Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/706 E. 2022/991 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/706 Esas
KARAR NO : 2022/991

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 29/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 30/11/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esasına kayıtlı olarak açılan davanın kabulüne karar verildiğini, verilen kararın kesinleştiğini, ilama müstenit alacağın ödenmemesi üzerine icra işlemlerine geçildiğini, borçlunun menkul ve gayrimenkul malının olmadığını, sicile kayıtlı adresinde bulunmadığını, fiili olarak tüzel kişiliğini yitirdiğini belirterek davalının İİK m.177 gereğince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; şirketlerin sicilde kayıtlı adreslerinin olması sebebiyle yerleşim yeri olmadığından bahisle iflasının istenemeyeceğini, vekilin dosyası eksik takibi nedeniyle verilen karardan haberdar olmadıklarını, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, şirketin borca batık durumda olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava, İİK m.177 maddesi hükmüne göre açılan doğrudan doğruya iflas istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın İİK m.177 gereğince doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu, davacının davalının malum yerleşim yerinde olmadığı, alacağın ilama bağlı olduğu hususlarından bahisle iflas isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Yerleşim yerinin bulunmaması nedenine dayalı iflas, sadece gerçek kişiler için söz konusu olabilir. Zira tüzel kişilerin adresinin ticaret sicil kayıtlarında belirli olması nedeniyle tüzel kişiler hakkında yerleşim yeri bulunmadığından bahisle iflas kararı verilmesi mümkün değildir ( Yargıtay 19 HD, 23/02/2011 tarih, 2010/14818 Esas, 2011/2280 karar)
İİK’nın 177/4. madde hükmü uyarınca; ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemiş ise borçlu hakkında takip yapılmaksızın doğrudan iflası istenebileceği düzenlenmiş olup, borçlunun doğrudan iflasının istenebilmesi için ilama bağlı alacağın icra emri ile talep edilmesi zorunludur (Yargıtay 23 HD, 24/11/2016 tarih, 2015/5313 Esas, 2016/5175 karar) Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmış, alacak ilama müstenid ise de bu ilama dayalı olarak davalı tarafça tebliğ edilmiş icra emri bulunmadığı, iflas koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 30/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır