Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 E. 2023/785 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/906
KARAR NO : 2023/785

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 19/07/2023

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketinin hissedarı olduğunu, 2017 yılı sonuna kadar davalının şirket müdürler kurulu üyesi olarak münferid imza yetkisinin bulunduğunu, davalının şirketlerde usulsüz işlemleri birbiri ardına gelmeye başlayınca şirkette bir iç denetim başlattıklarını, hakim ortak …’ın genelde Romanya’da bulunması ve pandemi sürecinin araya girmesi ve Türkiye’de 4 adet şirket bulunması nedeniyle davalının davaya konu eylem ve işlemlerinin tespitinin 2022 yılı ortalarını bulduğunu, davalının 2017 yılı Mart-Aralık arasında müvekkili şirkete ait 7 adet çekici ve 4 adet römork olmak üzere toplam 11 adet aracı 470.000 TL’ye sattığını, bu satış işlemlerinin bir kısmının davalının bizzat kendisinin sözleşmeye katılmasıyla, bir kısmının ise şirket müdürü sıfatıyla imzaladığı vekaleti ile gerçekleştiğini, araçların piyasa değerinin çok altında satıldığının ve bu suretle şirketin zarara uğratıldığının tespit edildiğini, araçların satış tarihleri itibariyle gerçek değerlerinin 1.210.000,00 TL olduğunu, şirketin 740.000 TL zarara uğratıldığını, davalının aynı zamanda güveni kötüye kullanma suçunu işlediğini belirterek davanın kabulü ile 740.000 TL maddi ve 200.000 TL maddi tazminatın araçların satış tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin adresi itibariyle mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, limited şirket yöneticilerine karşı sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunda bu yönde bir karar alınmasının zorunlu olduğunu, dava konusu tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak ise huzurdaki dosyada davacı … iddia ettiği şekilde şirketlerin zarara uğratılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı şirketin hakim ortağının oğlu olduğunu, yapılan işlemlerin kendisine danışılmadan yapılmayacağını, davacı şirketin 2015 yılından beri gayrifaal olduğunu ve gelir elde etmediğini, hakim ortak konumundaki …’ın 2017 yılında şirketin uluslararası taşıma yetki belgesi c2’nin geçerliliğini yitirmesi neticesinde araçların satışına karar verdiğini, her araç satışı öncesinde kendisine alıcı ve fiyat bilgisi verilip kabul etmesi ve satış talimatı vermesi neticesinde işlemlerin gerçekleştirildiğini, davacının Büyükçekmece CBS’ya huzurdaki davadaki iddiaları içerir şekilde suç duyurusunda bulunduğunu, … soruşturma sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, yapılan itirazın da reddedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP; Davacı vekili Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; hakim ortak …’ın davaya muvafakatının bulunduğuna dair noter tasdikli belgeyi ibraz edeceklerini, genel yetki kuralları gereğince davalının ikametgahında dava açıldığını, davalının yetki itirazının reddinin gerektiğini, davalı şirket araçlarının 2017 yılı içerisinde piyasa rayiçlerinin çok altında satıldığını, zamanaşımından sözedilemeyeceğini, değerleme raporunun 05/07/2022 tarihli olup TTK m.560 gereğince zamanaşımı süresinin dolmadığını, ayrıca TBK 72.maddesi gereğince uzamış zamanaşımının sözkonusu olduğunu şirket müdürü olan davalının araçları piyasa fiyatından çok düşüğe satmak suretiyle güveni kötüye kullandığını, talimatın …’dan alındığını belirtilmiş ise de bu hususun doğru olmadığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 644/1-a maddesinin yollaması ile limited şirket müdürlerinin sorumlulukları hakkında da uygulanacak olan TTK’nın 553/1. maddesi uyarınca, şirket yöneticisi olarak görev yapan davalının davacıya verdiği zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla yapılan bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, davaya konu 11 aracın davacı şirketin ticari defterlerinde 2017 yılında Taşıtlar hesabında takip edildiği, ibraz edilen faturalara uygun olarak araçların satış bedellerinin davacı şirket ticari kayıtlarına 398.305,11 TL + 71.694,72 TL olmak üzere toplam 470.000 TL olarak işlendiği, dava konusu toplam 11 adet çekici ve yarı römork aracın 2017 tarihinde toplam rayiç değerinin 810.825,00 TL olarak belirlendiği, mali ve teknik incelemelere göre araçların rayiç değerinin 340.825,00 TL altında kalarak kar kaybına uğradığı, davalı müdür aleyhine suç duyurusunda bulunulduğu, takipsizlik kararı verildiği, takipsizlik kararına itirazın reddedildiği, uzamış zamanaşımının söz konusu olmayacağı, TTK 560 gereğince 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin söz konusu olacağı, dava dışı ortak ve müdürün söz konusu eylemlerin gerçekleştiği tarihte münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu dikkate alındığında eylemden haberdar olmayacağının düşünülemeyeceği, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra davanın açıldığını belirtmiştir.
Davalı taraf, yetki itirazında bulunmuş ise de TTK’nun 561.maddesinde düzenlenen kuralın kesin yetki kuralı niteliğinde olmadığı ve genel yetki kuralına göre davalının ikametgahında işbu davanın açıldığı anlaşılmakla davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 553/1. maddesi uyarınca, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.Yönetim kurulu üyeleri görevlerini ifa ederken ve verilen yetkileri kullanırken, tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket etmeli ve şirket menfaatlerini gözetmelilerdir. Yönetim kurulu üyelerinin özen ve dikkat yükümlülüğünün kapsamı, şirket ana sözleşmesi, kanun, iç yönerge ve yönetim kurulu tarafından verilen tüm yetki ve görevleri kapsar.
TTK’nın 560/1. Maddesine göre, sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır. Ceza davası zamanaşımının uygulanabilmesi için tazminat sorumluluğuna neden olan fiilin ceza kanunlarına göre suç oluşturması ve cezayı gerektirmesi yeterli olup ayrıca haksız eylem faili hakkında ceza davası açılmış olması veya mahkûmiyet kararı verilmiş olması, hatta soruşturma yapılması gerekli değildir. Davalı hakkında takipsizlik kararı verilmiş ve takipsizlik kararına itirazın reddine karar verilmiştir. Takipsizlik kararı, ceza zamanaşımının uygulanmasına engel teşkil etmemekle birlikte eylemin cezayı gerektirmediği, bu sebeple ceza zamanaşımının uygulanamayacağı, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,85 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 16.052,85 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 15.783,00 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine ,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4–6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştikten sonra talepleri halinde ilgililere iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.19/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır