Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/901 E. 2023/230 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/901 Esas
KARAR NO : 2023/230

BİRLEŞEN DOSYA ESAS NO : Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas
BİRLEŞEN DOSYA KARAR NO : Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2022
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin asıl dosya dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında …. Abonelik ve Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile yapılan sözleşme kapsamında kendisine hizmet verildiğini ve verilen hizmetin karşılığında davalı tarafın cari hesabında 33.288,76 TL borç bakiyesi oluştuğunu, bu kapsamda, davalı tarafın, cari hesaptan kaynaklanan borçlarını Müvekkil Şirket’e ödenmesi gerektiğini, davalının Müvekkil Şirket’e cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemediğini, müvekkili şirket tarafından, ödenmeyen iş bu tutar nedeniyle, Bakırköy …. İcra Dairesi ….. E. Sayılı dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrine Davalı tarafından itiraz edildiğini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak durdurulduğunu, işbu kapsamda huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. E. Sayılı dosyasında mevcut ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket …. ile davalı şirket …. Anonim Şirketi arasında …. Abonelik ve Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile yapılan sözleşme kapsamında kendisine hizmet verildiğini ve verilen hizmetin karşılığında davalı tarafın cari hesabında 33.288,76 TL borç bakiyesi oluştuğunu, bu kapsamda, davalı tarafın, cari hesaptan kaynaklanan borçlarını Müvekkil Şirket’e ödenmesi gerektiğini, davalının Müvekkil Şirket’e cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemediğini, müvekkili Şirket tarafından, ödenmeyen işbu tutar nedeniyle, Bakırköy ….. İcra Dairesi ….. E. Sayılı dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrine Davalı tarafından itiraz edildiğini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak durdurulduğunu, işbu kapsamda huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin ….. E. Sayılı dosyasında mevcut ilamsız icra takibine Davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zabıtları ayrı ayrı tebliğ edilmiş, asıl ve birleşen dava dosyasında davalı tarafın cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas, …. Karar sayılı ve 11/10/2022 karar tarihli birleştirme ilamı ile dosyanın mahkememizin… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmektedir.
-Dava, asıl ve birleşen dava yönünden davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. ve ….. esas sayılı takip dosyaları ile ayrı ayrı cari hesap alacaklarına dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir.
-Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 45.721,45 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “26.04.2021 vade tarihli Cari Hesap Alacağı” olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 33.288,76 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “Cari Hesap Alacağı” olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
-2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
-İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
-Somut olayda davacı taraf davalı ile aralarında ticari ilişki kapsamında “Kameram Abonelik ve Hizmet Sözleşmesi”‘nin akdedildiğini, sözleşme ile üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafça sözleşme bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir.
-Taraflar arasındaki ilişki hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunup tacirler arasında yazılı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak hizmet sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi bir geçerlilik şartı değildir. Bu şekilde düzenlenmiş olması ispat bakımından önem arz etmektedir. Davacı tarafça davada ve takipte taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi uyarınca davalıya keşide edilen faturalara dayanılmıştır. Bu bakımdan ispat külfeti davacı taraf üzerinde bulunmaktadır. Davacı taraf HMK 190. Maddesi gereğince faturalara konu hizmeti sunduğunu, dava değeri de gözetildiğinde yazılı olarak ispat etmelidir.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz……. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur” hükümlerine yer verilmiştir.
-Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
-Türk Ticaret Kanunu faturayı tanımlamış değildir. Ancak kanun faturanın düzenlenmesi hakkında bazı kurallara yer vermiştir. Fatura tanzim edilmesinin öncelikli koşulu, tacirin ticari işletmesi bağlamında mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olmasıdır. Bu koşul, faturanın nitelik itibarıyla sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olmasının da gereğidir. Dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belge, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazıdır. Şüphesiz, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuken geçerli olması gerekir. Bu anlamda batıl bir sözleşmeye dayanılarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasına ilişkin karinenin uygulanması temel borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin varlığı halinde söz konusu olabilir. Taraflar arasında sözleşmenin bulunup bulunmadığı hususu çekişmeli ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde öncelikle sözleşmenin varlığı ispat edilmelidir (Özçelik, Volkan; Fatura İçeriğinin Kabul Edilmiş Sayılması, TBB Dergisi 2018 (138), s. 212 vd.).
-Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
-Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen uyuşmazlık noktalarının çözümü ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla SMMM bilirkişi tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 01/01/2023 tarihli raporda özetle; davacı … Güvenlik A.Ş.’nin incelenen 2019-2020-2021 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacı ….. Güvenlik A.Ş.’nin incelenen 2019-2020-2021 yıllarına ait resmi defter ve belgelerinde, davalı …. Mağazacılık A.Ş. … Hesap Kodu İle Alıcılar hesabında hareket gördüğü, ….. Esas Sayılı icra takip tarihi olan 05/05/2021 tarihi itibariyle 45.721,45 TL asıl alacak, ….. Esas Sayılı icra takip tarihi olan 27/09/2021 itibariyle 33.288.76 TL asıl alacak olmak üzere takipte bulunduğu toplam 79.010,21 TL tutarda alacağı bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacı şirketin 79.010,21 TL alacağının ticari defter ve belgelerinde TTK, VUK ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri gereği kayıt altına alındığı, BA BS formlarının birbirini desteklediği, davacının, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas dosya numaralı icra dosyasında icra takibini yaptığı 45.721,45 TL tutar ve Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas dosya numaralı icra dosyasında 33.288,76 TL tutar olmak üzere toplam 79.010.21TL asıl alacağın tarafımıza iş bulunan incelemeye konu yasal defterler içerisinde kayıtlandığı ve defter kayıt belge ve deliller ışığında takip tarihleri itibariyle alacak aslına ilişkin tutarın toplam 79.010,21 TL olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmüştür.
-Davacı defterlerinin incelendiği bilirkişi kök raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, Mahkememizce kök rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
-Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın incelenen ticari defterlerin usulüne uygun tutulup takibe konu alacak kalemlerinin de bu defterlerde kaydedilmiş olması tek başına alacağın varlığına ve fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslimi konusuna delil oluşturmamaktadır.
-Ancak Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmektedir. Ayrıca dosyada mevcut bilgi ve belgelere ve bilirkişi raporuna göre taraflarca dava ve takip konusu faturalarıın ba-bs formlarıyla vergi dairesine bildirildiği sabittir. Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 45.721,45 TL ve 33.288,76 TL alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
-Buna göre davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden ve sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğu hususlarının; davacı tarafın ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması, dosyada mevcut Ba-BS kayıtları nazara alınarak davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafın takibe konu fatura borcunu ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği kanaatine varıldığından asıl ve birleşen davalar yönünden davalının yapmış olduğu itirazların iptali ve asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
-Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından cari hesap ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava ve birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasında açılan davaların ayrı ayrı KABULÜ ile;
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazların iptali ile takiplerin ayrı ayrı devamına,
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 9.144,29 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 6.457,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.123,23-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 552,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.571,03- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Asıl davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 552,20-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.273,96-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 402,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.871,91- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Birleşen davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 402,05-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 69,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.649,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Birleşen davada davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 80,70 TL başvurma harcı ve 5,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 85,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Asıl davada davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Birleşen davada davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun …. ve … numaralı arabuluculuk dosyalarında Adalet Bakanlığı bütçesinden ayrı ayrı ödenen 1.560,00’er TL olmak üzere toplam 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere Davacı – birleşen davacı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, davalı – birleşen davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2023

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır