Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/501 E. 2023/190 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/501 Esas
KARAR NO : 2023/190

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05.10.1993 tarihinde tescil edilerek … tarihinde TTSG’de ilan edilmek suretiyle kurulmuş olan davalı firmanın 09.07.2008 tarihinden bu yana ortağı olduğunu, ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, kar dağıtımı yapılmamakta, şirket bilançoları gösterilmediğini, bu nedenle T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, davalı şirketin, faaliyet konusundan uzaklaştığını, sürekli zarar etttiğini, malvarlığının israf edildiğini, hakkında icra takipleri açıldığını, bu durumun müvekkilinin aile birliğini tehdit eder konuma geldiğini, .zira müvekkilinin şirketin ticari defterlerine ulaşamadığı gibi müvekkiline hiçbir surette bilgi verilmeyerek adeta müvekkil şirketten uzaklaştırıldığını, söz konusu ortaklığın göstermelik bir ortaklık haline geldiğini, bu kapsamda müvekkiline şirket karından hiçbir zaman pay verilmediği gibi de müvekkilinin birden fazla davanın ve icra takibinin muhatabı haline geldiğini, bu kapsamda öncelikle karşılıksız çek keşide edilmesinden dolayı icra ceza mahkemesinde yargılandığını, müvekkilinin şirket nezdinde hiçbir zaman temsil ve ilzama yetkili olmadığı gibi müdür sıfatını hiçbir zaman haiz olmadığını, şirketin borçlarından dolayı müvekkilin adına kayıtlı olan ve Esenler ilçesinde bulunan 2 adet evi satışa çıktığını, şirketin diğer ortağı olan … üzerine kayıtlı olan malvarlıklarının el değiştirmesini sağlayarak şirketin borçlarından dolayı müvekkilin mahvına sebep olduğunu, bu kapsamda güven ilişkisi üzerine kurulu olan limited şirket ortaklığının tamamen zedelendiğini, müvekkili açısından ortaklıktan çıkmaya yönelik haklı sebeplerin oluştuğunun açıkça ortada olduğunu, limited şirketin ortaklık mevcudunun kalmadığını, şirket otaklığından ayrılmak isteyen müvekkilinin diğer ortağa arabuluculuk görüşmesine değin ulaşamadığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, sürekli güvensizlik ortamı oluştuğunu, diğer ortağın kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini, şirketin devam olarak zarar ettiğini ve kar sağlayamadığını, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığı kanaatinin güçlendiğini, şirketin diğer ortağı olan müdürünün şirketi iyi idare edemediğini, yapılan açıklamalar ışığında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, akabinde ayrılma akçesini talep hakkı, ortağın şirkete getirmiş olduğu sermayeye karşılık şirketten ayrılırken ekonomik bir denkleştirme yapılmasına dayandığından davalı şirketten ayrılma talebi olan müvekkilinin bir alacak hakkı kazandığından davalı şirketten ayrıca ayrılma akçesi taleplerinin de mevcut olduğunu, davalı şirket yönetiminde müvekkilimin söz sahibi olmaması, ortaklıktan kaynaklı hiçbir hakkını kullanamaması, kendisine firmada muhatap bulamaması ve ticari anlamda verilen yanlış ve isabetsiz kararlar nedeniyle performans kaybı ve maddi sıkıntılar baş gösterdiğini, şirket defterlerini ve kayıtlarını inceleme girişimlerinin engellendiğini, taleplere yanıt verilmediğini, davalı şirketin diğer ortağı olan … in eşinin ortağı olduğu Tasfiye Halinde …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nde gayri resmi müdürlük yaparak da müvekkili ile ortak oldukları şirkete karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve rakip konumdaki bir başka firmanın menfaatlerini koruyarak rekabet yasağını ihlal ettiğini, şirketin bilanço, kar-zarar hesapları, defter ve dayanaklarının müvekkile incelettirilmediğini, gelinen aşamada müvekkili nezdinde artık çekilmez boyuta ulaşan iletişimsizlik, güvensizlik ve ekonomik kayıplar iş bu davalı şirketten ayrılma yönünde haklı gerekçelerinin oluştuğunu, arz ve izah olunan nedenler ile Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilinim haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasını, şirket esas sermaye payının şirket öz varlığına karar tarihine en yakın tarihteki rayiç değerine göre belirlenecek ayrılma akçesinin ticari faiziyle müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı şirkete dava dilekçesi, tensip zaptı ve ön inceleme duruşma gününü bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nın 638/2 maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce ticaret sicil kayıtları, davacı tarafın delil listesinde bildirmiş olduğu icra dosyaları celp edilerek dosya arasına alınmış, taraf delilleri toplanmıştır.
Davacı tarafın dava dilekçesinde haklı sebeple çıkarılma ve ayrılma akçesine ilişkin talepte bulunduğu ve ayrılma akçesi yönünden dava değerini belirlemediği ve bu hususta harç ikmal edilmediği anlaşılmakla, davacı vekiline HMK 31 ve 119. Maddeleri gereğince ayrılma akçesi talebi yönünden dava değerini açık ve anlaşılır bir şekilde belirlemek ve bu doğrultuda eksik harcı ikmal etmek üzere kesin süre verilmiş, davacı vekilinin kesin süre içerisinde ayrılma akçesi yönünden talebini 1.000,00 TL olarak belirleyerek eksik harcı ikmal ettiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir. Benzer düzenleme yürürlükten kalkan 6762 sayılı TTK 551/2 maddesinde de bulunmaktadır. Anılan düzenleme ile ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Ancak “haklı sebeplerin” nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığı somut olayın şartlarına göre değerlendirilecektir.
Davacı taraf, haklı sebep olarak şirket faaliyetlerinden kendisine bilgi verilmediğini, şirket kayıt ve defterlerini inceleyemediğini ve kar payı verilmediğini, şirketin sürekli olarak zarar ettiğini, şirket borçları nedeniyle müvekkilinin haciz ve icra tehdidi altında olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkememizce davacı vekiline “dava dilekçesinde iddia ve beyanları doğrultusunda davalı şirketin bilgi alma, şirket bilançosunun incelenmesi ve kar dağıtımı hususunda talep yöneltilip yöneltilmediği ve bu talepler doğrultusunda davalı şirketçe bir cevap verilip verilmediği hususlarında beyanda bulunmak ve varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerini ibraz etmek üzere” 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafça whatsapp yazışmalarının dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
TTK’nın 614. maddesi gereğince müdürün şirket işleri ve hesapları hakkında bilgi vermemesi halinde ortağın şirket genel kuruluna başvurması, genel kurulun karar vermemesi halinde de mahkemeden karar alması gerekir. Davacı bilgi almak için genel kurula ya da mahkemeye başvurduğu yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Ortağın bilgi almak için her seferinde genel kurula ve mahkemeye başvurmak zorunda kalması halinde bu durum şirketten çıkma talebi için haklı sebep oluşturabilir. Ancak davacı tarafça buna ilişkin bir bilgi ya da belge de dosyaya ibraz edilmemiş ve bu nedenle iddiasını ispatlayamamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 616. madde (6762 sayılı TTK’nin 539/4.) hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılması da mümkün bulunmamaktadır. Karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Şirketin zarar etmesi ve şirket zararları nedeniyle davacı şirket ortağının haciz tehdidi altında kalması da şirket ortaklığının doğal bir sonucu olup, davacı aleyhine icra takibi yapılması tek başına haklı sebep olarak kabul edilemeyecektir.
Davacı tarafın iddiaları şirket muhasebe ve defter kayıtlarıyla değerlendirilebilecek hususlar olmadığından bu konuda ayrıca bir inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının ileri sürdüğü iddiaların bu aşamada TTK’nin 638/2. Maddesi uyarınca haklı sebep olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınarak davacının ortaklıktan çıkartılma ve ayrılma akçesi taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 280,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Küçükçekmece Arabuluculuk bürosunun …. numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 03/03/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır