Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/656 E. 2022/1051 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/656 Esas
KARAR NO : 2022/1051

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile arsa sahibi ….. arasında imzalanan 26/01/2015 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin İstanbul İli … İlçesi … Ada … parsel sayılı arsa üzerinde dükkan ve dairelerden oluşan inşaatı tamamlayarak arsa sahibine teslim ettiğini, bu sözleşme gereğince zemin kat 10 no’lu bağımsız bölümde bulunan bodrum katta deposu bulunan asma katlı dükkanın müvekkilinin payına düştüğünü, dükkanı davalı şirketin satın almak istemesi üzerine iki harç masrafına katlanmamak amacıyla arsa sahibi üzerinden müvekkili şirket yetkilisi adına vekaletname alınarak 06/10/2016 tarihinde şeklen arsa sahibinden dava şirkete tapuda devir yapıldığını, devir işlemi esnasında bedel alınmadığını, rayiç bedelin 430.000 TL olarak gösterildiğini, taraflarca mutabık kalınan gerçek bedel olan 1.499.957 TL’lik faturanın davalı şirkete gönderildiğini, davalının ödememesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, davalı şirket bedeli tapu kaydında malik görünen … isimli şahsa ödediğini iddia ettiğini, işlemin vekaleten müvekkili şirket yetkilisi tarafından gerçekleştirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;davanın taşınmazın aynın etkileyebilecek nitelikte olması nedeniyle yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Anadolu Adliyesi olduğunu, taşınmazın aynına ilişkin olduğunun düşünülmemesi halinde ise müvekkilinin şirket merkezinin Bayrampaşa olup İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini, talep etmiş süre uzatımı talebi sonrasında ibraz edilen dilekçesinde ise harcın ikmal edilerek dosyanın heyete tevdiini, müvekkilinin adresinin Bakırköy olup yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemesi olduğunu, taşınmaz bedelinin ödendiğinin tapu kayıtları ile sabit olduğun, davanın reddine halinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, dava konusu taşınmazın satış bedelinin ödenmediğinden bahisle rayiç değerinin tahsili istemine ilişkin olarak açılmış olup, taşınmaz dava dışı … adına kayıtlı iken 06/10/2016 tarihinde davalıya satışı yapılarak adına tescil edilmiştir. Davacı tarafça, dava dışı … ile davacı arasında tanzim olunan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın satışı konusunda yetki verildiği, satışın vekaleten gerçekleştirildiği belirtilmiş ise de, satış tarihinde kayıt malikinin dava dışı … olduğu, vekaleten satış yapıldığından bahisle satış bedelinin vekil tarafından değil, kayıt maliki tarafından dava konusu edilebileceği, davacı ile dava dışı kayıt maliki arasındaki anlaşmanın iç ilişkide hüküm ve sonuç doğuracağı, davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu haliye davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 26/03/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; ” Dava konusu tapuda üçüncü … adına kayıtlı taşınmazın, vekaleten davacı şirket yetkilisince davalıya tapuda satış yoluyla devir edildiği, taşınmazın üçüncü kişi kayıt maliki ile davacı arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında gerçekte davacıya ait olduğu, taşınmaz satış bedelinin davalı tarafından davacıya ödenmediği iddiasıyla, taşınmaz rayiç değerinin davalıdan tahsilinin talep edilmekte olduğu, mahkememizce yazılı gerekçe ile davanın, aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilinin, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuş olduğu, dava konusu taşınmazın tapuda üçüncü kişi ….. adına kayıtlı iken, üçüncü kişinin davacı şirket yetkilisine verdiği vekalet ile davalıya tapuda satış yoluyla devredildiği hususunun ihtilafsız olduğu, davacının, davalı tarafından satın alınan taşınmazın satım bedelinin kendisine ödenmesi gerektiğini, ancak ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmış olduğu, oysa, mahkememiz gerekçesinde de vurgulandığı ve taraflar arasında ihtilafsız olduğu üzere; taşınmaz üçüncü kişi olan … adına tapuda kayıtlı iken, bu kişinin davacı şirket yetkilisi … isimli kişiye verdiği satış vekaletiyle davalı şirkete satılıp tapuda devredilmiş olup, satış bedelinin de nakden alındığının belirtilmiş olduğu, satış bedelini, satım ilişkisinin tarafı, yani satıcının talep edebileceği, eğer satış bedelini davalı ödememiş ise bunu talep etme hakkının münhasıran dava dışı satıcıya ait olduğu, buna göre taşınmazın satış bedelinin, tapu maliki olan satıcı ….. tarafından talep edilebileceği, tapuda taşınmaz maliki olmayan davacının, tapuda malik olduğu anlaşılan üçüncü kişi ile arasındaki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarını, kendi akidine karşı ileri sürebilirse de üçüncü kişinin verdiği satış vekaleti kapsamında, davacıya satılan taşınmazın satış bedelini davalıdan isteyemeyeceği, davacının aktif husumeti bulunmadığından, mahkememizce verilen kararın isabetli olup, davacı vekilinin faturaya dayalı alacak iddiasının ve üçüncü kişi ile aralarındaki kat karşılığı inşaat sözleşme hükümlerinin değerlendirilmediği yönündeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, davacının davalıya resmi olarak sattığı bir taşınmaz bulunmadığından, faturanın davacı tarafından kesilmesi ve tebliğinin de tek başına alacak hakkı yaratmayacağı, açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun temyiz yolu açık olmak üzere ESASTAN REDDİNE” karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi 24/02/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; ” Davanın, taşınmaz satış bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda tapuda taşınmazın malikinin ….. olduğu ve satış bedelinin ….. tarafından talep edilebileceği iddiası ile aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine de isitinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş olduğu, davacı ile dava dışı arsa sahibi arasında bağıtlanan Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalının almış olduğu taşınmazın davacıya düşmekte olduğu, ayrıca dosyanın incelenmesinde de dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletnamede davacı şirket yetkilisi olan kişiye dava dışı arsa sahibinin vermiş olduğu vekaletnameye istinaden tapuda devir işleminin yapıldığının anlaşılmakta olduğu, Arsa Payı Karşılığı İnşaat sözleşmesi uyarınca davalıya satılan taşınmaz davacıya düştüğünden ve inşaatın tamamlanması karşısında taşınmazın davacının sayılacağı anlaşılmakla, bu davada davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu, bu nedenle işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yeterli olmayan gerekçe ile karar verilmesinin doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiş olduğu SONUÇ OLARAK; davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkememizce verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkememize, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve dava mahkememizin … Esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, dava konusu taşınmazın satış bedelinin ödenmediğinden bahisle rayiç değerinin tahsili istemime ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmelerin 818 sayılı Borçlar Kanununun 213 (TBK 237)., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706., Noterlik Kanununun 60., ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde resmî şekilde yapılması zorunludur. Buradaki şekil şartı ispat değil, bir geçerlilik şartı olup, resmî şekle uyulmadan yapılan sözleşme kesin hükümsüzlük yaptırımına tabiidir. Davacının talebi, resmi şekilde yapılmış olan taşınmaz satışının taraflar arasında kararlaştırılan bedel olmadığı, gerçek satış bedelinin davalı taraftan tahsili talebine ilişkin ise de, geçersizliği ileri sürülen belgenin resmi senet niteliğinde olması nedeni ile aksinin ancak aynı mahiyette yazılı delil ile ispatı gerekmektedir. Ne var ki davacı tarafından bu mahiyette bir delil dosyaya sunulabilmiş değildir. Kaldı ki dava dilekçesinde ifade edilen tapu harcının düşük ödenmesi amacı ile satış bedelinin düşük gösterilmiş olmasına rağmen işbu dava ile gerçek satış bedelinin talep edilmiş olması TMK m.2’de belirtilen dürüstlük kuralına açıkça aykırıdır. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 773,18 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 20/12/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸