Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/631 E. 2022/701 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/631
KARAR NO : 2022/701

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 16/09/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; İşbu dava yönünden fazlaya dair haklarımız ile sermaye taahhüt borcunun yerine getirilmemesinden kaynaklı şirketin uğradığı/uğrayacağı, vergi, ceza, tazminat ve benzeri tüm zararlar yönünden yasal talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla. davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalının takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, yetkisizlik kararı verilerek yetkili mahkemeye gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sermaye koyma borcunun tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça icra takibi Küçükçekmece İcra Müdürlüğü’nde başlatılmış, davalının icra takibinin yetkisine itirazı üzerine yetki itirazı kabul edilerek Anadolu İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlatılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 sayılı kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir.
Bu kapsamda, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK’nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6097 Esas – 2020/6762 Karar sayılı ilamı)
HMK’nun 14/2 maddesinde özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir. HMK’nun 14/2. fıkrasına ilişkin maddenin gerekçesinde bu husus şöyle açıklanmıştır: “İkinci fıkraya göre, özel hukuk tüzel kişilerinin kendi iç ilişkilerine yönelik olmak üzere, örneğin bir üyenin veya ortağın diğer bir üyeye veya ortağa yahut üyenin veya ortağın merkeze karşı açacağı davalar, merkezin bulunduğu yerde açılacaktır. Bu tür davalarda, merkezin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesindir”.
Davacı tarafça takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış iken davalının yetki itirazı kabul edilerek yetkisiz icra dairesinde takibin devam ettiği, itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde takip yapılmış olmasının HMK’ nın 115/2. maddesi anlamında özel dava şartı olduğu, davalı tarafça yetkiye itiraz edilmemiş olsa dahi mahkemece bu hususun re’sen nazara alınacağı, somut olaydaki gibi davacı tarafça davalının yetki itirazının kabul edilerek yetkisiz icra dairesinde takibin devamının da yetkinin kesin olması nedeniyle mümkün olmadığı, kesin yetki kuralı mevcut iken yetki itirazının kabulünün icra dairesini yetkili hale getirmeyeceği, davadaki uyuşmazlığın şirket ile ortağı arasındaki ilişkiden kaynaklanmasına göre, bu ihtilafın HMK’ nın 14/2 maddesi uyarınca şirketin ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, dosyada mevcut Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi örneğine göre davacı şirket merkezinin Başakşehir olduğu, İİK’ nın 50. maddesi ile HMK’ nın 14/2 cümlesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki icra daireleri ve mahkemeleri yetkili olup, bu yetki kuralının kesin yetki niteliğinde bulunması nedeniyle mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80.70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16/09/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır