Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/493 E. 2022/636 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/493 Esas
KARAR NO : 2022/636

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında davalıya ait taşınmaza(dükkan) yönelik, davalı tarafından hazırlanan 10.11.2014 tarihli kira sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, kira sözleşmesinin imzalanması ile birlikte, depozit(madde 9) bedelinin yanında kiralayanın olası zarar- ziyanının temini için teminat olarak müvekkili tarafından, davalı kiralayana, vadesi boş bırakılan ve bir yıllık kira bedeli karşılığı olan 5.400 TL bedelli senedin imzalanarak verilmiş olduğunu, iş bu senedin Teminat Senedi olduğunun sözleşmeye yazılmış olduğunu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 10.11.2019 tarihinde sona ermiş olduğunu, müvekkilinin taşınmazı aldığı gibi eksiksiz ve zararsız teslim ettiği gibi kira bedeli yönünden de herhangi bir borcu bulunmadığını, bilakis davalıdan alacağı depozit bedelinin halen kendisine ödenmemiş olduğunu, kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle, müvekkilinin davalıdan depozit bedelini ve teminat senedinin iadesini istemiş ise de davalının buna yanaşmamış olduğunu, kötü niyetle hareket ederek teminat olarak verilen senede taşınmaz tahliye tarihini ödeme tarihi olarak doldurarak müvekkili hakkında Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin …. E sayılı icra takibini başlatmış olduğunu, müvekkilinin bu senet nedeniyle herhangi bir doğmuş borcu bulunmadığını, söz konusu senedin bedelsiz olduğunu beyanla; Küçükçekmece ..İcra Dairesi … E. dosya kapsamında takibe konu olan 10.10.2019 düzenleme tarihli ve 10.11.2019 vade tarihli 5.400 TL bedelli senedin bedelsiz olması ve bu senedin dayanağı olan temel ilişki kapsamında müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmaması nedeniyle davacı müvekkilinin bu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, borçlu olmayan müvekkili hakkında; davalı tarafından takibe konu olan bedelsiz senet nedeniyle, Küçükçekmece …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosya kapsamında yapılan takibin iptaline, davalının kötü niyetli eylemi nedeniyle müvekkili hakkında Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … Esas dosya kapsamında yapılan İcra Takip ve işlemlerinin İİK Madde 72/3.hükümleri dairesinde teminatlı/teminatsız olarak icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine yönelik İhtiyati Tedbir kararı verilmesine, yargılama ve giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını kira sözleşmesine dayandırmış olduğunu, işbu nedenle bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesi kapsamında ticari dava olmadığını, kira sözleşmesine dayandırılarak açılan tüm davalara bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, icra takibine konu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olup davacı tarafın dava dilekçesinde teminat senedi olduğuna yönelik iddialarına itibar edilemeyeceğini, icra dosyasına konu senet incelendiğinde senet üzerinde senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığının tespit edilebileceğini, davacı- borçlu tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan 10.11.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin senedin teminat senedi olduğunu açık bir şekilde ortaya koymadığını, davacının bu yöndeki savunmalarını kabul etmediklerini, kira sözleşmesinin 10.11.2014 başlangıç tarihli olduğunu, davaya konu senedin ise 10.10.2019 düzenleme tarihli 10.11.2019 vade tarihli olduğunu, söz konusu kira sözleşmesinde yargıtay kararları gereği açıkça senedin vade ve tanzim tarihi belirtilmemiş olup senedin işbu yönüyle teminat senedi kabul edilemeyecek olduğunu, davacı tarafın icra takibine konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla icra mahkemesinde dava açmış olduğunu, işbu davanın Küçükçekmece …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas .. karar 23.05.2022 karar tarihli kararı ile kesin olarak reddedilmiş olduğunu, davacının kambiyo senedini temel ilişkiye bağlama çabasını kabul etmemekle birlikte davacının teminat senedi ve bedelsizlik yönünden iddialarının kabulünde dahi davacı tarafın sözleşmedeki borçsuzluk iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu Hukuk Genel Kurulu kararının somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığını, Hukuk Genel Kurulu kararının uygulama alanı bulabilmesi için hem davacı hemde davalı tarafın temel ilişkiye dayanması gerektiğini, somut olaya konu senedin illetten mücerret olup temel ilişkiye bağlanamayacağını beyanla; davanın “görevsiz” mahkemede açılması nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkememizin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının 20.06.2022 tarihli itiraz dilekçeleri doğrultusunda itirazen kaldırılmasına, davanın reddi ile İİK’nın 72/4. maddesi uyarınca % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/10/2020 tarih ve 2020/8-270 Esas – 2020/713 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; “Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Kanun (m. 194) buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Bu şekilde somutlaştırma yükü (HMK m. 194) yerine getirileceği gibi davalı da bu vakıalara göre savunmasını yapacaktır.
Dayanılan vakıalara uygulanacak hukuki sebepler de dava dilekçesinin zorunlu olmayan unsurları arasında sayılmıştır. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (HMK m. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değildir. Buna karşılık, hâkim, davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalarla bağlı olup, davacının bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz (HMK m. 25).
Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalar davanın temelidir. Çünkü, sadece bu vakıalar davanın sınırını çizmekte, hâkim ancak bu vakıalar hakkında inceleme yapabilmektedir”.
HMK’nun 4/1-a maddesinde ”Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava dilekçesinde olayın ileri sürülüş biçimi, davalı tarafın cevap dilekçesinde savunması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının davasını kira ilişkisinin varlığına ve dava konusu kambiyo senedinin dayanağının kira ilişkisi olduğu savına dayandırdığı, davacı tarafın taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu ve senedin teminat senedi olarak verildiği yönündeki iddiasını sulh hukuk mahkemesinde ispatlaması gerektiği, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiği, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına, HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davalı vekilinin tedbire itirazının görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/07/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸