Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/55 E. 2022/1004 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/55 Esas
KARAR NO : 2022/1004

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı/ alacaklı ile davalı/borçlu şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkin kapsamında davalı tarafa taşıma hizmeti verildiği, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edildiğini, herhangi bir netice elde edilmediği ve bunun üzerine davalı tarafa karşı Küçükçekmece İcra Müdürlüğü ….. Esas numarasıyla icra takibine geçildiğini, davalı tarafın itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu, taraflar arasındaki anlaşmazlığa ilişkin olarak arabuluculuğa başvurulduğu ancak davalı tarafla yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşmaya varılamadığını, davalı tarafın borca itirazında haksız olduğu davalı tarafın taşıma hizmetine ve bu hizmete ilişkin faturaya herhangi bir itirazı olmadığı gibi alacağın varlığı defter ve kayıtların incelenmesi ile açıkça ortaya çıkacağını, alacağın likit olduğu davalının kötü niyetli olarak itirazı nedeni ile İİK.’nun 79. maddesi gereği davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği beyanla, davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamı, Haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesi talep etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 19/02/2021 tarih ve …. Esas …. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, istinaf incelemesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi 09.12.2021 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamı ile “..Mahkemece icra dosyasının uyaptan taranmış örneği istenilmiş, sonrasında ön inceleme duruşması ara kararı ile de icra dairesine müzekkere yazılarak davalı borçlu tarafından takibe yöneltilen bir itiraz olup olmadığı sorulmuş, icra müdürlüğünce verilen cevapta itirazın bulunmadığı bildirilmiştir. Bunun üzerine mahkemece icra takibine borçlu yanca yöneltilen bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak uyaptan yapılan incelemede, davalı borçluya 26.02.2020 tarihinde ödeme emri tebligatı yapıldığı, davalı borçlu vekili Av. … tarafından uyap kanalı ile gönderilen 03.03.2020 tarihli dilekçe ile takibe süresinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı yanca icra takibine itiraz edildiği, yasal sürede itiraz üzerine başkaca bir işleme gerek kalmaksızın takibin kendiliğinden duracağı gözetildiğinde davacı vekilinin istinafı yerinde görülmüştür.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararının ardından dosyanın mahkememizin işbu esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 1.500,00 Euro fiili ödeme tarihindeki asıl alacak ve 25,27 TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “15.03.2019 tarihli .1550,00 Euro bedelli fatura” olduğu, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda davacı taraf davalı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya taşıma hizmeti verdiğini ancak bu hizmet karşılığında kesilen faturanın davalı tarafça ödenmediğini iddia etmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
Mahkememiz dosyası tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla Smmm Bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından sunulan 2019-2020 yılı ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. Hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu ticari defter ve belgeler tetkik edildi davalı taraftan 11.092 TL alacaklı olduğunun göründüğünü; davacı tarafın davalı taraf ticari defterini incelemeye sunmadığından delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin sayın mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, neticeten, incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalı yandan 10.318,97 TL alacağının bulunduğu kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçesinin ibraz edildiği davalı tarafından rapora süresi içerisinde itiraz edilmediği görülmüş, Mahkememizce rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın incelenen ticari defterlerin usulüne uygun tutulup takibe konu alacak kalemlerinin de bu defterlerde kaydedilmiş olması tek başına alacağın varlığına ve fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslimi konusuna delil oluşturmamaktadır.
Ancak Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmektedir. Buna göre davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 1.550,00 Euro (Takip tarihi itibariyle 10.318,97 TL) alacağın takip konusu alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı şirketin ile davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini kabulü gerektiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğunun ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması, dosyada mevcut Ba-BS kayıtları nazara alınarak ispat ettiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafından takip konusu borcun ödendiği yazılı belge ile ispat edilemediği kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf takip talebinde asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da davalı borçlunun icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşıldığından, takip talebindeki işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından fatura ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen ve takip tarihi itibariyle harçlandırılmış alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Küçükçekmece … İcra dairesi’nin ….. Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ödeme emrinde belirtildiği şekilde 1.550,00 Euro asıl alacağın, fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı ile takip tarihinden işleyecek ticari faiz üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.652,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 704,89-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 230,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 474,71- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 230,18-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 240,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.294,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%76.55) göre hesap edilen 990,86-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbyl Arabuluculuk Bürosu’nun …. numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%76,55) göre hesap edilen 1.010,46-TL’sinin davalıdan, 309,54-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır