Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/664 E. 2022/968 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/664 Esas
KARAR NO : 2022/968

DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak (İstirdat)

DAVA TARİHİ : 25/05/2007

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 104.855,00 DM miktarında para verdiğini, para yatırma makbuzu geri alınarak daha sonra yerine düzenlenen ortaklık durum belgesi adlı belge ile 54.775,00 DM parasının olduğunun bildirildiğini, davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle
diğer davalı gerçek kişi …. ‘ın da şirket veya şirketlerin yöneticilerinden olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı sorumlu olduklarından da bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafa verilen paranın kalanından şimdilik 5.000,00 TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar …. Holding A.Ş. ve …. İnşaat A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın ….. Holding A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin (edinmesinin) de mümkün olmadığını, davacı tarafın şirket ortağı olduğuna dair elinde halen varsa hamiline hisse senetlerini üçüncü şahıslara devretme hakkının olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, bu iddianın bağlayıcı yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, davacı tarafın dayandığı belge veya belgelerdeki imzaların müvekkili şirketle veya şirketlerle hiç bir ilgisinin olmadığını, belge veya belgelerdeki imza veya imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, belge veya belgelerin içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin veya şirketlerin davacı tarafa yönelik hata veya hile olgusu içerir bir davranışının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her hangi bir para vermediğini, sunulan delillere göre davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı davranarak işbu davayı açtığını, davacı tarafın üçüncü kişilerden aldığı şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı davranamayacağını, ayrıca Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, varsa davacı tarafın dayandığı belgelerde geçen düzenleme tarihinden veyahut bir an için iddianın doğruluğu halinde bile iddiaya konu paranın verildiği tarihten dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçtiğini, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili Borçlar Kanununun 66. maddesindeki bir yıllık ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin de geçtiğini, yine haksız fiiller ile ilgili zaman aşımı süresinin dahi geçtiğini, davacı tarafın iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalı şirket adına verilen cevap dilekçesindeki hususları tekrarla davalı şirketin veya şirketlerin eski ve/veya halen yöneticisi olan gerçek kişi müvekkili veya müvekkillerinin, şirket yöneticisinin sorumluluğu kuralı gereğince herhangi bir sorumluluklarının olmadığını ve davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …..’ın vekilleri yargılama sırasında adı geçen davalının vekilliğinden çekilmişler olup, bu husus adı geçen davalıya usulen tebliğ edilmiş, adı geçen davalı duruşmalara katılmamış, dava dosyasına herhangi bir dilekçe vermemiş, kendisini bir başka vekille de temsil ettirmemiş ve yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin …. Esas, ….. Karar sayılı ve 19/11/2020 karar tarihli ilamı ile; “..1-Davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,..” şeklinde verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, …. Karar sayılı ve 21/03/2022 karar tarihli karar ilamında; “…Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemenin 24.10.2019 tarihli kararı ile davanın kabulüyle davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 5.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Anılan karar taraflara tebliğ edilmiş olup kararı sadece davalı ….. Holding A.Ş. vekili temyiz etmiştir. Bu itibarla mahkemenin 24.10.2019 tarihli kararı davalı ….. yönünden kesinleşmiş bulunmaktadır. Davalı ….. Holding A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.02.2020 tarihli kararı ile mahkeme kararı 7194 sayılı Yasa’nın değerlendirilmesi yönünden bozulmuş olup bu durumda mahkemece davalı ….. hakkındaki 24.10.2019 tarihli kararın kesinleştiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir….” gerekçesi ile bozularak dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;
Davacının Davalı ….. Hakkında Açılan Dava Yönünden;
Mahkemenin 24/10/2019 tarihli ….. esas, ….. karar sayılı dosyada davalı ….. tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmaması nedeniyle ….. yönünden kesinleşmiş olup ; Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak mahkememizin 24/10/2019 tarihli ….. esas, ….. karar sayılı dosyada davalı ….. hakkında davanın kabulüne karar verildiği, davalı ….. yönünden verilen kararın kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
DAVACININ DAVALILAR ….. HOLDİNG A.Ş. -(eski ünvanı: ….. Holding A.Ş.) ….. HOLDİNG A.Ş. -(….. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. iken şirketlerin birleştirilmesi üzerine ….. Holding A.Ş. ve en son ünvan değişikliği ile ….. Holding A.Ş.) HAKKINDA AÇILAN DAVA YÖNÜNDEN;
Dava geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili talepli dava olup” davalı şirketle arasında kanuna uygun bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı iddiaları karşısında Yargıtay …Hukuk Dairesi … E. … K 18/02/2020tarihli bozman ilamında belirtilen “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç” kapsamında olduğu, bu belge nedeniyle “6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.” hükmüne göre, davacıya verilen ortaklık durum belgesine göre; davacının pay sahibi olduğu ve ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılacağı yine davacının ortaklık ilişkisinin kurulmadığını iddia edemeyeceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen 7194 sayılı yasa ile 3332 sayılı yasaya eklenen, geçici madde 4’ün ikinci fıkrasına göre; Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” düzenlemesine göre; mahkememizce davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilerek ve yargılama gideri davalı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davacının davalı ….. hakkında açtığı dava yönünden;
1-Mahkememizin 24/10/2019 tarihli ….. Esas, ….. Karar sayılı dosyada davalı ….. hakkında davanın kabulüne karar verildiği, davalı ….. yönünden verilen kararın kesinleştiğinden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B-Davacının davalılar ….. HOLDİNG A.Ş. (eski ünvanı: ….. Holding A.Ş.)2-….. HOLDİNG A.Ş. -(….. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. iken şirketlerin birleştirilmesi üzerine ….. Holding A.Ş. ve en son ünvan değişikliği ile ….. Holding A.Ş. Oldu) yönünden açtığı dava yönünden;
1-Davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C-Yargılama giderleri yönünden;
1-Alınması gereken 80,70-TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,

2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı ile posta masrafı olarak kullanılan 2.229,5‬0-TL olmak üzere toplam 2.253,8‬0-TL masrafın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili Av. …. ‘in yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır