Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/641 E. 2023/121 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/641 Esas
KARAR NO : 2023/121

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ayakkabı üretim imalat faaliyetlerinde, sayacı ihtiyacı sebebiyle (sayacı: doğal ve suni derilerle tekstil ürünlerinden kesilmiş parçaları makinelerle işleyerek ayakkabı modeline uygun hale getiren kişi/firma ) davalı firma ile ticari ilişkisinin başladığını, iş bu ticari ilişkide müvekkilinin üzerine düşen ödeme vs. yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı firmanın saya-dikim işçiliği faaliyetleri kapsamında üzerine düşen yükümlükleri yerine getirmediğini, bu hususta cari hesap muavini ve taraflarca imzalı mutabakat metninin düzenlendiğini, davalı borçlu tarafından müvekkilince yapılan ödemelerin karşılığı mal ve hizmet verilmediği gibi, müvekkilinin alacaklı olduğu (taraflarca imzalı mutabakat metninde yazılı ) tutarların iade edilmediğini, bunun üzerine müvekkilinin Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, borçlu tarafından 22.06.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin alacağı bulunmadığının iddia edilerek borca, ferilerine itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde borçlunun ödeme emrinde belirtilen isim ve miktarda borcu olmadığını ettiğini, ispat külfetinin cari hesap ilişkisini kabul ederek borçlu bulunmadığını iddia eden davalı tarafta olduğunu, icra takibine yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, cari hesap muavini, mutabakat ve diğer ticari verilerle müvekkilinin alacaklı olduğunun sabit olduğunu, haksız olarak yapılan itirazın iptali ile Büyükçekmece …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile cari hesap muavin ve mutabakatına dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 154.467,55 TL asıl alacak ve 849,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 155.317,12 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, takip dayanağının Cari hesap muavini ve mutabakatı” olduğu, takip borçlusu tarafından borcun tamamına süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olup olmadığı, bu ticari ilişki kapsamında cari hesap ve mutabakat yönünden tarafların karşılıklı olarak edimlerini ifa edip etmediği ile davacının bu doğrultudaki alacak istemine yerinde olup olmadığın noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
Türk Ticaret Kanunu faturayı tanımlamış değildir. Ancak kanun faturanın düzenlenmesi hakkında bazı kurallara yer vermiştir. Fatura tanzim edilmesinin öncelikli koşulu, tacirin ticari işletmesi bağlamında mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olmasıdır. Bu koşul, faturanın nitelik itibarıyla sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olmasının da gereğidir. Dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belge, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazıdır. Şüphesiz, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuken geçerli olması gerekir. Bu anlamda batıl bir sözleşmeye dayanılarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasına ilişkin karinenin uygulanması temel borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin varlığı halinde söz konusu olabilir. Taraflar arasında sözleşmenin bulunup bulunmadığı hususu çekişmeli ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde öncelikle sözleşmenin varlığı ispat edilmelidir (Özçelik, Volkan; Fatura İçeriğinin Kabul Edilmiş Sayılması, TBB Dergisi 2018 (138), s. 212 vd.).
Ticari defterlere kaydedilen faturanın teslimi kanıtlamasının nedeni faturanın hukuki niteliği ile doğrudan bağlantılıdır. Zira TTK 21 ve Vergi Usul Kanunu 229. Maddesi gereğince fatura malın teslimi veya işin yapılması üzerine düzenlenmesi gereken belge olduğundan, düzenlenen ve defterlere kaydedilen bu belge teslimi de kanıtlamış olacaktır. Kesin delillerin aksinin yazılı veya kesin deliller ile ispatı gerektiğinden bu karinenin aksinin tanık veya diğer takdiri delillerle de ispatı mümkün değildir.
Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen uyuşmazlık noktalarının çözümü ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 04/01/2023 tarihli raporda özetle; davacı tarafın 2019-2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 27.12.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalı taraftan 154.467,55 TL alacaklı olduğu, iş bu alacağın kendi lehine yaptığı 402.620,00 TL tutarındaki ödeme kayıtları ve davalı taraf lehine yaptığı 248.152,45 TL tutarındaki fatura kayıtlarının arasındaki fark olan 154.467,55 TL olarak ortaya çıktığı, davacı tarafın talep ettiği 154.467,55 TL tutarındaki alacağın 3 ana başlıkta irdelenebileceği, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı davalı tarafın düzenlediği 2020 yılında 2 adet, 2021 yılında 1 adet olmak üzere toplam KDV dahil 248.152,45 TL tutarında fatura kaydının olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Esenyurt-İstanbul Vergi Dairesi Müdürlüğünün dosya muhteviyatına 18.11.2022 tarihli olarak yolladığı davalı şirkete ait 2020- 2021 yılı BS form bilgilerinde, 2020 yılında BS FORMU ile davalı tarafın davacı tarafa ait 2 adet KDV hariç 146.447,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, 2021 yılında BS FORMU ile davalı tarafın davacı tarafa ait 1 adet KDV hariç 92.160,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, Gelir İdaresi Başkanlığı, Boğaziçi Kurumlar-İstanbul Vergi Dairesi Müdürlüğünün dosya muhteviyatına 18.11.2022 tarihli olarak yolladığı davacı şirkete ait 2020- 2021 yılı BA form bilgilerinde, 2020 yılında BA FORMU ile davacı tarafın davalı tarafa ait 2 adet KDV hariç 146.447,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, iş bu faturaların açıklama kısmına SAYA DİKİM veya FASON SAYA DİKİM İŞÇİLİK BEDELİ diye yazıldığı, faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, 2021 yılında BA FORMU ile davacı tarafın davalı tarafa ait 1 adet KDV hariç 92.160,00 TL tutarlı faturayı beyan ettiği, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 3 adet faturanın 2020-2021 yılında taraflarca karşılıklı olarak BS-BA FORMU ile beyan edildiği, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı 2020 ve 2021 yılında olmak üzere toplam 8 adet 349.220,00 TL tutarında nakit ödeme kaydının olduğu, iş bu ödeme kayıtlarının tamamına ait dekontların sunulduğu, bütün dekontların üzerinde gönderen kısmında DAVACI TARAFIN, alıcı kısmında DAVALI TARAFIN bulunduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı 2020 ve 2021 yılında olmak üzere toplam 3 adet 53.400,00 TL tutarında çek ödeme kaydının olduğu, iş bu ödeme kayıtlarının tamamına ait “müşteri çek çıkış bordroların” sunulduğu, her bir bordronun sadece davacı tarafın kaşesi ve el yazısı ile isim (… ve …) yazılmak şartıyla imzalandığı, “Müşteri çek çıkış bordrolarına” konu olan çeklerin dosya muhteviyatına sunulan görüntülerinde, çeklerin dava dışı firmalara tarafından davacı tarafa veya hamiline düzenlediğini, çeklerin tamamı üzerinde davacı tarafın kaşesi ile imzalanan ciroların yer aldığı, açıklama olarak DAVALI TARAFIN VERGİ NUMARASI VE UNVANI belirtilerek, EMRİNE “ÖDEYİNİZ İBARESİNİN” yer aldığı, 31.12.2020 tarihli mutabakat mektubunda, davacı tarafın davalı taraftan 231.339,95 TL alacaklı olduğu, iş bu mutabakat mektubunun taraflarca karşılıklı olarak kaşe ile imzalandığı, 31.03.2021 tarihli cari hesap mutabakatı belgesinde, davacı tarafın davalı taraftan 154.467,55 TL alacaklı olduğu, cevap tarihinin 22.04.2021 olduğu, iş bu mutabakat mektubunun alt kısmında ONLİNE MUTABAKAT SİSTEMİ ibaresinin yer aldığı, netice itibariyle, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlara göre takip tarihi itibariyle 154.467,55 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüte düştüğüne / düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren yıllık reeskont avans faizi talep edebileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmüştür.
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı tarafça bilirkişi raporuna ilişkin beyan dilekçesi ibraz edilmiş, Mahkememizce rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde alacak kalemlerinin de bu defterlerde kaydedilmiş olması tek başına alacağın varlığına veya fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslimi konusuna delil oluşturmamaktadır.
Ancak Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmektedir. Ayrıca dosyada mevcut bilgi ve belgelere ve bilirkişi raporuna göre taraflar dava konusu cari hesaba ve mutabakat metnine dayanak olan faturalarıın ba-bs formlarıyla vergi dairesine bildirildiği sabittir. Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 154.467,55-TL alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı şirket ile davalı şirketi arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğu hususlarının; davacı tarafın ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması, dosyada mevcut Ba-BS kayıtları nazara alınarak davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafın takibe konu cari hesap borcunu ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği, ticari ilişki bulunmadığı yönündeki iddiaların yerinde olmadığı kanaatine varıldığından itirazın kısmen iptali ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf takip talebinde asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da davalı borçlunun icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşıldığından, takip talebindeki işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından cari hesap ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 154.467,55 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 30.893,51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.551,68-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.875,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.675,84- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.875,84-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 157,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.738,20 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%99,45) göre hesap edilen 1.728,69-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 24.170,13-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Büyükçekmece Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%99,45) göre hesap edilen 1.312,78-TL’sinin davalıdan, 7,22-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır