Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/634 E. 2023/738 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/634
KARAR NO : 2023/738

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 14/07/2023

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/01/2022 tarihinde … Otomotiv Şubesi aracılığıyla fatura düzenleyen … Oto Nakliyat’dan 570.000 TL değerinde bir adet … marka 2021 model sıfır minibüs satın aldığını, söz konusu aracın teslim tarihinden itibaren 20 gün sonra “adblue uyarısı, araçta su eksiltme, aracın gaz yememesi, el fren uyarısının takılı kalması, yüksek gazda araçtan ıslık sesi gelmesi, partikül oranı ölçümü, kalkışlarda araç titreme, ekranda sürekli arıza uyarısı, fren balata kontrol, debriyajda silkeleme, motor yenilenmedi ve püskürtme arıza” uyarılarını verdiğini ve …. yetkili servisine götürüldüğünü, sonrasında 81-10 kere yetkili servise götürülmesine rağmen sorunun çözülmediğini, imalattan kaynaklı bir hata olduğunun müvekkiline şifahen bildirildiğini, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde araçta gizli ayıp olduğu ve rayiç değerinin 950000 TL olduğunun tespit edildiğini, aracın arıza yapması üzerine servise götürülmesinin ihbar niteliğinde olduğunu, davalılara dava açılmadan önce Beyoğlu … Noterliğinin 22/04/2022 tarihli ihtarnamesi ile ihtarname gönderildiğini belirterek davanın kabulü ile öncelikle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, misli ile değişimin mümkün olmaması halinde güncel rayiç değerinin faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı …. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin Sancaktepe’de olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, dava şartı niteliğindeki ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmadığını, Garanti Şartlarının 4.maddesine göre araçta bir hata görüldüğünde en geç 3 gün içinde bildirimde bulunulmasının gerektiğini, ayıp ihbarının TTK’nun 23/c maddesine göre 2 ve 8 günlük sürelere de uygun olmasının gerektiğini, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılmasının gerektiğini, aracın arızalanınca servise götürülmesinin ayıp ihbarı anlamına gelmeyeceğini, bu ihbarların yazılı olarak yapılmasının gerektiğini, aracın servise girdiği tarihin 24/02/2022 tarihi, ihtarname tarihinin ise 22/04/2022 olduğunu, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, delil tespiti ile alınan bilirkişi raporunun delil olarak kullanılamayacağını, müvekkilinin yokluğunda tespit yaptırıldığını, davaya konu araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp olmadığını, aracın yoğun trafikte dur-kalk şeklinde dolmuş olarak çalıştırıldığını, arızanın kullanım şeklinde bağlı oluşacağını, talebin garanti şartlarına aykırı olduğunu, araçtaki arızanın onarıldığını, onarım yapıldıktan sonra değişim ya da bedel iadesi istenemeyeceğini, iade talebinin kabul görmesi halinde kullandığı tarihten iade edeceği tarihe kadar kullanma bedelinin ödenmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … Oto vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu aracın satıcısı olduğunu müvekkili şirketin adresinin Ankara olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesinin gerektiğini, Garanti Şartlarının 4.maddesine göre araçta bir hata görüldüğünde en geç 3 gün içinde bildirimde bulunulmasının gerektiğini, ayıp ihbarının TTK’nun 23/c maddesine göre 2 ve 8 günlük sürelere de uygun olmasının gerektiğini, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılmasının gerektiğini, aracın arızalanınca servise götürülmesinin ayıp ihbarı anlamına gelmeyeceğini, bu ihbarların yazılı olarak yapılmasının gerektiğini, aracın servise girdiği tarihin 24/02/2022 tarihi, ihtarname tarihinin ise 22/04/2022 olduğunu, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, delil tespiti ile alınan bilirkişi raporunun delil olarak kullanılamayacağını, müvekkilinin yokluğunda tespit yaptırıldığını, araçta adblue uyarısının görülmesinin arıza anlamına gelmeyeceğini, bilirkişi raporunda aracın keşif tarihinde 21.865 kilometrede olduğunun tespit edildiğini, aracın satın alındıktan yaklaşık 3 ay içinde bu kadar km yaptığı dikkate alındığında bu araçta üretim kaynaklı bir ayıp olduğunun teknik olarak kabul edilemeyeceğini, keşif tarihinde yapılan 10 km’lik test sürüşünde de herhangi bir arızanın tespit edilmediğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, talebin garanti şartlarına aykırı olduğunu, Garanti Sözleşmesinin 10.maddesinde davacının üretimden kaynaklı bir arıza olması halinde dahi seçimlik hakkının onarımdan yana kullanacağının düzenlendiğini, kararın kesinleşeceği tarihte aynı nitelikte aracın temin edilmesinin imkanının olmadığını, bu yöndeki düzenlemenin olaya uygulanamayacağını, satım bedelinin en fazla ödenen satış bedeli olacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … Otomotiv vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satım sözleşmesinde aracılık yapması, üretici, satıcı, ithalatçı olmaması ve satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibariyle misli ile değişim ve bedel iadesi gibi yükümlülüklerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete davacı adına yapılmış bir ödeme bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, davacının TTK ve TBK anlamında aracın güncel rayiç değerini talep gibi bir seçimlik hakkı bulunmadığından talebin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedel iadesinin fatura bedeline ilişkin olup davacının aracın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili şeklinde seçim hakkı bulunmayıp talebin açıklatılması gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüklerine uygun davranmadığını, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında yapılması nedeniyle kabul etmediklerini, raporun yüzeysel bir incelemeye dayalı olup varsayıma dayalı olarak bir sonuca varıldığını, hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, davacının arıza olarak nitelendirdiği durumların kaynağının kullanıma dayalı olduğunu, onarım hakkını kullanmış olup söz konusu hakkın değiştirilmesine olanak bulunmadığını, mevcut durumu itibariyle aracın kullanıldığını ve sorunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerekse de aksinin kabulü halinde davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasarlar nedeniyle meydana gelen değer kaybını iade etmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP; Davacı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;dava konusu aracın Otoport-Esenyurt adresinden satın alındığını, mahkemenin yetkili olduğunu, aracın halihazırda Adblue kaynaklı ve buna bağlı olarak gelişen farklı sorunların meydana gelmeye devam ettiğini, aracın yetkili servise götürülmeye devam etse dahi araçtaki sorunların giderilemediğini, ticari olarak kullanılan aracın kullanılmamasından kaynaklı olarak müvekkilinin zarar gördüğünü, aracın servise götürülmesinin ihbar niteliğinde olması nedeniyle işbu davanın süresinde açıldığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava konusu araç üzerinde iddia olunan ayıpların teknik olarak mevcut olup olmadığı, araçta üretim hatası, ayıp bulunup bulunmadığı, ayıbın gizli ayıp mı açık ayıp mı olduğu, arızaların kaynağı, kullanıcı hatası bulunup bulunmadığı, yasal ihbar sürelerine uyulup uyulup uyulmadığı hususlarının İTÜ öğretim üyelerinden otomotiv alanında uzman bilirkişilerden resen oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle dosya üzerinde yapılacak inceleme ve aracın İTÜ Laboratuvarında teste tabi tutulmak suretiyle rapor tanziminine karar verilmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …. ve Öğr. Gör. Yük. Müh. ….. tarafından düzenlenen kök raporda, davaya konu problemlerden bir kısmının imalat kaynaklı olduğu fakat giderilebilir nitelikte bu sorunların faturalara istinaden garanti kapsamında çözülmüş oldukları, şikayete konu motor ve çevre elemanlarına ilişkin problemlerin ise diyagnostik verilene istinaden kullanım şartları gereği rejenerasyonun gereği gibi yapılamamasından kaynaklandığı, taşıtın imalatından kaynaklı ayıp olduğundan söz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı tarafça ibraz olunan itiraz dilekçesinde belirtilen hususlar inceleme yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek raporda, kök raporda davaya konu problemlerden bir kısmının imalat kaynaklı olduğu fakat giderilebilir nitelikte bu sorunların faturalara istinaden garanti kapsamında çözülmüş oldukları, şikayete konu motor ve çevre elemanlarına ilişkin problemlerin ise diyagnostik verilene istinaden kullanım şartları gereği rejenerasyonun gereği gibi yapılamamasından kaynaklandığı, taşıtın imalatından kaynaklı ayıp olduğundan söz edilemeyeceği kanaatinin sunulduğu, değerlendirme kısmında yeniden açıklandığı üzere kök rapordaki uygun kanaatinin muhafazası gerektiği belirtilmiştir.
Dava, gizli ayıplı olduğu iddia edilen ticari aracın ayıpsız misli ile değişimi olmadığı taktirde rayiç değerinin davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık noktalarının davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, davalıların husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı, aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp bulunmakta ise gizli mi açık ayıp mı olduğu, araçta üretim hatasının olup olmadığı, yasal ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, aracın misli ile iadesinin ya da satış bedelinin davalılardan tahsilinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 219.maddesi gereğince satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumludur, satıcının sorumluluğu halinde, TBK 227/4. maddesi uyarınca alıcının, imkan var ise satılanı ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep etme hakkı mevcut olup, davacı seçimlik hakkını TBK 227/4.maddesi yönünde kullanmıştır.
Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür. Ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise, bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK’nın 223-2. fıkrası uyarınca derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.
Mahkememizce dosya İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek laboratuvarda yapılacak inceleme ile rapor tanzimi istenmiş olup, bilirkişilerce hazırlanan kök ve ek raporda davaya konu problemlerden bir kısmının imalat kaynaklı olduğu fakat giderilebilir nitelikte bu sorunların faturalara istinaden garanti kapsamında çözülmüş oldukları, şikayete konu motor ve çevre elemanlarına ilişkin problemlerin ise diyagnostik verilere istinaden kullanım şartları gereği rejenerasyonun gereği gibi yapılamamasından kaynaklandığı, taşıtın imalatından kaynaklı ayıplı olduğundan söz edilemeyeceğinin belirtildiği, aracın fiziken incelenmesi sonucu, ayıplı imal edilmediği belirlendiğinden, genel hukuk kuralı olarak, bir iddiadan yarar sağlayan iddiasını kanıtlamakla yükümlü olup, davacı tarafın 6098 Sayılı TBK’nın 227/4. maddesi gereğince misli ile değiştirilmesini talep edebilmesi için, satışa konu aracın ayıplı olarak satıldığını kanıtlaması gerekip, davacı tarafça imalat ve montaj hatasından kaynaklanan bir ayıbın varlığı usulüne uygun olarak kanıtlanmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,80 TL’nin davacı tarafından peşin yatırılan 9.734,18 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 9.464,38 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 80.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.
12/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır