Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/805 E. 2023/654 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/805 Esas
KARAR NO : 2023/654

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/07/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde …. numaralı Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olan, … Mah. … Cad. … Sok. No:15/1-A Avcılar/ İstanbul adresinde bulunan ve ….’ya ait olan, … San. Ve Tic Ltd. Şti’ nin kiracı olarak bulunduğu iş yerinde; klozete ait spiral su borusunun patlamasına bağlı olarak dahili su hasarı meydana geldiğini, sigortalının hasar ihbarı üzerine, hasarın nedeni ve miktarının tespiti amacı ile Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca uzman ve bağımsız eksper tayin edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu hazırlanan ekspertiz raporunda; binanın zemin ve ters bodrum katında kiracı tarafından faaliyet gösterilen iş yerinin tuvaletindeki klozete ait spiral su borusunun gece saatlerinde patlaması sonucu suların tüm iş yeri zeminine yayılması neticesinde, zemin parkesinin ve parke altı MDF döşemesinin hasarlandığının beyan edildiğini, hasarın iş yerinin gece saatlerinde gerçekleşmesi sebebi ile fark edilemediğini, bu sebep ile suyun tüm yüzeye yayılarak hasarın büyüdüğü kanaatine varıldığını, parke yüzeyinin yeni görünümlü, temiz ve bakımlı olduğunu, suyun etkisi ile tüm yüzeyde kabarmalar olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz incelemesi sırasında; parke altındaki MDF’ de hasar olup olmadığı bilinmediğinden, tuvalete yakın bölümdeki parkeler lokal söküm yapıldığını ve parke altındaki MDF döşemesinin de hasarlı olduğunun tespit edildiğini, hasar miktarının 41.765,00 TL olduğunun tespit edildiğini, dava konusu olayın meydana geliş şeklinin fotoğraflar ve ekspertiz raporu ile ortaya konulduğunu, hasara sebebiyet veren su tesisat borusunun klozete ait spiral su tesisat borusu olduğunu, ekspertiz raporunda da spiral su borusunun kiracının sorumluluğunda olduğunun ve müvekkilin şirketin kiracı …. San. Ve Tic Ltd. Şti’ ye rücu imkanı olduğu kanaatine varıldığını, tespit edilen hasar nedeni ile sigortalıya 41.765,00 TL ödenerek TTK’ nın 1472. maddesi kapsamında sigortalının haklarına halef olunduğunu, davalı tarafa meydana gelen hasardan sorumluluğu için yazılı başvuru yapıldığını ancak davalı tarafın hasar ve zararı tazmin etmekten kaçındığından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile hasar tazminatının rücuen tahsilinin talep edildiğini, davalının ise iş bu takip dosyasında borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına olan yapılan itirazın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile iptaline, takibin şimdilik 41.765,00 TL ana para üzerinden devamına karar verilmesini, borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; tazminat sorumluluğundan bahsedilebilmesi için, borca aykırı bir davranışla sözleşmenin ihlal edilmesi, bu ihlalden kaynaklı bir zararın meydana gelmesi, ihlal fiili, uygun nedensellik bağı ve kusur gibi şartların oluşmuş olması gerektiğini, müvekkili firmanın hangi yükümlülüğünü ihlal ettiği için kusurlu olduğunun belirtilmediğini, dava konusu hasarın binanın imalatı sırasında hatalı boru kullanılmasından kaynaklandığını, borunun duvarın içinde sızıntı yapması sonucu meydana gelen hasarın tamamen yapı sahibinin sorumluluğunda olduğunu, müvekkili firmaya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığundan davanın reddi gerektiğini, sigorta firmasının, ödediği her hasar bedelini bir başkasına rücu etme girişiminin sigortalılık kavramı ile çeliştiğini, sigorta firmalarının dava konusu riskler için prim aldıklarını, aldıkları her riskin gerçekleşmesinin rücu hakkı vermediğini, dava konusu alacak likit olmadığından, miktarının tespiti ve sorumluluğun olup olmadığının ancak yargılama sonucunda ortaya çıkabileceğini, bu nedenle icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle maddi ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile, varsa alacak miktarı yargılama sonucunda belli olacağından yasal dayanağı bulunmayan icra inkar tazminat taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
-Mahkememizce icra dosyası, hasar dosyası, ödeme evrakları dosya arasına alınmış ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
-Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 41.765,00 TL asıl alacak ve 1.091,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.856,61 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “Sigortalı … Mah. … Cad. … Sokak No:15 Avcılar/istanbul Adresinde 19.06.2021 Tarihlerinde Kiracısı Olduğunuz İş Yerinde Ki Klozete Ait Spiral Su Borusunun Patlamasına Bağlı Dahili Su Hasarı Meydana Gelmiştir. Bu Hasar Sebebiyle Müvekkil Şirket Sigortalısına Ödenen Tazminatın Rücuen Tahsili” olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
-2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
-İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).

Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı tarafından teminat altına alınan iş yerinde meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya ödenen meblağın davalıdan kiracı sıfatıyla tahsilinin mümkün olup olmadığı, tahsili mümkün ise miktarı, tarafların meydana olaydaki kusur durumları hususlarında toplanmaktadır.
-TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
-Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.
-Halefiyet, bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir. Yasal halefiyet zarar sigortalarında söz konusu olup, mal sigortaları bakımından TTK m. 1472 hükmünde, sorumluluk sigortaları bakımından TTK m. 1481 hükmünde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir (Yargıtay HGK, 05/02/2019, E. 2017/17-1088, K. 2019/65 tarih ve sayılı kararı).
-Buna göre davacı sigorta şirketi, sigortalısının uğradığı zararı karşılamış olmakla, halefiyet ilkesine göre, (TTK. m.1472) maddesi kapsamında, ödediği tazminat dolayısıyla sigortalının haklarına sahip olur ve zarardan sorumlu olan üçüncü kişilere karşı kusuru ölçüsünde doğrudan doğruya dava açarak rücu hakkını kullanabilir.
-Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda dava konusu su baskının davalı kiracının kullanımında ya da binanın yapım ve bakım eksikliğinden meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi, bu doğrultuda tespit edilecek kusur oranlarına göre davacı sigortacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen bedelin meydana gelen olayın oluş şeklinde ve ödeme tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, dosyanın bir inşaat mühendisi bilirkişiye ve bir sigortacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23/02/2023 tarihli raporda özetle; konut ve İşyeri kiralama durumlarında, mal sahibi, kiracısına konutu veya işyerini bakımlı, temiz ve
kullanıma uygun olarak teslim etmesi gerektiğini, bu durumun kira sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, kiralamanın başlangıcının 01.01.2021 tarihi olduğunu ve hasarın hasar bu tarihten yaklaşık 6 aylık süre sonunda 19.06.2021 tarihinde
gerçekleştiğini,
taharet hortumundaki patlamanın, kalitesiz malzeme ve/veya eskime, yıpranma olarak
tespit edildiğini, hasarı yaratan hortumun patlamasının iş yerini kiraya verirken tesisatın bakımını
yaptırmayan, ihmal eden davacının dava dışı sigortalısı olan mal sahibinin sorumluluğunda olduğunu, davacının dava dışı sigortalısının davalıya kiraladığı işyerinde meydana gelen dahili su hasarının,
onarım masrafının kadri maruf 41.765,00 TL (KDV hariç) ve …. numaralı poliçe teminatında
olduğunu, hasarın meydana gelmesinde sorumluluğun davacının dava dışı sigortalısında olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
-Davacı tarafın bilirkişi kök raporuna hukuki nitelikte olmayan itirazlarının değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 12/04/2023 tarihli ek raporda özetle; dava konusu olayın 19.06.2021 tarihinde taharet
hortumunun patlaması sonucu gerçekleştiğini, taharet hortumundaki patlama sebebinin, kalitesiz
malzeme ve/veya eskime, yıpranma olarak tespit edildiğini, iş yerini
kiraya verirken tesisatın bakımını yaptırmayan, ihmal eden davacının dava dışı sigortalısı olan mal
sahibinin sorumluluğunda olduğunu, bu tip hortumların en az 2 yıl ömürleri olduğunu, bu sürenin garanti süresinin 2 yıl
olmasından anlaşılacağını, mal sahibinin bakımları yaptırması halinde su hasarının oluşmayacağını, bu nedenle kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığını bildirdikleri görülmüştür.
-Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ait iş yerinde meydana gelen hasarın, sigorta poliçesi kapsamında ödendiği, davalı şirketin hasar tarihi itibariyle taşınmazda kiracı sıfatıyla bulunduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
-Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar davacı tarafça davalı tarafın kusurlu olduğu iddiası ile dava dışı sigortalıya ödenen bedelin sigorta poliçesi kapsamında halefiyet kuralları gereğince rücuen tahsili istemi ile takip başlatılmış ve akabinde iş bu dava açılmış ise de; davalı tarafın dava konusu taşınmazda hasar tarihi itibariyle kiracı sıfatıyla bulunduğu, hasara konu su baskının teknik bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu üzere açık bir alanda yer almayan klozet/taharet hortumunun patlaması sonucu meydana geldiği, ilgili hortumun taşınmaz içerisinde görünür bir alanda bulunmaması nedeniyle davalı kiracının ilgili hortumun bakım ve kontrollerini yapmakla yükümlü olmadığı, taşınmazda hasar tarihi itibariyle 6 aydır ikamet ediyor olması nedeniyle 6 aylık süreçte davalı kiracının bakımdan kaynaklı bir ihmalinden veya kusurundan söz edilemeyeceği, aksi bir kabulün hayatın olağan akışına uygun olmayacağı ve davalı kiracıya aşırı bir külfet yüklemek anlamına geleceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Her ne kadar davacı tarafça Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/443Esas 2020/3012 Karar sayılı ilamı ibraz edilerek spiral borusu patlamasının kiracının sorumlu olduğu konusu emsal içtihat olarak sunulmuş ise de; ilgili uyuşmazlığın incelenmesinde ilama konu patlamanın “mutfak lavabosunun altında bulunan spiral boru arızasından” kaynaklandığı, ilgili borunun taşınmazda görünür bir alanda olduğu ve bu nedenle iş bu davaya konu uyuşmazlık ile doğrudan bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla ilgili içtihat hükme esas alınmamıştır.
-Bu doğrultuda davalı tarafın zararın meydana gelmesinde herhangi kusuru bulunmadığı, davacı sigortacının kusuru bulunmayan davalıya rücu imkanı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 498,97-TL harçtan mahsubu ile bakiye 319,07-TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Küçükçekmece Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili (e-duruşma) ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır