Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/649 E. 2022/911 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/649 Esas
KARAR NO : 2022/911

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/07/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin … nolu hasar ve rücu dosyasına istinaden dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı … Şirketi aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takip dosyasında takibe, borca, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiğini, dolayısıyla icra takip işlemlerinin durdurulduğunu, bunun üzerine taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu … numaralı arabuluculuk dosyasında anlaşmaya varılmaması neticesinde davalı/ borçlunun haksız itirazlarının iptali amacıyla işbu itirazın iptali davasının ikame edildiğini, dava dışı …. Şirketinin … numaralı “Nakliyat Abonman Sözleşmesi” ile müvekkil şirket tarafından sigortalandığını, Türkiye’de yerleşik müvekkili şirket sigortalısı, Polonya’da yerleşik … firmasından 3.770 kg brüt ağırlığındaki 15 palet 11 adet filtre emtiası satın aldığını, Polonya – Türkiye arası gerçekleşecek seferin ise müvekkil şirket tarafından …. numaralı … Poliçesi ile güvence altına alındığını, sözleşmeye konu emtianın Polonya’dan Türkiye’ye yapılacak olan karayolu taşımacılığı için … Şirketi tarafından gerçekleştirildiğini, sözleşmeye konu emtiaların, Polonya’da yerleşik satıcı firmanın adresinden 16.12.2019 tarihinde, davalı …. Şirketi’ne ait … plakalı araçlara yüklendiğini, emtiaların, sigortalı firmanın adresine geldiğinde yapılan kontrollerde hasarlı olduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin olarak emtiaların Türkiye’ye girişi esnasında yapılan kontrollerde emtiaların hasarlı olduğuna ilişkin olarak, T.C. Ticaret Bakanlığı İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Muratbey Gümrük Müdürlüğü tarafından 24.12.2019 tarihli yazıda “yanları çizik olarak teslim alındı” şeklinde beyan edildiğini, sigortalı tarafından müvekkil şirkete yapılan bildirimin akabinde … numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu ve yapılan incelemeler sonrasında poliçe teminatları kapsamında dava dışı sigortalının hasarının karşılandığını, dolayısıyla, davacı müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın halefiyet prensibi gereği rücuen, talebi amacıyla davalı … Şirketi aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, dolayısıyla icra takip işlemleri durdurulduğunu, ekspertiz raporunda ayrıntılarıyla hesaplanmış olan hasar tazminatının, poliçe kapsamında değerlendirildiğini ve dava-dışı sigortalıya ödenerek zararı tazmin edildiğini, dolayısıyla, davacı müvekkili şirket tarafından ödenen 4.950,00-TL’nin halefiyet prensibi gereği rücuen, talep edildiğini, eksper raporundan da anlaşılacağı üzere, emtialarda meydana gelen hasarın taşıma işi esnasında gerçekleştiğini, hasardan dolayı davalı nakliyeci …. Şti. sorumluluğunun bulunduğunu ve bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalı …. Şirketi ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ileri süremeyeceğini, konvansiyon kapsamında belirlenen ihbar yükümlülüğünün sadece ispat yüküne ilişkin bir karine teşkil ettiğini, bu yükümlülüğün kapsamının, taşıyanın hasardan en kısa sürede haberdar olmasına ilişkin olduğunu, somut olayda hali hazırda taşıyanın hasardan haberinin bulunmadığını, müvekkili Sigorta Şirketinin, dava dışı sigortalısnın tüm zararlarını tazmin ettiğini, dolayısıyla TTK’nın 1472 ve 1481 maddelerine dayanarak halefiyet ilkesi gereği zararın ortaya çıkmasına sebep olan davalıya bu zararın tazmini için rücu etme hakkına haiz olduğunu beyanla, davanın kabulüne, davalı/borçlunun takibe, asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine ilişkin haksız tüm itirazlarının iptaline, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin devamına, davalı/borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın talep konusu alacağına ilişkin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince huzurdaki davaya konusu taşımaya ilişkin olarak 4.950,00 TL alacağın ve yasa faizinin tespitinin talep edildiğini, mahkemece yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirket yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle kesin olmak üzere reddine karar verildiğini, buna göre alacak talebinin genel yşetkili mahkeme esası yönünden reddedildiğini icra takibe dayanak talebin canlandırılamayacağından huzurdaki davanın kesin hüküm nedeni ile reddini talep ettiklerini, davaya konu edilen taşıma işleminin 17/12/2019 tarihinde … plakalı araçlar ile Polonya’dan Türkiye’ye şeklinde gerçekleştirildiğini, söz konusu emtianın 23/12/2019 tarihinde …. Şirketi’ne ait olan antrepoya kaşe ve imzası ile eksiksiz ve sağlam teslim edildiğini, taşımanın CMR Konvansiyonu kapsamında yapıldığını, CMR madde 30/1 bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiğini, bu sürenin başlamasının kısmi hasarlarda teslim tarihide başlamakta olduğunu, malın teslim tarihinin 23/12/2019, genel zamanaşımı süresinin 23/12/2020 tarihi olduğunu, takip tarihi 30/06/2020 olup, takibe itiraz tarihinin 15/09/2020 olduğunu, ancak takibe itiraz edildiğini, itirazın genel zamanaşımını kesmediğini, itirazın iptali davasının 09/07/2022 tarihinde açılmış olduğunu genel zamanaşımı süresine göre (23/12/2020) 1 yıl 7 ay sonra dava açıldığından davanın herhalde zamanaşımı yönünden yeniden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, taşımaya konu malların tam ve hasarsız teslim edildiğini, söz konusu hasarın taşıma esnasında meydana geldiği düşünülse dahi hasarın açıkça görülebilir bir hasar niteliğinde olduğunu, bu nedenle bildirimini derhal yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sadece taşıyıcı olduğunu, yükleme, boşaltma ve istiflemenin müvekkili şirkete ait olmadığını, taşıma esnasında değil, …. nezdinde gerçekleştirilen boşaltma esnasında veya sonradan oluşan hasardan dolayı da müvekkili şirketin sorunlu olmayacağını beyanla, fazlayailişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, itirazlarının kabulü ile, huzurdaki davaya konu alacağa ilişkin kesin hüküm verildiğinden davanın reddine, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığından davanın reddine, esas yönünden ise hukuka aykırı davanın, taşıması yapılan emtinanın tam, eksiksiz ve hasarsız teslim edilmesi, durumun delillerle sabit olması, müvekkili şirketin sadece taşıyan olmasından dolayı boşaltma sırasında ve sonrasında oluşan hasarlardan sorumluğu bulunmadığından CMR. 17. Maddesi gereği davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde davacı sigorta şirketi tarafından …. Şirketi ve … Şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “…. A.Ş. …. nolu hasar dosyasına istinaden rücuen tazminat alacağı” olduğu, takibe davalı şirket tarafından süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle davalı şirket yönünden takibin durduğu görülmüştür.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile aynı alacak hakkında daha önce Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile hüküm verildiğini, daha önce kesin hüküm verilen alacak hakkında yeniden dava açılamayacağından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davanın alacak davası olduğu, dava konusunun … firmasınca Polonya’dan tedarik edilen 15 palet 11 adet filtre emtiasının taşınması sırasında zarar gördüğünden bahisle, emtianın taşınmasından birlikte sorumlu olduğu belirtilen … Şirketi ve …. Şirketi’nden, davacı …. Şirketi’nin sigortacı sıfatıyla rücuen tazmin istemine ilişkin olduğu, davalı … Şirketi yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı … Şirketi yönünden davanın reddine karar verildiği, kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu görülmüştür.
Bu doğrultuda iş bu davada taraflar arasında öncelikli olarak çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında verilen kararın iş bu davada kesin hüküm niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114/1-i. maddesi uyarınca; dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır. Bu nedenledir ki kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de; davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay’da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) ve dahası bozmadan sonra da ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 gün ve 1991/5-215-342 E., K. sayılı ilamı; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, yıl: 2001, C. V, s. 4980 vd.).
Hemen belirtilmelidir ki kesin hüküm, şekli anlamda kesin hüküm ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere ikiye ayrılır. Şekli anlamda kesin hüküm, sözü edilen karara karşı artık bütün olağan yasa yollarının kapandığı anlamına gelir. Bazı son kararlar verildikleri anda kesindirler (Örneğin HUMK. m. 427; HMK. m. 361). Yasa yolu açık olan bir karar, yasa yoluna başvurma süresi geçmekle de kesinleşir. Öte yandan, temyiz yolu açık olan bir karar temyiz edilip sonuçta onanmış ve karar düzeltme süresi geçirilmişse, ya da karar düzeltme yoluna gidilip de bu istem reddedilmişse veyahut yasa yoluna başvurmaktan feragat edilmişse verilen hüküm şekli anlamda kesinleşir. Bir hüküm bir kere şekli anlamda kesinleşirse, artık bu hükme karşı, olağan yasa yollarına başvurulamaz. Bir kararın maddi anlamda kesinleşmesi için öncelikle şekli anlamda kesinleşmesi gerekir.
Maddi anlamda kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu müddeabihin aynılığı; üçüncü koşulu ise dava sebebinin aynı olmasıdır. Kesin hükmün ikinci koşulu olan müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, yani dava ile elde edilmek istenilen sonuçtur. Önceki dava ile yeni davanın müddeabihlerinin (konularının) aynı olup olmadığını anlamak için hakimin, eski davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunu karşılaştırması gerekir. Eski ve yeni davanın konusu olan maddi şeyler fiziki bakımdan aynı olsa bile, bu şeyler üzerinde talep olunan haklar değişikse, müddeabihler aynı değil demektir. Kesin hükmün üçüncü koşulu ise dava sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebi, hukuki sebep olmayıp, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Öyle ise; her iki davanın da dayandığı maddi vakıalar (olaylar) aynı ise, diğer iki koşulun da bulunması halinde kesin hükmün bulunduğundan söz edilebilir. 6100 sayılı HMK’nun 303/1.maddesi de, “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde benzer bir tanımı içermektedir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun …. gün ve …. E. …. K.; …. gün ve …. E. …. K.; …. gün ve …. E. …. K.; …. gün ve …. E …K.; …. gün ve …. E… K. sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır. Mahkemeler, aynı konuda, aynı dava sebebine dayanarak, aynı taraflar hakkında verilmiş olan bir kesin hüküm ile bağlıdırlar; aynı davayı bir daha (yeniden) inceleyemezler ve aynı konuya ilişkin yeni bir davada, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdırlar (Baki Kuru, a.ge., C. V, s. 5051- 5053).
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).

Buna göre yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı tarafından açılan iş bu itirazın iptali davasına konu olan icra takibinde takip dayanağının “…. A.Ş. …. nolu hasar dosyasına istinaden rücuen tazminat alacağı” olduğu, davacı tarafın itirazın iptali davası talepli dava dilekçesinde alacağın kaynağı olarak “… Limited” şirketi tarafından satın alınan 15 palet 11 adet filtre emtiası’nın taşınması sırasında taşımadan sorumlu olan …. Şirketi ve …. Şirketi’nin verdiği zarar olarak belirtildiği görülmektedir. Yukarıda ayrıntılarına yer verilen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında da aynı hususta ve aynı isteme dayanılarak alacak davası açıldığı, davalı … Şirketi yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, kararın kesin nitelikte olduğu görülmüştür.
Bu doğrultuda açılan iş bu itirazın iptali davası ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında tarafların aynı olduğu, dava konusu ve dava sebebinin aynı emtialar ve sigorta poliçelerine ilişkin olduğu, bu alacağa ilişkin daha kesin hüküm tesis edildiği kanaatine varıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince kesin hüküm dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 440,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 359,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya derhal iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 4.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır