Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/62 E. 2022/1046 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/62 Esas
KARAR NO : 2022/1046

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2014
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın malik ve sürücüsü, diğer davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın 11/09/2014 tarihinde davacıların miras bırakanı yaya …’ya çarpması sonucu …’nın vefat ettiği, meydana gelen trafik kazasında …’nın ağır kusurunun bulunduğunu, müteveffa …’nın emekli din görevlisi olduğunu, emekliliğini müteakip 17/08/2013 tarihinde … Derneği bünyesinde aylık net 800 Euro maaş ile çalışmaya başladığını, müvekkilinin eşi ile yurtdışında beraber yaşamakta olduğunu ve beraber gidip geldiğini, müteveffa …’nın cenaze masraflarının toplam 5.000,00 TL tuttuğunu belirterek, manevi tazminat yönünden … için 100.000,00 TL,…. için 70.000,00 TL, …. için 70.000,00 TL, …. için 70.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminat yönünden …. için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, defin masrafları yönünden; 5.000,00 TL defin masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı … Sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; söz konusu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, Manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirketin poliçe sorumluluk kapsamında olmadığını, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, Davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için müteveffa ile davacılar yönünden düzenli ve eylemli yardımın varlığının olması gerektiğini, Davacı dul kalan eş olan … bakımından ise yeniden evlenme ihtimali üzerinde durulması gerektiğini, Sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, Sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, cenaze ve defin giderleri sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, davacının ihbar tarihinden itibaren faiz talep edebilmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, Açıklanan nedenlerle, müvekkili şirketin diğer şartların varlığı halinde ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini beyan ederek, Cenaze ve defin giderlerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olması nedeni ile talebin reddine, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın yaşı, emekli olması, geride kalan mirasçıların yaşları dikkate alındığında davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının son derece fahiş olduğunu, hukuk mevzuatlarının ve yerleşik Yargıtay içtihatlarının manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığına açıkça vurgu yaptığını, müteveffanın yurt dışında emeklilik sonrası yaptığı iddia edilen ek işe ilişkin dernek kayıtlarının yeterli delil niteliğine sahip olmadığını, Almanya’nın Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan çalışmamnın belgelenmesi gerektiğini, bu kayıtlar kabul edilse bile müteveffanın emeklilik sonrası ek iş yapmış olmasının, sadece maddi tazminat konusunda değerlendirmeye alınabilecek bir husus olduğunu, yurt dışındaki ek işten aldığı ücretin, şahsın yurt dışındaki ekstra harcamalarının, Türkiye’ye sık sık yaptığı gezi ve ziyaretlerin dikkate alındığında, aile bireylerine katkı yapmayacağını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı …’nın malik ve sürücüsü, diğer davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın 11/09/2014 tarihinde davacıların miras bırakanı yaya …’ya çarpması sonucu …’nın vefat ettiği, davacıların destekte yoksun kaldıkları, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı, defin masrafları ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/II. maddesinde (6098 Sayılı BK’nın 49 vd. maddeleri) düzenlenmiş olup “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. TBK 53. maddesi (BK’nun 45/2. md.) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Destekten yoksunluk zararının hesabında, müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 05/07/2017 tarih 2014/25056E. 2017/7233K. Sayılı kararı; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 tarih 2014/23164E. 2017/6027K. Sayılı kararı ).
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2017 tarih 2014/19438 esas, 2017/2199 karar sayılı ilamında “…Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, hükmedilen maddi tazminatta sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak; sigorta şirketi yönünden ise asıl ve ıslah edilen kısım yönünden dava tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir…”denilmiştir.
Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2018 tarih 2016/3444E. 2018/4556K. sayılı kararı)
Mahkememizin 31/01/2020 tarihli … Esas …. Karar sayılı ilamı ile davacı tarafın maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … esas …. karar sayılı ilamı ile; “sağ olan anne ve babaya destek payının ayrılıp ayrılmayacağının ve genel olarak bu hususun tartışılmadığı” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararı sonrasında yukarıdaki esas üzerinden Mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada mevcut kaldırma kararın öncesinde alınan kusur raporlarında;
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim olunan;
-25/11/2015 tarihli kusur raporu ile davalı …’ un tali kusurlu olduğu; müteveffa yaya … ‘ın asli kusurlu olduğu,
-24/10/2017 ve 24/12/2018 tarihli kusur raporları ile davalı ….’ un kusursuz olduğu; müteveffa yaya … ‘ ın 100 oranında kusurlu olduğu,
… Üniversitesi İnşaat Fakültesi (Karayolu-Trafik) Öğretim Üyeleri tarafından tanzim olunan
– 07/05/2019 tarihli Bilirkişi Heyet Raporu ile Davalı sürücü …..’ un 20 oranında tali kusurlu olduğu, Yolun işletmesinden kurum/kuruluşun %20 oranında tali kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın %60 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası Destek müteveffa …’nın hem %100 ve tam kusurlu olmasının desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği hem de dosya kapsamında yer alan kusur raporu yine hem asgari ücret hem de önceki raporda hesaplamada esas alınan ücret dikkate alınarak alternatifli hesaplama yapılması ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi…. Hukuk Dairesinin … Esas …. Karar sayılı kararında yer alan kaldırma gerekçelerinin karşılanması amacıyla ek rapor düzenlenmek üzere daha önce rapor veren aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 19/10/2022 tarihli ek raporda özetle; her ne kadar daha önceleri Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları bakiye ömür süresi için …. Tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği yönünde ise de; Yargıtay 17.HD nin 2020/2598.E sayılı dosyasından verdiği 14/01/2021 gün … . nolu ilamında özetle “Dairemizce de 2020 Aralık ayı itibariyle tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde … tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir” denilmekle iş bu ek raporda bakiye ömür sürelerinin tespiti açısından Yargıtay’ ın güncel içtihatları doğrultusunda … Tablosu ve kök raporda kullanılan …. tablosu esas alınarak terditli hesaplama yapıldığı, kök raporun tanziminden sonra dosyaya sunulan müteveffa …’ a ait vukuatlı nüfus kayıt örneğinin incelenmesi sonucunda; müteveffanın annesi …. ve babası ….’nın hayatta oldukları anlaşıldığından, herne kadar davada taraf olmasalar da Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarına göre işbu ek rapordaki hesaplamada müteveffanın anne ve babasına da pay ayrıldığı,
…Yaşam Tablosuna Göre;
Kazanç Tutarının Asgari Ücret Düzeyinde Olması Halinde Yapılan Hesaplamaya Göre;
Davacı eş …” ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 239.166,50 TL olduğu,
Dava dışı anne ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 22.359,06 TL olduğu,
Dava dışı baba ….’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 14.291,88 TL olduğu,
Kazanç Tutarının Asgari Ücretin 2,5523 Katı Düzeyinde Olması Halinde Yapılan Hesaplamaya Göre;
Davacı eş ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 295.808,55 TL olduğu,
Dava dışı anne ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 57.066,65 TL olduğu,
Dava dışı baba ….’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 36.476,79 TL olduğu,
PMF 1931 Yaşam Tablosuna Göre;
Kazanç Tutarının Asgari Ücret Düzeyinde Olması Halinde Yapılan Hesaplamaya
Davacı eş ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 200.858,29 TL olduğu,
Dava dışı anne ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 8.039,89 TL olduğu,
Dava dışı baba …..’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 8.039,89 TL olduğu,
Kazanç Tutarının Asgari Ücretin 2,5523 Katı Düzeyinde Olması Halinde Yapılan Hesaplamaya Göre;
Davacı eş ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 273.341,34 TL olduğu,
Dava dışı anne ….’ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 20.519,94 TL olduğu,
Dava dışı baba ….’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 20.519,94 TL olduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Somut olayda; davacılar murislerinin trafik kazasınında hayatını kaybetmesi nedeni ile destekten yoksun kalmadan kaynaklanan maddi tazminat ve manevi tazminat istemi ile dava açmıştır.
Dosyada mevcut hükme esas alınan 07/05/2019 tarihli heyet kusur raporuna göre 11/09/2014 tarihinde meydana gelen kazanın sürücü …’nın yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile …. karayolunun ….. ….. gidiş yönüne ayrılmış iki trafik şeridi ve emniyet şeridine sahip …. un çıkış eğimli bir kesimi üzerinde ilerlemekteyken, bir hastanenin önüne yaklaştığı sırada, ilerlemekte olduğu platforma hastane tarafından girip karşıya geçmekte olan yaya …’ya aracın sağ ön tarafı ile çarpması sonucu meydana geldiği, bu maddi vakıa doğrultusunda sürücü …’nın TALİ ve 4020 (yüzde yirmi) oranında kusuru bulunduğu, yolun işletmesinden (kazanın gerçekleştiği kesimde yayaların güvenli geçişini temin etmekten sorumlu) kurum/kuruluşun Tali ve %20 (yüzde yirmi) oranında kusuru bulunduğu, yaya …’nın da ASLİ ve 60 (yüzde altmış) oranında kusuru bulunduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu durumda davalı …’nın haksız fiil hükümlerine göre, davalı sigorta şirketinin ise ZMMS Genel Şartları hükümleri gereğince sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Müteveffanın ölümünden önce Fransa’da belgelenen geliri ile birlikte 800,00 Euro maaş ile çalıştığı, bu gelir durumuna göre müteveffanın asgari ücreti 2.5523 katı düzeyinde gelir sahibi olduğu, bu doğrultuda kaldırma kararında yer verilen “sağ olan anne ve babaya destek payının ayrılması” hususu, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaba göre Davacı …’nın desteği olan eşinin hayatını kaybetmesi nedeni ile talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının bedelinin 295.808,55 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı tarafın kaldırma kararı öncesinde ıslah ile 145.861,04 TL talepte bulunduğu nazara alınarak taleple bağlı kalınarak davacının maddi tazminat davasının bu miktar üzerinden kısmen kabulü gerekmiştir.
Davacı ..’nın cenaze ve defin masrafları yönünden dosyaya sunulmuş bir bilgi ya da belge mevcut olmadığından bu hususa ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bunun dışında davacıların eşi ve çocukları olan …’nın trafik kazasında hayatını yitirmiş olması nedeni ile davacıların duyduğu elem ve ızdırap gözetilerek, kusur raporu, kusur oranları, tarafların mali ve içtimai durumları da değerlendirilmiş, çekilen elem ve ızdırabı kısmen de olsa gidermek maksadı ile manevi tazminat taleplerinin aşağıda belirtilen miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;
-145.861,04 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ‘ya verilmesine, cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;
-Davacı … için takdiren 30.000,00 TL, davalılar … , …. ve …. ‘nın her biri için takdiren 20.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine
3-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.963,77-TL karar ve ilam harcından davacı …. tarafından maddi tazminat talebi yönünden peşin olarak yatırılan 20,49 TL harç ile 2.570,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.590,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.373,28-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 2.590,49-TL harcın davalılardan alınarak tahsile ile davacı ….’ya verilmesine,
5-Kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 22.879,16- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı….’ya verilmesine,
6-Reddine karar verilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 5.000,00 TL tek vekalet ücretinin davacı ….’dan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.147,90 karar ve ilam harcından davacılar tarafından manevi talebi yönünden peşin olarak yatırılan 1.058,81-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.089,09-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına
8-Manevi tazminat talebi yönünden davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan toplam 1.058,81-TL harcın davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine
9-Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 14.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
10-Reddine karar verilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 14.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’ya verilmesine,
11-Davacılar tarafından yargılama süresince kaldırma kararı öncesi ve sonrasında yapılan bilirkişi ücreti, tebligat gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.689,50 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına (%51,17) göre hesaplanan 1.888,22-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili, davalı … ve vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2022

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim …..
E-İmzalıdır