Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/653 E. 2023/522 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/653 Esas
KARAR NO : 2023/522

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı/borçlu arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup cari hesap alacağı tahsil edilemeyince buna istinaden müvekkili şirket adına Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durmuş olduğunu, davalı/borçlunun itiraz dilekçesinde, müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını belirtmiş ve alacağın tamamı ile faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğunu, davalı/borçlunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, bu ilişkiye göre davalı/borçlunun toplam borcunun 13.430,77-TL olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydı ile 13.430,77-TL asıl alacağa, faize, masraf ve avukatlık ücretine yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkili tarafından başlatılan icra takibine itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde bir itiraz olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin müvekkilinden olan alacağını ispatlaması gerektiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişki söz konusu olup cari hesaplar incelendiğinde davacı şirketin müvekkiline 30.000,00 TL borcu bulunduğunu beyanla; davanın reddine, %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsiline ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 13.430,77 TL cari hesap alacağına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, Beylikdüzü Vergi Dairesi cevabi yazısı, Marmara Kurumlar Vergisi Dairesi cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine alınmıştır.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, tahsili yapılamayan fatura ve cari hesap alacağının ne olduğu, var ise yapılmış bir ödeme olup olmadığı, tahsilin yapılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 27/01/2020 günü, saat 15:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi … 07/07/2020 tarihli raporunda özetle; davacı ….. tarafından incelemeye sunulan 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu ve sahibi lehine delil teşkil edebileceği kanaatine varıldığını, davalı ….. tarafından incelemeye sunulan 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğunu ve sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği kanaatine varıldığını, davacı ….. kendi ticari defterlerinde davalı ….. takip tarihi olan 25/02/2019 tarihi itibari ile 13.430,77 TL alacaklı olduğunu, davalı ….. incelenen ticari defterlerinde, davacı ….. 25/02/2019 takip tarihi itibariyle bir alacak veya borç bakiyesinin olmadığını, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş toplam değeri 861.417,77 TL olan tüm faturaların davacı tarafa düzenlenmiş toplam değeri 861.417,77 TL olan tüm faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı ….. davalı ….. Bankası aracılığı ile toplam 830.902,73 TL ödeme yapmış olduğunu, davacı ….. tarafından davalı ….. düzenlenmiş toplam değeri 43.945,81 TL olan 19 adet faturanın, 7.217,07 TL (5 adet)’sinin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, toplam değeri 36.728,74 TL olan 14 Adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, kalan 14 adet faturadan 12 adet toplamı olan 28.435,45 TL’lik E-Arşiv faturanın davalı ….. mail yolu ile gönderilmiş olduğunu, toplam tutarı 8.293,29 TL olan, 18/01/2016 tarihli …. numaralı 1.017,98 TL’lik ve 31/10/2016 tarihli …. numaralı 7.275,31 TL’lik kağıt faturanın davalı tarafa kargo ile gönderilmiş olduğunun davacı tarafından beyan edilmiş olduğunu, ancak kargodan davalı ….. teslim belgesinin temin edilip sunulamamış olduğunu, davalı ….. BA bildirimlerinde davacı tarafın düzenlemiş olduğu hiçbir faturanın bildirilmemiş olduğunu, davacı ticari defterlerinde davalı tarafından 20.02.2017 tarihinde davalı taraftan değişik vadelerde toplam değeri 13.000,00 TL olan 7 adet senet alınmış olduğunu, işbu senetlerin davalı tarafından ödenmediği için farklı tarihlerde davalı tarafa çıkış yapılmış olduğunun görülmüş olduğunu, işbu senetlerin davalı taraftan teslim alınmış ve davalı tarafa iade edilmiş olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığını, davacı ticari defterlerine göre davacının davalı ….. alacağının 13.430,77 TL olduğunu, ancak davacı ….. tarafından davalı ….. düzenlenmiş toplam tutarı 8.293,29 TL olan 2016 yılına ait 2 adet faturanın davalı ….. teslim edildiğine ilişkin bir belgenin davacı tarafından kargodan temin edilememiş olması sebebiyle davacının belgeli alacağının (13.430,77 TL – 8.293,29 TL) 5.137,48 TL hesaplanmış olduğunu, davacı ….. aksini ispat etmek istemesi halinde kargo teslim alındığı fişlerini dosyaya sunması gerektiğini, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen bir sözleşmeye dosya münderecatında rastlanmamış olduğunu, davacı ….. 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 25/02/2019 tarihinden itibaren, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi alacağına, yıllık %9 reeskont faizi (değişen oranlardaki faizi ile) talep edebileceğini bildirmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen 13/11/2020 tarihli müzekkere cevabında davalı tarafın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen 27/12/2019 tarihli yazı cevabında davalı tarafın 20/10/2018 tarihinde mükellefiyeti terk olduğu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirildiğinde, iş bu davanın açıldığı 17/10/2019 tarihi itibari ile Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazsında belirtildiği üzere davalı tarafın, mükellefiyetinin bulunmadığı, yine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazsısına davalı tarafın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davanın açıldığı tarihteki şartlar itibari ile değerlendirilmesi gerektiği, bu hali ile dava konusunun ticari iş olarak değerlendirilemeyeceği, ticari olmayan davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olması, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile “Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine” şeklinde karar verilmiştir.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı karşı görevsizlik kararı sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2022 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı ile; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu, ticari davaların ise aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmış olduğu, bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203 rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501 kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545 ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554 havale hakkındaki 555 ila 560 saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580. maddelerinde, fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerektiği, taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyeceği, ticari davaların, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrıldığı, mutlak ticari davaların, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olduğu, mutlak ticari davaların, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmış olduğu, bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99) İcra İflas Kanunu (m.154) Finansal Kiralama Kanunu (m.31) Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunduğu, bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmadığı TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesinin yeterli olduğu, bu davaların kanun gereği ticari dava sayılan davalar olduğu, nispi ticari davaların, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olduğu, TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerektiği, bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılmasının davanın ticari dava olması için yeterli olmadığı, ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılmasının, davanın niteliğini ticari hale getirmeyeceği, TTK’nın, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiş olduğu, hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olmasının davayı ticari dava haline getirmeyeceği, somut olayda, davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde alacağın tahsilini talep etmiş olup, davacının tüzel kişi tacir olduğu, davalının da dosyaya celbedilen vergi dairesi yazısı ve bilirkişi raporunda tacir sıfatına haiz olduğu, uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği SONUÇ OLARAK; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince mahkememizin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE” karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı uyarınca mahkememize gönderilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Dosyanın 07/07/2020 tarihli raporu düzenleyen bilirkişiye tevdii ile icra takibinde belirtilen alacakla sınırlı olarak ve davalı vekilinin 13/07/2020 tarihli beyan dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlarda uyuşmazlık konusuna ilişkin ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, kök raporu düzenleyen Mali Müşavir bilirkişi …. 20/03/2023 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından davalı ….. düzenlenmiş toplam tutarı 28.435,45 TL olan E-Arşiv Faturalarının, Temel E-Fatura olarak düzenlenmiş olduğunu ve faturalar üzerinde davalı e-posta adresi olarak …[email protected] adresinin tanımlanmış olduğunu, E-Arşiv – Faturaları düzenlenirken uygulamaya göre, e-posta tanımlı ise fatura düzenlendiği anda tanımlı e-posta adresine gönderi yapılmakta olduğunu, bu nedenle karşı tarafa gönderilmiştir olarak değerlendirme yapılmış olduğunu, ancak, her faturanın tek tek karşı tarafa gönderilmiş olduğuna dair maillerin görülmemiş olduğunu, mahkememiz tarafından ihtiyaç duyulması halinde, davacı taraftan davalı tarafa E-Arşiv fatura sistemi üzerinden tanımlı maile düzenlenmiş E-Arşiv faturalarının teslimine ait belgeleri talep edebileceğini, takdirin mahkememize ait olduğunu, kök raporda da açıklanmış olduğu üzere, Toplam tutarı 8.293,29 TL olan, 18.01.2016 tarihli …. Numaralı 1.017,98 TL’lik ve 31.10.2016 tarihli … Numaralı 7.275,31 TL’lik kağıt faturanın davalı tarafa kargo ile gönderilmiş olduğunun davacı tarafından beyan edilmiş olduğunu, ancak kargodan davalı …..’a teslim belgesinin temin edilip tarafına sunulamamış olduğunu, takdirin mahkememize ait olduğunu, davacı ticari defterlerinde davalı tarafından 20.02.2017 tarihinde davalı taraftan değişik vadelerde toplam değeri 13.000,00-TL olan 7 adet senet alınmış olduğunu, işbu senetlerin davalı tarafından ödenmediği için farklı tarihlerde davalı tarafa çıkış yapılmış olduğunun görülmüş olup, işbu senetlerin davalı taraftan teslim alınmış ve davalı tarafa iade edilmiş olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığını, bu konudaki değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, mahkememizin talep edilmesine ihtiyaç duyması halinde ve davacı tarafından düzenlenmiş 12 Adet E-Arşiv faturalarının ve 2 Adet matbu Faturanın davalı ….. teslimine ait tüm belgeleri ve bu faturaların düzenlenmesine dayanak teşkil eden tüm belgeleri mahkememize sunması halinde davacının ticari defterlerinde görünen icra takip tarihi olan 25/02/2019 tarihi itibari ile 13.430,77 TL kadar alacaklı olabileceğini, takdirin mahkememize ait olduğunu bildirmiştir.
Açılan davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, takibin cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılmış olduğu, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde davacı tarafın takip tarihi itibari ile davalı ….. 13.430,77 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın takip tarihi itibari ile davalı ….. alacaklı veya borçlu olmadığı, davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 14 adet faturanın bir kısmının mail yolu ile bir kısmının kargo yolu ile davalı tarafa gönderilmiş olduğu, davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmayan faturalar yönünden ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğu, davalı tarafa ait BA bildirimlerinde defterlerde kayıtlı olmayan faturaların yer almadığı, faturaların sigorta poliçe bedeli, nakliye bedeli, reklamasyon, fiyat farkına açıklamalı oldukları, belirtilen hususlarda fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bu hususlarda yapılmış sözleşme bulunması gerektiği, yine HMK m.222’nin açık hükmü gereği defterlerin sahibi lehinde delil teşkil edebilmesi için defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği, somut olayda defter kayıtlarının uyumlu olmadığı görülmekle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE;
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 162,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,68 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, (e-duruşma ortamında) İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸