Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/731 E. 2022/1038 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/731
KARAR NO : 2022/1038

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı …. plakalı aracın, 25/04/2021 tarihinde olay yerini terk eden sürücünün sevk ve idaresinde iken İzmir İstanbul otoyolu İstanbul istikametine km 310+100’de sol sol maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin, davalı şirkete ait …. plakalı aracın …. A.Ş’ye ait 10 boy çelik bariyerlere sürtmesi ve çarpması sonucu hasar vermesi sebebiyle …. A.Ş’ye 20/08/2021 tarihinde 70.882,11 TL hasar tazminatı ödendiğini, söz konusu kaza sebebiyle tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı ile müvekkiline sigortalı davalı şirketin maliki olduğu …. plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği ve 8/8 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerle 70.882,11 TL tazminatın ödeme tarihi olan 20/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, ayrıca araç üzerine HMK 389. Maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu kazada müvekkili firmanın aracını kullanan dava dışı üçüncü kişi olan araç kiralama müşterisinin olay yerini terk etmiş olmasının söz konusu hasar boyutunu arttırmadığı gibi oluşan zararın daha fazla artmasına da sebep olmadığını, ayrıca olay yerini terk sebebiyle rücu hakkının ancak bedeni hasara neden olan trafik kazalarında söz konusu olabileceğini, dava konusu kazanın yaralamalı olmadığını, olay yerini terk sebebiyle otoyol bariyerlerinde oluşan hasar olduğundan daha çok artmadığını, kaza yerini terk etme sebebiyle uğranılan zararın arttığının ispatının davacı tarafa ait olduğunu, söz konusu zararın rücuen tazminin müvekkilinden istenemeyeceğini, işbu talebin sigorta genel şartları çerçevesinde haklı ve geçerli olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, rücuen tazminat talepli dava olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı sigorta şirketin kendi sigortalısının karışmış olduğu kazada dava dışı kişilere yapılan ödemeleri davalıya rücu edebilip edemeyeceği, davalı şirket adına kayıtlı aracı işletenin olay yerini terk etmesinin genel şartlara aykırılık olarak değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği, sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Türkiye Noterler Birliği’nden …. plakalı araca ait trafik tescil bilgileri celp edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkememsi …. Hukuk Dairesi … E.- … K. Sayılı ilamı ile “Dava, ZMM sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde sigortalı aleyhine açılan rücuan tazminat isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, sigortacı, 2918 sayılı KTK’nun 95/2 maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin hallere 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMM Sigortası Genel Şartları’nın 4/b maddesi uyarınca; kazanın ehliyet belgesine sahip olmayan kişi tarafından kullanıldığı sırada meydana gelmesi halinde sigortacı 3.kişinin zararını ödedikten sonra kusuru oranında sigortalısına rücu edebileceği gibi, genel şartların 4/c maddesi hükmü gereğince tazminatı gerektiren olay, aracın uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce, alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmesi halinde sigortacının, sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, 30/07/2016 tarihinde saat 02.45’te düzenlenen maddi hasarlı kaza tespit tutanağında; davalıya ait araç sürücüsünün firari olduğu ve tespit edilemediği, bu aracın … ve …. plaka sayılı araçlara çarptığı, kazanın bu şekilde meydana geldiği açıklanmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait araç sürücüsünün, olayda tam kusurlu olduğunu ve olay yerini terk ettiğini belirterek sigortalısından rücuan tazminat talebinde bulunmuştur. Oysa ZMM sigortasında; olay yerinde bulunmamak, ağır kusur ve kasıt dışında olayda tamamen kusurlu olmak tek başına sigortalısına rücu hakkı vermez. ZMM Sigortası Genel Şartlarının 4/f bendinde düzenlenen halin değerlendirilebilmesi için de kazanın bedensel bir zarara neden olması gereklidir. Hal böyle olunca eldeki davada davacı sigortacı, davalıya ait aracın olay anındaki sürücüsünün kim olduğunu, bu sürücünün yeterli ehliyetnameye sahip bulunmadığını veya alkollü olduğunu somut delillerle kanıtlayamadığına göre; mahkemece sadece olay yerinde bulunmamak ve tam kusurlu olmak nedeniyle sigortalıya rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği görülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkememsi …. Hukuk Dairesi … E.- …. K. Sayılı ilamı ile “Somut olayda poliçenin düzenlenme tarihi 02.07.2016 ve kaza tarihi 03.10.2016 olup, yeni genel şartların yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden ve Karayolları Trafik Kanununda 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten sonra olduğundan, uyuşmazlıkta yeni KZMSSGŞ’nin uygulanması gerekmektedir. KZMSSGŞ’nin B.4.f bendi gereğince, “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı olduğu hususu düzenlenmiş olup, bu madde metninden anlaşılması gereken, maddi yada bedeni hasara neden olan tüm trafik kazalarında madde içeriğinde belirtilen ilgili belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması halinin rücu sebebi olarak kabul edilmesi şeklindedir. Ancak bedeni hasara neden olan kazalarda, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerin varlığı halinde olay yerinin terk edilmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması hali istisnai durum olarak düzenlenmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından, dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağı, tarafların beyan ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen kazanın maddi hasarlı trafik kazası olduğu ve 25/04/2021 tarihinde meydana geldiği, 06/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının talebinin kendi sigortalısına yönelik olduğu, meydana gelen kazanın maddi hasarlı olduğu ve bedensel zarar bulunmadığı, davacının talebinin davalı sigortalı adına kayıtlı aracı işletenin olay yerini terk sebebine dayandığı, ne var ki yukarıda belirtilen kararlar ve genel şartların lafzından anlaşıldığı üzere bedeni hasarın meydana gelmemesi halinde olay yerini terkin genel şartlara aykırılık oluşturmayacağı ve sigorta şirketinin rücu talep edemeyeceği gerekçeleri ile açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken 80,70-TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.210,49-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.129,79 -TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 11.341,14-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır