaline karar verdiğini, her iki davada da müvekkilinin ayrı ayrı icra takiplerindeki talepleri kadar alacaklı olduğu hüküm altına alındığını, zikredilen iki kesinleşmiş olan iki davaya dair hüküm şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmakla tarafları ve konusu aynı olan huzurdaki davaya menfî yönde tesir edeceğini, bu itibarla kesin hüküm kuralı gereğince de huzurdaki davanın reddi gerektiğini, aynı uyuşmazlığın yeni bir dava konusu yapılamayacağını, bu nedenlerle davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği ve yetki yönünden reddine, aksi halde açılan davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında bulunan Elektrik Satış Sözleşmesinden kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığı iddiası ile başlatılan menfi tespit talebine ilişkindir.
Dosya, İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/10/2022 tarih … esas… karar sayılı gönderme ilamı ile mahkememizin yukarıda belirtilen esas sayılı sırasına kayıt olmuştur.
HMK’nun 17’nci maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekmektedir.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarının düzenleyen HMK 18. maddesinde (1)tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı ,(2)yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması ,uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme ve mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
Taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 9. Diğer hükümler 9.1 Maddesinde iş bu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında aktedilen sözleşmeye hüküm koymak suretiyle yetki sözleşmesi yapmışlardır.Yetki sözleşmesinin yazılı olması geçerlilik koşuludur. Davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında HMK.’nun 17.maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ,karar kesinleştiğinde dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın yetki nedeniyle REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince davacının yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmesinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet yetkisizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır