Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/758 E. 2022/971 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/758 Esas
KARAR NO : 2022/971

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dava dışı kiracısı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyadan icra takibi başlattığını ve Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. talimat sayılı dosyasından borçluya ait menkul malların muhafazası işleminin tatbik edildiğini, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü dosyasından 20/09/2018 tarihinde haciz talebi doğrultusunda muhafaza işlemi tatbik edildiğini, haciz sırasında hazirun olarak bulunan ….. isimli kişinin haciz tutanağını imzaladığını ve akabinde hiçbir temsil yetkisi bulunmayan haziruna yediemin deposu adına müvekkili namına ve müvekkilini borçlandıracak taahhüt ve sözleşme imzalatıldığını, hazirun …..’ın dosyanın alacaklı vekili olan Av. …..’ın isminin altında kendi imzasını atarak iş bu davaya sebep olan yediemin teslim zaptı-ücret sözleşmesini imzaladığını, muhafaza tarihinden yaklaşık 2 yıl sonra davalı tarafından yetkisiz sözleşmeye istinaden icra takibi başlatıldığını ve dosyanın müvekkilinin gıyabında kesinleştiğini, davalının tek taraflı ve yetkisiz 3.kişiye imzalatılan sözleşmeye istinaden müvekkilini borçlandırmasının hakka hukuka hakkaniyete ve tüm mevzuata aykırı olduğunu beyanla, öncelikle teminatsız tedbir kararı verilmesini ve müvekkilinin mal varlığına konulan tüm hacizlerin fekkini, mahkeme aksi kanaatte ise dosyaya yapılan ödemeler göz önüne alınarak uygun görülecek bir oranda tedbir kararı verilmesini, emredici hukuk kaidelerine aykırı hareket eden, haksız ve dayanaksız icra takibi başlatan ve usulü nedenlerle kesinleşen icra takibi nedeniyle müvekkilinin davalıya herhangi bir nam altında borcunun bulunmadığının tespitini, maaş haczi nedeniyle bugüne kadar fazladan ödenmiş olan bedelin ödeme tarihlerinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte iadesini, haksız takip nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalı müvekkilinin özel yedieminlik müessesi işletmecisi olduğunu, gelir vergisine tabi olduğunu ve gerçek şahıs tacir olduğunu, geçimini bu işle sağladığını, davacı asilin müvekkili ile imzaladığı yediemin teslim zaptı yediemin ücret sözleşmesi uyarınca haczedilen menkullerin günlük 30,00-TL bedelle müvekkiline teslim edildiğini, alacaklı asil ile imzalanan sözleşme serbestisinin ön gördüğü şekilde düzenlenen sözleşmede bunun açıkça belirtildiğini, ancak aradan geçen süreye rağmen davacının müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle 733 günlük yediemin ücretinin tahsili için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin bu ücretini talep ettiği icra takibinin de davalı borçlunun kötü niyetli olarak ve sırf müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla huzurdaki davanın açıldığını, sözleşmedeki imzanın Av. ….. ‘a ait olmaması halinde ….. ve ….. isimli şahıslar hakkında gerekli suç duyurusunda bulunma ve dava açma haklarını saklı tuttuklarını, zira müvekkili tarafından sözleşmenin imzalandığı esnada kendisini alacaklı vekili olarak tanıtan şahsın sahte imza kullandığının tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın öncelikle usulden reddedilerek görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davacı borçlunun yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle davanın reddine, alacak likit olduğundan ve yine huzurda açılmış olan davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığından davacı borçlunun dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi 18/11/2021 tarih, …. Esas, ….. karar sayılı ilamı ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, 28/06/22 tarihinde kesinleşmiş görevsizlik kararı ile dosyanın Mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi 18/11/2021 tarih, ….. Esas, ….. karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararında “takibe konu yediemin ücret sözleşmesi 6098 Sayılı TBK’nun 561.maddesinde düzenlenmiş “saklama sözleşmesi” olup, davalı şirketin ticari işletmesi ile ilgili olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.06.2020 tarih ve 2019/4-231 Esas – 2020/487 Karar sayılı kararında belirtilen, sadece bir tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari dava sayılması” gerekçesiyle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Görevsizlik kararına dayanak olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.06.2020 tarihli kararının ilgili bölümünün incelenmesinde; karara konu uyuşmazlıkta her iki taraf da tacir olduğundan ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğundan bahisle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, ilgili kararın Mahkememiz dosyası ile doğrudan ilgili olmadığı görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.06.2020 tarih ve 2019/4-231 Esas – 2020/487 Karar sayılı ilamında ayrıntılarına yer verildiği üzere;
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m. 99), İcra ve İflas Kanunu (m. 154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m. 22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememiz dosyasındaki talep ve içeriklerinin değerlendirilmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine Büyükçekmece ….. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile başlatılan takip dayanağının yedieminlik ücretine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tüzel kişi tacir olsa da davacı tarafın tacir olduğuna ve dava konusu yedieminlik ücretinin davacının ticari işletmesiyle ilgili olduğuna dair dosyaya ibraz edilmiş bir bilgi ya da belge mevcut değildir. Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varıldığından Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-Davaya bakmaya Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli ve yetkili olduğuna,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararı karşı görevsizlik mahiyetinde olup, verilen kararın davacılar vekilince yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, masrafların davacı yanca karşılanmasına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı asil ile davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/11/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır