Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/558 E. 2022/1024 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/558 Esas
KARAR NO : 2022/1024

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkilleri aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin …. E. Numaralı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatmış olduğunu, fakat müvekkillerinin davalıya bu şekilde bir borcu bulunmadığını, müvekkilleri ile davalı arasında kiracılık ilişkisi olduğu dönemde müvekkillerin davalıya her aya karşılık sadece isim ve imza bulunan boş senetler vermiş olduklarını, aylık kira ödemesi yapıldığında senetlerin iade alınmış olduğunu, müvekkilleri mecuru borçsuz bir şekilde tahliye ettikten sonra davalının müvekkillerine iade etmediği senedi kendisinin doldurarak haksız bir icra takibi başlatmış olduğunu, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve davalının senedi kendi el yazısı ile doldurduğunun net bir şekilde tespit edilmiş olduğunu, Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. E. – … K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalının Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması suçundan cezalandırılmış olduğunu, müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığını, davalının açıkça kötü niyetli hareket ederek kendisine çıkar sağlamaya çalıştığını, haksız ve kötü niyetli icra takibi sebebiyle müvekkillerinin hesaplarına bloke konulmuş, evlerine hacze gidilmiş, maddi ve manevi olarak zarar görmüş olduklarını beyanla; dava süresince müvekkillerinin icra baskısı sebebiyle daha fazla zarar görmesinin ve olası mağduriyetinin önüne geçmek amacıyla İİK 72 gereği tedbiren icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine, davalı açık bir şekilde kötü niyetli olduğundan müvekkillerinin davalıya Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu olacak borcu bulunmadığından menfi tespit davasının kabulüne, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli icra takibi ve yapılan hacizler sebebiyle müvekkillerinin mağduriyetleri göz önüne alınarak müvekkilleri lehine ayrı ayrı %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmede yetki şartı olmasına karşın bu şart gözetilmeksizin dava açılmış olduğunu, taraflar arasında akdedilen 14.12.2019 tarihli kira sözleşmesinin 6. Maddesinde “İş bu kira sözleşmesinden doğacak ihtilaflardan İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde belirtildiğini, kesin olmayan yetki itirazı niteliğindeki bu yetki şartını süresi içerisinde ve işbu cevap dilekçemizle ileri sürmekte, davanın bu yönüyle usulden reddini talep etmekte olduklarını, somut olayda ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmamış ve tedbirin kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin davacılara başlattığı icra takibinin, sözleşmesel bir alacağına ilişkin sahip olduğu hakka dayanarak açılmış olduğunu, müvekkili ile davacılar arasında 14.12.2019 tarihinde müvekkiline ait “… Mah. …. Sokağı No:… Kat… Kat….Kat … ün yarısı…. …./….” adresinde kaim dükkan için kira sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davacıların bu sözleşme gereğince ödemesi gereken toplam tutarın; 2019 yılı için aylık 25.000 TL, 2020 Yılı için aylık 30.000 TL olacak şekilde toplam 24 ay için 660.000 TL olduğunu, ancak müvekkiline yapılan ödemenin 435.000 TL olduğunu, bu şekilde bakıldığında müvekkilinin toplam alacağı kanunen 225.000 TL iken müvekkilinin kendisine hiçbir ihtar çekmeden giden ve anahtarını dahi teslim etmeyen davacılara pandemi nedeniyle Haziran 2020 tarihinden itibaren indirim yaparak aylık 18.000 TL olarak istemiş olmasına rağmen katılanların bu kirayı dahi ödememiş olduklarını, bundan sonra davacıların hukuka aykırı olarak terk ettikleri yeri müvekkili başka birine kiralamış olduğu için yıl sonuna kadar olan alacağını da onlardan istememiş olduğunu, müvekkilinin yalnızca 2020 yılı Ağustos ayına kadar olan kira bedellerini davacılardan talep etmiş olmasına rağmen bu meblağın dahi kendisine tam ödenmemiş olduğunu, davacıların borçlarını ödememeleri sebebiyle kendisine kira alacağına karşılık verilen senet ile icra takibi başlatmış olduklarını, müvekkili ile davacılar arasındaki sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davacıların yıl sonuna kadar olan tüm kira borçlarının muaccel hale gelmiş olduğunu, müvekkilinin eyleminin, suç olmak bir yana haksız fiil dahi teşkil etmediğini, bu hususun Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin ve İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin kararı ile de sabit olduğunu, müvekkili tarafından bahsi geçen sözleşmeye binaen verilen senetlerin bizzat davacılar tarafından doldurularak her aylık kira borçlarına karşılık müvekkiline verilmekte olduğunu, mezkur başlıklar altında açıklanan silsile içerisinde müvekkilinin sözleşmeye göre muaccel olmuş alacağını alabilmek için davacıların vermiş olduğu senedi icra takibine konu etmiş olduğunu, müvekkilinin başlattığı 50.000 TL lik takibe karşılık davacılar Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi …. E. dosyası ile işbu takibin iptali talebiyle dava açmışsa da yapılan yargılama neticesinde…. K. No ile davanın reddine karar verilmiş, davacıların bu karara karşı yaptıkları istinaf başvurusunun da İstanbul BAM … HD …. E. …. K. 21.01.2022 tarihli kararı ile “ödeme iddiasında bulunan borçlunun bu iddiasını İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı” gerekçesiyle esastan kesin olarak reddedilmiş olduğunu, davacıların borçlu olmadıklarını ispatlayamamış olduklarını beyanla; fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile; davacıların haksız ve mesnetsiz iddialar ile müvekkiline karşı ikame ettikleri huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açılmış olduğundan usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise işbu cevap dilekçesinde ileri sürdükleri ve yargılama aşamasında ileri sürecekleri tüm beyan ve belgeler ışığında davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacılar ile davalı arasında yer alan kira sözleşmesine dayalı olarak verilen kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit davasıdır.
Dava ve cevap dilekçelerinde yer alan anlatım dikkate alındığında davacılar ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Verildiği iddia olunan senetlerin kambiyo senetleri olduğu görülmüş ise de hukuki ilişkinin temelinde kira ilişkisi bulunmaktadır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınır. Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/12/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸