Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/71 E. 2022/49 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/71
KARAR NO : 2022/49

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/01/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müflis …. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den olan alacağı için Bakırköy … İcra Müd. …. İflas sayılı dosyaya toplamda 10.590.000,00 TL alacak kaydı yaptırıldığını, bu bedelin dairelerin satış tarihindeki değeri olduğunu, bilirkişi raporu ile dairelerin değeri tespit edildiğinde gerçek değerin ortaya çıkacağını, harç değerinin de ortaya çıkacağını, davanın bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalı Müflis Şirket iflas idaresi, sıra cetveli tanzim ederek tarafına alacağının tümünü reddederek yargılamaya muhtaç bularak reddettiğini, bununla birlikte alacağı kaydetmediğini, Bakırköy …. İcra hukuk Mahkemesi …. E. Sayılı dosya ile sıra cetveline itiraz edildiğini, söz konusu sıra cetvelinin İflas idaresinin uyması gereken kurallara uymadan ihdas edildiğini, şöyle ki ; tüm alacaklar araştırılmadan , şirket yetkilisinin dahi beyanı alınmadan karar verildiğini, şirket alacağının belge ile sabit olduğnu, satış sözleşmeleri ile belirli olduğunu, satış sözleşmesine itiraz etmeyip, şirket yetkilisi ile görüşülemediğinden bahisle alacak kaydedilmemiş usul ve yasaya aykırı olan iş bu sıra cetveline tümü ile itiraz etmek zorunlu olduğunu, ayrıca müvekkili alacağının yargılamaya neden muhtaç olduğunun gerekçesini de belirtmeleri gerekirken bu hususta sıra cetvelinde bir açıklama bulunmadığını, … ili, … ilçesi, …cad. No:… , … pafta, … ada, …. parselde kayıtlı 11 adet dairenin muhtelif tarihlerde müflis şirketten satın alındığını beyanla alacak kaydının kabulüne, toplamda 10.590.000, 00 TL alacağımızın iflas masasına kaydının kabulüne karar verilmesine, …. ili, … ilçesi, …cad. No:… , … pafta, … ada, … parselde kayıtlı 5. maddede açıkladığımız 11 adet taşınmaz muhtelif tarihlerde müflis şirketten satın alınan gayrimenkullerin öncelikle değerinin tespitine ve davalı müflis adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkil adına tesciline , bu mümkün olmazsa tapuların rayiç değerinin müvekkile ödenmesine ve tespit olunan alacaklarımızın iflas masasına kaydına, İİK’ nın amir hükümlerine aykırı iş bu sıra cetvelinin kayıt edilmeyen alacağımızın kayıt altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.

Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili için sıra cetveline kayıt istemine ilişkindir.
Ticaret Mahkemesinin iflasa karar vermesi anında borçlu hakkında iflas açılmış olur. Bundan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve masaya geçer. Müflis masaya giren bir mal ve hak üzerinde tasarrufta bulunmuşsa bu işlem geçersizdir. İflas kararından önce müflisin temlik sözleşmelerinden doğan borçları taşınmazın tapu kaydı henüz müflis üzerinde bulunduğundan masaya geçmekle iflas nedeniyle asıl akit (satım akti) yapılamamaktadır.
Kural olarak sözleşmeler taraflardan birinin iflas etmesiyle son bulmazlar. Bu halde iflas etmemiş olan taraf sözleşmenin ifasını isteyebilir. Ancak sözleşmenin ifasını talep hakkı bir iflas alacağıdır. Davaya konu temlik iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu bakımdan sözleşmenin alacaklısı olan taraf iflastan önce yapılan sözleşmedeki bütün borçlarını müflise karşı yerine getirmiş ise alacağı para borcundan başka bir şey olduğundan alacağını para alacağına çevirerek masaya yazdırabilir. (İ.İ.K. m. 198)
Somut olayda davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescile yönelik olup bedelin tahsili için sıra cetveline kayıt talebi terditli taleptir. Öncelikli talep alacağın masaya kaydedilmesine yönelik olmayıp, müflis şirketin aktifinde yer alan bir hakkın masadan çıkartılarak, tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Davacının talebi gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK’da özel düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7.Hukuk Dairesi, 12/11/2020 tarih, 2020/1886 Esas, 2020/1689 Karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 3.Hukuk Dairesi, 2020/1317 Esas, 2020/830 Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/1010 Esas, 2019/1164 Karar Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/275 Esas, 2020/302 Karar Sayılı ilamları)
Somut olayda; davanın mutlak ya da nispi ticari dava niteliği taşımadığı, dava konusunun 11 adet bağımsız bölüm olduğu hususu nazara alındığında davacının tüketici sayılamayacağı, satış işlemine konu taşınmazın konut niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın niteliği gereği davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememiz görevli olmadığından davanın HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 24/01/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır