Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/591 E. 2022/950 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/591
KARAR NO : 2022/950

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/11/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının keşidecisi olduğu 02/04/2022 tarihli …. … Bankası …. seri no’lu 700.000 TL bedelli çekin hamili olduğunu, müvekkilinin çek bedelini istemesi üzerine davalı tarafından oyalandığını, karşılıksız çıkmaması için çeki yazdırmadığını, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de davalının itiraz ettiğini, davalının çek bedeli kadar zenginleştiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dosyada mübrez kambiyo senedinden de anlaşılacağı gibi müvekkili şirket tarafından davacı … ve diğer dava dışı ortak …’ün çift imza ile yetkili olduğu dava dışı …. şirketi lehine 02/04/2022 tarihli çekin keşide edildiğini, dava dışı çek lehtarı ile şirket ortakları arasında ihtilaf çıkması üzerine çekin davacı tarafından çift imza ile temsil yetkisine rağmen diğer ortağın imzası olmaksızın tek imza ile kendi adına çiro edildiğini, bankaya çekin bedelinin ödenip ödenmediği sorulduğunda diğer ortağın imzası olmaması nedeniyle ödenemeyeceğinin belirtildiğini, davacının ortağı olduğu ve lehine çek keşide edilen dava dışı şirket ile müvekkili şirketin eskiden beri ticari ilişki içerisinde olması dolayısıyla çift imza ile temsil edildiklerinin müvekkili şirket tarafından bilinmesi ve bilinmesine rağmen davacıya ödeme yapılması halinde TTK m.710/3 maddesi kapsamında ağır kusurlu olacak olması dolayısıyla ödeme yapılmadığını, çek miktarının bu süreçte bankada bloke olarak tutulduğunu, bu hususun dava dışı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 24/05/2022 tarihli ihtarname ile sabit olduğunu, davacının çek üzerinde meşru hamil olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, TTK’nun 732.maddesi gereğince açılan sebepsiz zenginleşme davası olup, uyuşmazlığın davacının çekin meşru hamili olup olmadığı, davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, davacının çek bedelinin tahsilini talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası kambiyo hukukuna dayalı bir dava çeşididir. Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yoluyla kavuşabilmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Hamil ya doğrudan temel borç ilişkisine dayanarak tahsil davası açacak ya da 644.maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz zenginleşme yoluna başvuracaktır. Bu davada çekin bankaya ibraz edilmemiş olması veya zamanaşımına uğramış bulunması gerekmektedir. Ancak her iki halde de çekin kanuni unsurları taşıması zorunludur.
Diğer yandan gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”,“senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
TTK’nın 732. maddesi uyarınca keşideciye başvurabilmek için öncelikle kıymetli evrak vasfında bir çekin bulunması ve çeke dayalı hak talebinde bulunan kişinin yetkili hamil olması zorunludur. Ayrıca hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkması da gerekmektedir. Zararın mevcudiyeti sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için hamile ait ve tahsili mümkün bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu kıymetli evrak borçlusu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması yani sebepsiz olması yeterlidir. Bu madde uyarınca alacak talebinde bulunmak için hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığına da ihtiyaç yoktur. TTK’nın 732. maddesi uyarınca açılan davalarda ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir.
Bu açıklamalar uyarınca somut olaya gelindiğinde; dava konusu çekin keşidecisi davalı …. Tekstil, lehtarı ise dava dışı ….Şti’dir. Çekin keşide tarihi olan 02/04/2022 tarihi itibariyle ve halen lehdar şirket, davacı … ve dava dışı …. tarafından müştereken temsil edilmektedir. Çekin arkasındaki ilk ciro … şirketi kaşesi üzerinde tek imza içermektedir. TTK’nın 702. maddesinin 1. cümlesinde; “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salâhiyetli hâmil sayılır.” denmektedir. Bu maddeye göre ilk cironun lehtara ait olması gerekir. Somut olayda ilk ciroda kaşe lehdar ismi taşımakta ise de lehdar şirketin müşterek imza ile davacı ve dava dışı şahıs tarafından temsil edildiği, dolayısıyla ilk cironun lehdara ait olduğundan bahsedilemeyeceği, ciro zincirinde düzensizlik oluştuğu ve dolayısıyla davacının yetkili hamil olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın SIFAT YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 8.527,23 TL’nin tenzili sonucu fazla yatırılan 8.446,53 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin tümünün davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır