Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/755 E. 2023/172 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/755 Esas
KARAR NO : 2023/172

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalının üniversitenin maliki ve davalı ….’nun sürücü olduğu …. plakalı araç ile davacının maliki olduğu … plakalı araçlar arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu nedenle aracın 5 gün tamirde kalmış olduğunu, bağımsız ekspertiz raporuna göre müvekkilinin kazanç kaybı / araç mahrumiyet bedelinin 1.500,00 TL olduğunu, müvekkilinin aracında meydana gelen kazanç kaybı / araç mahrumiyet bedelinin tazmini için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile takip başlattıklarını, davalı tarafça icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davala tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Türk Ticaret Kanunu 4. ve 5. maddesinde ticaret mahkemelerinde görülecek olan davaların belirlendiğini, ticaret mahkemelerinde görülecek davaların taraflarından birinin tacir olması veya sigorta olduğu tazminat davaları ile kanunda belirtilen diğer davaların ticaret mahkemesinde görüldüğünü, açılan iş bu davanın konusu trafik kazasından doğduğu iddia edilen zarara ilişkin olduğundan sigortaya ilişkin bir alacak bulunmadığını, davanın taraflarından müvekkillinin de tacir olmadığını, bu nedenle davanın görevli mahkemede açılmadığını, olayın olduğu tarih gözönüne alındığında iş bu davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının aracında meydana gelen hasar ile ilgili olarak fatura, servis tutanağı ve sair belge ibraz etmediğini, bu nedenle uğradığını iddia ettiği zarar ile olay sonrası çekilen fotoğraflar incelendiğinde meydana gelen hasarın talep edilen miktar kadar olmadığının aşikar olduğunu, bağımsız ekspertiz incelemesini neye göre yaptığını, hangi belgeleri incelediğini bildirmediği gibi müvekkillerden bilgi ve belge talebinde bulunmadan eksik inceleme ve denetleme ile tanzim edilmiş raporun iş bu davada hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının aracında meydana gelen hasarın talep ettiği miktar kadar olmadığı çıplak gözle dahi görülebilmesine rağmen, fahiş miktarda talepte bulunmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle davanın usulden ve esastan reddini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalılar aleyhine Bakırköy ….. İcra müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası ile kazanç kaybı-araç mahrumiyet bedeline dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce vergi dairesi kayıtları, araç tescil kayıtları ve icra dosyası celp edilerek incelenmiş, taraf delilleri toplanmıştır.
Dosyanın taraflarından birinin gerçek kişi ve üniversite tüzel kişiliği olması nedeniyle öncelikle dava şartları yönünden görev hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre görev hususunun belirlenmesinde bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 154 vd. maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yukarıda da ayrıntılarına yer verildiği üzere bir davanın ticari dava sayılması için mutlak ticari davalardan olması ya da tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir.
Somut olayda davacı tarafın aracının ticari nitelikte olması, vergi dairesi kayıtlarına göre işletme hesabına göre vergi kayıtlarının mevcut olduğu ve şehir için personel ve okul taşımacılığı yapıyor olması nedeniyle davacı yönünden iş bu davanın ticari iş sayılması mümkün ise de davalılardan biri gerçek kişi olup somut uyuşmazlıkta davalı gerçek kişinin bir ticari işletmesinin varlığından ve dolayısı ile davalı yönünden ticari işten söz etmek mümkün değildir. Diğer davalı ise üniversite Anayasa’nın 130. Maddesi gereğince devlet ya da vakıflar tarafından kurulmuş olmalarına bakılmaksızın kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlardandır. Kamu tüzel kişiliğine sahip olan davalı …. Üniversitesi’nin ticari işletme olarak kabulü ile ise mümkün değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Buna göre dava konusu uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi, her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığından nisbi ticari dava niteliğinde de değildir. Zira yukarıda da ayrıntılarına yer verildiği üzere davaya konu kazaya karışan araçlardan birinin ticari araç niteliğine sahip olması uyuşmazlığı nispi ticari dava haline getirmeyecektir. Bu nedenle Uyuşmazlık Mahkememizin görev alanına girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu davanın yargılamasını yapmakta görevli olduğu kanaatine varılarak, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim ….
E-İmzalıdır