Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/584 E. 2023/215 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/584 Esas
KARAR NO : 2023/215

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket tarafından davalı …..’a 10.08.2021 tarihinde banka kanalı yoluyla ödünç 150.000 TL para gönderilmiş olduğunu, davalıya müvekkili şirket tarafından gönderilen 150.000 TL’nin gönderiminin yapıldığı dekont incelendiğinde açıklama kısmında “borç olarak ödenen” ibaresinin açık bir şekilde müvekkili şirket tarafından yazılmış olduğunu, müvekkili şirket yetkililerinin; birçok defa göndermiş olduğu ödünç parayı davalıdan şifaen istemesine rağmen davalının, bu borcu müvekkili şirkete ödememiş olduğunu, bunun üzerine de müvekkili şirket tarafından öncelikle davalı hakkında 28.02.2022 tarihinde Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, söz konusu icra dosyasının ödeme emri henüz icra müdürlüğü tarafından tebliğe çıkarılmadan evvel davalının 03.03.2022 tarihinde dosyaya borca itiraz dilekçesi sunmuş olduğunu, davalı borçlu kendisine ödünç olarak gönderilen 150.000 TL’nin alacaklı müvekkili şirket tarafından istendiğini 03.03.2022 tarihinde dosyaya sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile öğrenmiş olduğunu, davalının; 03.03.2022 tarihinde müvekkili şirket tarafından kendisine ödünç olarak gönderilen 150.000TL’nin istendiğini öğrenmesine rağmen halen daha borcunu ifa etmemiş olması hasebiyle müvekkili şirketçe BK m.392’de düzenleme alanı bulan “ Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir” yönündeki hükmü uyarınca altı (6) haftalık süre geçtikten sonra tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası tahtında 18.04.2022 tarihinde yeni bir icra takibi başlatmış ancak bu takibe davalı tarafından haksız yere itiraz edilmesi üzerine takibin durmuş olduğunu, davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı bir şekilde aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmiş olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında BK m.386 hükmü uyarınca bir tüketim ödüncü sözleşmesi kurulmuş olduğunu, takip dayanağı alacağı teşkil eden banka dekontu icra takip dosyalarına eklenmiş ise de davalının, davacı müvekkiline borçlu olduğunu bildiği halde likit ve muaccel borca kötü niyetli bir şekilde itiraz etmiş olduğunu, arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; davanın kabul edilerek Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dilekçesinin “KONU” kısmında, ” Fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydıyla, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan haksız ve itirazın iptaline … ” denilerek dilekçenin talep konusu Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası olarak belirlenmiş olduğunu, ancak dilekçelerinin “NETİCE-İ TALEP” kısmında, “… Haklı davamızın kabul edilerek Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline … ” denilerek Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası kapsamında itirazın kaldırılmasının açıkça neticeden talep edilmiş olduğunu, huzurda görülmekte olan davanın dava dilekçesinde Konu ve Netice-i Talep başlıkları altında belirtilen çelişik ifadelerin, dava talebinin belirsizliğine sebep olduğunu, bu nedenle öncelikle HMK’nın 119/2 maddesi kapsamında davacı tarafın, talebinde çelişki oluşturacak dilekçesi sebebiyle “talep sonucu”nu açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmesinin hukuken bir zaruriyet arz etmekte olduğunu, ayrıca yine KONU kısmında ” Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla … ” denilerek, davanın mahiyetinin belirsiz alacak olarak nitelendirilmesi hususunda bir belirsizlik oluşturulmuş olduğunu, huzurda görülen dava itiraz iptali davası olarak ikame edilmiş olup, belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaat bulunmadığını, dava konusu icra takibinin, yetkisiz icra müdürlüğü’nde açılmış olup yetkili icra müdürlüğünün Silivri İcra Müdürlüğü olduğunu, her ne kadar dava konusu edilen icra takibi dosyası hususunda belirsizlik bulunuyor olsa da, müvekkili aleyhine davacı şirket tarafından başlatılan 150.000-TL bedelli icra takip dosyalarının her ikisinin de Büyükçekmece İcra Müdürlüğü’nde başlatılmış olduğunu, dava ve icra takiplerinin tarihinde müvekkillinin yerleşim yerinin Silivri/İstanbul olduğunu, bu nedenle, yetkili icra müdürlüğü’nün Silivri İcra Müdürlüğü olacağını, yetkili icra dairesinde açılmayan ve sonradan da yetkili icra dairesine gönderilmeyen icra takibine ilişkin ikame edilen itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin 2018-2021 tarihleri arasında, davacı şirkette %20 pay ortağı olarak bulunmuş olduğunu, davacı şirket bünyesinde pay ortağı olarak bulunduğu süre boyunca şirket için çok verimli çalışmalarda bulunmuş, şirketin kazançlarında ve büyümesinde aldığı kâr payı ödemelerinin çok daha üzerinde bir katkı sağlamış olduğunu, davacı şirket her ne kadar unvan değişikliği gerçekleştirmiş olsa da, kurulduğu tarihten itibaren, şirketin ortağı olmamasına rağmen arka planda şirketin bütün iş ve işlemlerinde yetkili olan ….. tarafından yönetilmiş olduğunu, akabinde …..’ın, müvekkilinin ve …..’ın kardeşi olan ….’un toplamda yüzde %90 olan paylarını devralarak şirket yönetiminde yasal söz sahibi olmaya devam etmiş olduğunu, müvekkilinin kendisine ait olan davacı anonim şirketteki paylarını 08.10.2021 tarihli Hisse Temlik Sözleşmesi ile …..’a devretmiş, ancak sözleşmenin, tarafların bedel hususunda gerçek iradelerini yansıtmıyor olup müvekkilinin henüz hisse devrine ilişkin de bir bedel tahsil edememiş olduğunu, kesinlikle borcun kabulü anlamına gelmemekle beraber, müvekkilinin davacı şirkette bulunan payını 08.10.2021 tarihli adi yazılı sözleşme ile dava dışı …..’a devretmiş olduğunu, bu meyanda, Türk Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri ve Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere, devreden ile devralan arasında iki yıl müteselsilen bir sorumluluk devam etmekte olduğunu, Yargıtay kararları ile de sabit bulunduğu üzere, pay devri halinde devreden ve devralanın müteselsilen sorumluluğu bulunmakta olup ilgili icra takibinin sadece müvekkili aleyhine başlatılmış olduğunu, davanın öncelikle icra takibindeki taraf sıfatının eksikliği nedeniyle reddi gerekmekte olup mahkeme aksi kanaatte olması ihtimalinde ise davanın …..’a ( TCN : … ) ihbar edilmesini talep ediyor olduklarını, ayrıca müvekkilinin anılan temlik tarihi ile davacı şirketten ayrılmış olup devir tarihi itibariyle de 2021 yılının Ekim ayına kadar olan haklı kâr payını da tahsil edememiş olduğunu, borcun kabulü anlamına gelmemekle beraber, paya bağlı olan borcun önce kâr payı alacağından mahsup edilmesi gerektiğini, davacı şirket içerisinde, hiçbir zaman düzenli olarak bir kâr paylaşımı gerçekleştirilmemiş olduğunu, paydaşların, yıl sonunda yapılan denetleme ile şirket içerisinden alacak-verecek hesabı yapılarak varsa kalan bedellerin kâr payı olarak belirtilmekte olduğunu, bu kapsamda öncelikle şirketin kuruluşundan itibaren, denetmen … tarafından hazırlanan yıllık bilanço ve değerlendirme tablolarının davacı şirketten celbini talep ediyor olduklarını, davacı şirkete ait yıllık bilanço tabloları da incelendiğinde görüleceği üzere, kâr payının büyük bir kısmının aslında şirket içerisinde herhangi bir payı ve söz hakkı bulunmayan …..’a ödenmiş olduğunu, ayrıca davacı şirketin ticari defter ve bilanço tabloları da incelendiğinde görüleceği üzere, düzenli bir kâr paylaşımı bulunmadığı gibi yıl sonunda hesaplanan kâr payından mahsup işleminin gerçekleştirilmekte ve her sene müvekkilinin fazlası ile alacaklı görünmekte olduğunu, bu kapsamda, davacı şirket tarafından müvekkiline farklı tarihlerde ödenen ve ekte örnek mahiyetinde sunmuş olduğu dekontlarda da görüleceği üzere davacı şirketin geçmiş yıllara ilişkin olarak müvekkiline gerçekleştirmiş olduğu ödemeler için takip başlatılmamış olmasının da bu hususu doğrular nitelikte olduğunu, bu meyanda, ekte sunulan 2020 tarihli dekontlar ve davacı şirketin yıllık bilançolarına bakıldığında yapılan işlemlerin müvekkilinin kâr payına masuben kabul edildiğinin, 2020 kâr payında müvekkiline dekontların toplamı olarak 110.000,00-TL kâr payı verildiğinin de görülecek olduğunu, müvekkilinin, şirket içerisinde paydaş olarak bulunduğu dönemde şirkete dair paydaşların tahsil ettiği tüm alacaklar paydaşlara elden veya farklı açıklamalar ile ödenirken müvekkilinin alacaklarının, hukuka uygun bir şekilde bankadan ödenmekte ancak açıklama kısmına usulsüz bir şekilde “borç” ibaresine yer verilmekte olduğunu, müvekkilinin anılan sürece dair olan rahatsızlığını, herkese uygulanan usulün kendisine de uygulanması gerektiğini ya da herkesin usulüne uygun olarak ödemelerini elden değil bankadan alması gerektiğini defaetle belirtmiş olduğunu, davacı şirket nezdinde müvekkiline yapılan her türlü ödeme “borç” açıklaması ile gönderilmekte iken diğer ortakların elden ve kayıt dışı ödemeler almakta olduklarını, bu meyanda, müvekkiline gönderilen ödemeye ilişkin olarak açıklama kısmının kötüniyetli olarak yazılmış olup bu ödemenin borç mahiyetinde olduğunun kabulü mümkün olmadığını, kaldı ki kesinlikle borcun kabulü anlamına gelmemekle birlikte, dava ve icra takip konusu yapılan 10.08.2021 tarih ve 150.000,00-TL bedelli dekont incelendiğinde de görüleceği üzere, açıklama kısmına ” BORÇ OLARAK ÖDENEN ” açıklaması yazılmış olduğunu, gönderilen bedelin açıklamasına tamamen kötü niyetli olarak yazılmış olan bu ibarenin; borç olarak mı gönderildiği ya da alınan borca istinaden geri mi ödendiği, müvekkilinin borçlu mu yoksa alacaklı mı olduğu hususu davacı tarafça kasten ihtilaflı bırakılmış olduğunu beyanla; davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olması ihtimalinde davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte olması ihtimalinde davanın dava dışı …..’a ihbar edilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, kötü niyetli davacı şirket aleyhine İİK 67/2 uyarınca dava değerinin %20’sinden az olmamak koşulu ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı tarafından davalı aleyhine 150.000,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğu görüldü.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı takip alacaklısı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi talebi ile takip başlatıldığı, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunduğu, davacı tarafın adresinin Esenyurt olduğu, davalı adresinin ise Silivri olduğu görüldü.
Açılan davanın ve başlatılan takibin havale ödemesi ile gönderilen paranın iadesi talebine ilişkin olduğu, takibin genel yetki kuralı uyarınca davalı tarafın ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde açılması gerektiği, davalının adresinin “…. Cad. No:… Silivri/İstanbul” olduğu, buna göre takibin davalı tarafın adresinin bulunduğu Silivri İcra Müdürlüğünde başlatılması gerektiği, her ne kadar TBK m. 89 uyarınca davacı tarafın kendi adresinin bağlı bulunduğu icra dairesinde de takip başlatabileceği düşünülmüş ise de dosya kapsamında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğuna dair herhangi bir kaydın yer almadığı gibi davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinden de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu sonucuna varılmadığı, takibin genel yetki kuralı uyarınca davalı tarafın adresi itibari ile yetkili Silivri İcra Dairesinde başlatılması gerektiği anlaşılmakla davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yönelik yapmış olduğu itiraz yerinde görülmekle yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
USULÜNE UYGUN BİR TAKİP BULUNMADIĞINDAN AÇILAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.381,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça sarf edilen 6,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸