Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2023/460 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/514 Esas
KARAR NO : 2023/460

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiş, söz konusu karar üzerine taraflarınca zorunlu ticari arabuluculuk için başvuru yapılmış olduğunu, yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile davalı taraf arasında …. maske kutusu satımı yapmış faturalarını kesmiş davalı tarafa göndermiş olduğunu, taraflar arasında toplamda 958.307,85 TL cari hesap oluştuğunu, davalı tarafın 600.000 TL ödeme yapmış ancak geri kalan ödemeyi defalaca talep etmelerine rağmen ödememiş olduğunu, davalı tarafa kesip göndermiş oldukları faturaların içeriğine de itiraz yapılmamış olduğunu, bu nedenle davalının temmerrüd ihtarı olmadığından bahisle faize ilişkin itirazının da kanuna aykırı olduğunu, zira fatura üzerinde ödeme gününün açıkça belirtilmiş olduğunu, vadesi belli olan bir alacak için ayrıca temerrüd ihtarına gerek olmadığını, davalı taraf tüm ihtarlarına rağmen borcunu ödememiş olduğundan dolayı kendisi hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında takibe geçilmiş olup; davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğunu, alacağın likit alacak olduğunu, davalının kaçma şüphesi şirketi üzerindeki aktif mal varlığını devretme şüphesi bulunmasından dolayı davalı hakkında ihtiyati haciz kararının verilmesini talep ettiklerini, davalının maske üretimi yapmakta olduğunu, pandemi döneminin sonuna gelinmesi ve maske takma zorunluluğunun kalkması nedeniyle davalının maske üretimini kapatması ve bu nedenle ticari faaliyetine son vermesi ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu nedenle telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması ve müvekkilinin alacağını elde edememe ihtimalinin çok yüksek olduğunu beyanla; davalı hakkında İhtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 178.804,81 TL 03.03.2022 tarihli fatura asıl alacağı, 178.040,52 TL 28.02.2022 tarihli fatura asıl alacağı, 1.750,00 TL 24.02.2022 tarihli fatura asıl alacağı, 4.397,86 TL 03.03.2022 tarihli fatura geçmiş gün faiz alacağı, 4.609,54 TL 28.02.2022 tarihli fatura geçmiş gün faizi, 48,33 TL 24.02.2022 tarihli fatura geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 367.651,06 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Mahkememiz 22.11.2022 tarihli davacı vekilinin de katıldığı duruşmasında bilirkişi incelemesi yapılması hususunda ara karar tesis edildiği, bilirkişi için 1.200,00 TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı vekilince mahkememiz veznesine depo edilmesine karar verildiği ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 324. maddesi gereğince bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun davacı vekiline ihtar edildiği buna rağmen davacı vekilince bilirkişi ücretinin verilen süre içerisinde ve inceleme gününe kadar yatırılmadığı, bilirkişi ücretinin inceleme gününden sonra 18.01.2023 tarihi itibari ile yatırıldığı görülmüştür.
Dava, İİK m. 67 uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre; “1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
“…HMK’nn 324. maddesinde; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. …” denilmiştir.Madde hükmünde, delil avansının yatırılmaması halinde,mahkemenin davayı mevcut delil durumuna göre değerlendirerek karar vermesi gereklidir. Diğer deliller ile dava kanıtlanamamışsa, delil avansının kesin sürede yatırılmaması halinde davanın usulden değil, esastan reddi gerekir…” T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ, … Esas, … Karar.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafın faturaya dayalı olarak takip talebinde bulunduğu, buna göre taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olduğu, bilirkişi ücretinin yapılması için davacı vekiline kesin süre verilerek kesin sürenin sonuçları ihtar edilmiş olmasına rağmen süresinde ve hatta inceleme tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmamış olduğu anlaşılmıştır. Gerekli ihtaratın yapılmasına rağmen süresinde ücretin yatırılmamış olması nedeni ile davacı bilirkişi deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan yemin teklifi için süre verilmiş ise de yemin teklifinde bulunulmayacağı beyan edilmiştir. Buna göre dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacı alacaklı olduğunu ispatlayamadığından açılan davanın ispat edilememiş olması nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 4.440,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.260,41 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 54.471,15 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸