Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/823 E. 2022/1039 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/823
KARAR NO : 2022/1039

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/02/2008
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından …. poliçe nosu ile kasko sigortası yapılan …. plakalı müvekkiline ait aracın 28.08.2007 günü çok sayıda araçla yaptığı kaza sonucu hasarlandığını, kazada tır çekicisi olan davacı araç sürücüsünün tamamen kendi kusuru ile çok sayıda araca arkadan çarparak ağır hasar verdiğini ve bir çok kişiyi yaraladığını, korkarak olay yerinden kaçtığını, yokluğunda olay yerine gelen trafik ekiplerince hiçbir veriye dayanmaksızın kazaya istiap haddinin aşılmasının yol açtığı şeklinde rapor tutulduğunu, Adapazarı …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda kazanın sürücü hatasından kaynaklandığının belirtildiğini, davalı … şirketince …. sayılı kasko hasar dosyasının açıldığını, ancak hasar bedelinin karşılanması başvurularının reddedildiğini oysa bilirkişi raporu ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre hasarın karşılanması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL hasar bedelinin muaccel olduğu tarihten itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile gerek kazanın meydana geldiği yerin, gerekse müvekkili şirketin adresi itibariyle Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olmayıp, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş; ayırca davacı aracın ruhsat kaydında Mülkiyet Muhafaza kaydının bulunduğunu, lehine mülkiyet muhafaza kaydı bulunan kişinin onayı olmaksızın açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre istiap haddinin aşılması nedeniyle meydana gelen hasarların teminat dışı olduğunu, Sakarya …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit ve alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, raporun müvekkili şirket için herhangi bir bağlayıcılığının olmadığını, sigortacının gerçek zararı karşılamakla yükümlü olması çerçevesinde aracın ancak olay tarihi itibariyle tespit edilecek gerçek rayiç değerinin talep edilebileceğini, müvekkilinin alacağın faizinden sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DAVA ; Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosyanın, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/11/2013 tarih …. esas …. karar sayılı ilamının Yargıtay 17. H.D’nin 17/02/2016 tarih 2015/12694 esas 2016/1844 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilerek, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı sırasına kayıt olduğu, yine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2016 tarih …. esas …. karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17 HD’nin 17.02.2016 tarih 2015/12694 E- 2016/1844 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına yer olmadığına ve mahkememizin 14/11/2013 tarih …. E- …. Karar sayılı kararda direnilmesine karar verildiği, bunun üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/05/2022 tarih 2020/(17)4-258 esas 2022/699 karar sayılı ilamı ile bozma kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esas sayılı sırasına kayıt olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince alınan 13/04/2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazanın, sürücü …. yönetiminde seyretmekte olan davacı şirkete ait olup davalı şirkete kasko rizikolarına karşı sigortalı … plaka sayılı çekici önünde aynı yönde seyretmekte olan sürücü …. yönetimindeki …. plaka sayılı otobüse arkadan çarptığını, sadme sonucunda bu araç da önünde seyreden …. yönetimindeki …. plaka sayılı minibüse, bu araç da önünde seyreden sürücü …. yönetimindeki …. plaka sayılı otomobile, bu araç da önünde seyreden sürücü …. yönetimindeki …. plaka sayılı otobüse, bu araç da önünde seyreden …. yönetimindeki …. plaka sayılı otobüse, bu araç da önünde … yönetimindeki …. plaka sayılı kamyona çarpması şeklinde geliştiğinin anlaşıldığı, kazanın oluşma şeklinden davacı şirkete ait çekici sürücüsünün dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullandığı, önündeki araç ile hızına ve yük durumuna uygun bir takip mesafesi bırakmadığı muhtemelen önünde seyir halinde iken duran veya yavaşlayan otobüse çarptığı sonucuna varıldığını, kendisinin bu davranışının olaydaki asli sebebi teşkil ettiği, halbuki sürücülerin önlerindeki araçları gerektiğinde güvenle durabilecekleri bir uzaklıktan izlemeleri olay tarihinde cari kanun ve yönetmelik gereği olduğunu, kazanın gelişme şekli dikkatsiz araç kullanan çekici sürücüsünün anılan kurala uymadığını gösterdiğini, bu itibarla sürücü … ‘ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52c. Ve 56c. İle bağlı yönetmeliğin 101c ve 107. Maddelerini tehlikeli bir şekilde ihlal ederek kazanın oluşmasında tam kusurlu davrandığı kanaatine varıldığı, hasar durumuna ilişkin netice olarak davacı şirkete sigortalı aracın hasar durumu sigorta eksperi … tarafından düzenlenen 13/09/2007 kayıt tarihli raporda incelendiği, bu belgede …. plaka sayılı … Ltd. Şti. Model marka ve tipi çekicinin toplam hasar bedeli 79.376,84 YTL olarak hesaplandığını, yine anılan ekspertiz raporunda onarımın ekonomik olmayacağı, aracın …. olarak değerlendirilmesi gerektiği, aracın hasar tarihi itibari ile hasarsız emsalinin piyasa peşin değerinin 85.000,00 YTL olduğu, aracın hasarlı vaziyetteki değerinin 15.000,00 YTL olduğu ve sonuç olarak hasar tutarı 70.000,00 YTL olarak hesaplandığı, davacı şirkete ait kasko sigorta poliçesinin 29.11.2006/2007 tarihleri arası itibari ile düzenlendiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla poliçe vadesinin kaza tarihini kapsadığı, kusur yönünden netice itibariyle, kazanın oluşmasında …. plaka sayılı çekici sürücüsü …. ‘ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, diğer sürücülere kusur yüklenmesinin mümkün olamayacağı, kazanın oluşmasında istiap haddinin aşılmasının etkili olduğu, ancak kazanın münhasıran (sadece ve sadece) istiap haddinin aşılması nedeni ile meydana gelmediği, yakın takip olgusu ile yetersiz dikkat faktörünün de kazanın nedenlerini teşkil ettikleri, …. plaka sayılı çekicinin itibari hasar tutarının 70.000,00 YTL olduğu, davacı şirketin 10.000,00 YTL’yi davalı … şirketinden talep edebileceği kanatine varılmıştır.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan 13/09/2012 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Bilirkişilerin kök raporda belirtilen görüş ve kanaatlerinden dönmelerini sağlayacak yeni delilin sunulu olmadığı gibi kök rapordaki görüş ve kanaatleri yenileyerek, dava da davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğunun ispatı yapamadığı görüş ve kanaatlerini içerir ek bilirkişi raporu sunulmuştur.
Davacı tarafın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 13/12/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 60.000,00 TL olarak ıslah etmekle toplamda 70.000,00 TL üzerinden davasını ıslah ettiği, buna ilişkin 14/12/2012 tarihli …. sıra nolu makbuzla 742,50 TL ıslah harcı yatırdığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/05/2022 tarih 2020/(17)4-258 esas 2022/699 karar sayılı ilamı, hep birlikte değerlendirilmesinde ;
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup Dava konusu araç …. plakası numarası ile trafikte kayıtlı olup, trafik kaydında bulunan rehin yazısına ilişkin Gebze … Noterliğinin 28.11.2006 tarih …. yevmiye numaralı Mülkiyeti Muhafaza Kaydı ile Çekici Satış Sözleşmesine göre davacı aracın satıcısının … Ltd. Şti, alıcısının … Şirketi olduğu, aracın mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu sigorta poliçesinde de araç satıcısı …. Tic. Ltd. şirketi adına dain mürtehin kaydının yer aldığı görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Menfaat sahibi” başlıklı 1269. maddesinde; “Bir malı muayyen rizikolara karşı temin etmekte para ile ölçülebilecek bir menfaati olan malik, malikin adi veya rehinli alacaklısı, malın muhafazasından dolayı malikine karşı mesul olan acenta, kiracı, komisyoncu ve diğer kimseler, malın muhafazasında hakikaten menfaatli olan kimseler yahut bunların kanuni temsilcileri, bu menfaati sigorta ettirebilirler.” düzenlemesine, “Diğer bir kimsenin nam ve hesabına yapılan sigorta” başlıklı 1270. maddesinde de; “Bir kimse diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta akdedebilir; şu kadar ki; o kimse, nam ve hesabına hareket ettiği kimseyi temsile salahiyetli değilse sigorta priminden dolayı bizzat mesul olur.Nam ve hesabına sigorta mukavelesi yapılan kimse rizikonun gerçekleşmesinden önce veya sonra icazet verirse sigortadan faydalanır. Diğer bir kimsenin nam ve hesabına yapıldığı, mukavele şartlarından anlaşılmıyan bir sigorta mukavelesi bunu yapmış olan kimsenin nam ve hesabına yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeler gereğince, malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Sigorta tazminatı üzerinde hak” başlıklı 879. maddesinde ise “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Sigorta tazminatı taşınmazın eski hale getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. Kural olarak tazminat ödemesi sigortalıya yapılır. Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığında, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceğinden poliçede dain-i mürtehin sıfatıyla başka biri gösterilmişse, tazminat artık bu kişiye ödenir. Çünkü, dain-i mürtehin olarak gösterilen bu kişi, sigorta tazminatı açısından öncelikli olarak lehtar konumundadır. Bu husus dava ön şartı olup Kanun’da emredici şekilde düzenlenmiştir. Bu kurala aykırı olarak ödeme yapan sigortacı ancak sınırlı hak sahiplerinin sonradan yazılı onay vermesiyle sorumluluktan kurtulabilir. Muaccel olan bir sigorta tazminatı, sigortalıya ancak tüm rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Rehin hakkı sahibinin bu rızası, şarta bağlı olamayacağı gibi, sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine açıkça rıza gösterilmesini de kapsamalıdır.
. Dosya kapsamında dain-i mürtehin sıfatı ve rehin hakkı sahibi olan … Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin davaya muvafakat ettiğine ilişkin 18.10.2012 tarihli yazı ve talimat yoluyla gönderilen imza sirküleri ve sicil kaydı eklenen yazı içeriğinden rehin hakkı sahibinin davaya koşulsuz ve şartsız muvafakat ettiği anlaşılmış olup , 28/08/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesi , davacıya ait …. plakalı aracın hasarlandığı , dosyada alınan bilirkişi raporuna göre , kazanın oluşmasında … plaka sayılı çekici sürücüsü …. ‘ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, diğer sürücülere kusur bulunmadığı , davacı şirkete ait kasko sigorta poliçesinin 29/11/2006 – 29/11/2007 tarihleri arası itibari ile düzenlendiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla poliçe vadesinin kaza tarihini kapsadığı, …. plaka sayılı çekicinin itibari hasar tutarının 70.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde fazlaya ilişkin taleplerinin saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş olup davalı davacı taraf 13/12/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 60.000,00 TL olarak ıslah ettiğini davalı taraftan toplam 70.000,00 TL hasra bedelini talep ettiğini beyan etmiş olup davalı yan, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Bir davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak bir kısım alacağın tahsilini talep edilmesiyle talep dışındaki alacak için zamanaşımı işlemeye devam edeceği, sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağı , zamanaşımının durması ve kesilmesi düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 153 ve 154 maddeleri kapsamında olayımızda zaman aşımını kesen ve durduran bir neden mevcut olmadığı bu kapsmada davaya konu kaza tarihi 28/08/2007 tarihi ile ıslah tarihi olan 14/12/2012 tarihi arasında iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davacının davalıdan 10.000,00TL talep edebileceği ıslah dilekçesi ile talep edilen 60.000,00 TL’lik kısma ilişkin talebinin zamanaşımına uğramıs olduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ;10.000,00 TL’nin 18/02/2008 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın ıslah edilen kısmının zaman aşımı nedeniyle reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
2-10.000,00 TL’nin 18/02/2008 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın ıslah edilen kısmının zaman aşımı nedeniyle reddine,
3-Alınması gereken 683,10-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 135,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 548,10-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri olan 151,30‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 742,50 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 1.488,80-TL’den kabul oranına göre hesaplanan 208,43-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşma ortamında) yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır