Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/455 E. 2023/279 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/455 Esas
KARAR NO : 2023/279

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, taraflar arasında açık hesap ilişkisi kapsamında davalı/borçlu tarafından zaman zaman bir kısım ürün alınarak kendi nam ve hesabına satıldığından kendileri ile açık hesap usulü ile çalışılmış oluğunu, bu kapsamda; 04/03/2021 Tar. .., 08/03/2021 Tar. …, 02/04/2021 Tar. …, 07/04/2021 Tar. …, 12/04/2021 Tar. …, 13/04/2021 Tar. …., 16/04/2021 Tar … numaralı faturalara konu toplam 15.161,19 TL bedelli ürünlerin davalıya fatura edilerek teslim edildiğini; davalı tarafından da iş bu ürünlerin satılmış olduğunu, fatura içeriklerine davalı tarafından itiraz edilmemiş olduğunu, ancak borç da tamamen ödenmemiş olduğundan ödenmeyen borca dair yapılan icra takibine davalı tarafından borca, faize ve yetkiye itiraz edilmiş olduğunu, ayrıca Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, reel enflasyon oranları gözetildiğinde zararın temerrüt faiziyle giderilmesi mümkün olmadığından TBK m. 122 kapsamında ayrıca aşkın zararın da hesap edilerek alacak ve faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini, davalı/borçlu her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de faturaya itiraz edilmediği ve para borçlarında alacaklının yerleşim adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğundan mahkemenin yetkili olduğunun görülmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Sayısına kayıtlı icra takibinin kaldığı yerden aşkın zarar miktarı ile birlikte devamına, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile arabuluculuk aşaması ve dava vekalet ücretlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

YANIT:
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı takip borçlusu tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
-Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
-Küçükçekmece…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 12.158,53 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “04/03/2021 T. …03/2021 t. …, 02/04/2021 T. …, 07/04/2021 T. .., 12/04/2021 T. …., 13/04/2021 T. …, 16/04/2021 T. …. numaralı 7 adet fatura ve cari hesap alacağı” olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
-2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
-İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
-Somut olayda davacı taraf davalı ile aralarında ticari ilişki kapsamında mal alım satımları gerçekleştirildiğini, fatura konusu mallar teslim edilmesine rağmen davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediği iddia etmektedir.
-Davaya konu alacağın incelenmesinde; alacağın taraflar arasındaki satış sözleşmesi ilişkisine dayandığı anlaşılmaktadır.
-Satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 207 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre satım, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Satış sözleşmesinin geçerli olabilmesi için icap ve kabul iradelerinin birleşmesi gerekli ve yeterlidir. Sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik için şart değildir. Yazılı yapılması ispat bakımından önem taşımaktadır. Buna göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Karşılıklı edimlerin ifasında, satıcı malı teslim ettiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında bedelin alıcı tarafından alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır. 6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, anında özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine aynı Yasanın 200/1 maddesi gereğince eldeki davanın değer ve miktar itibariyle yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekmektedir.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
-Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
-Türk Ticaret Kanunu faturayı tanımlamış değildir. Ancak kanun faturanın düzenlenmesi hakkında bazı kurallara yer vermiştir. Fatura tanzim edilmesinin öncelikli koşulu, tacirin ticari işletmesi bağlamında mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olmasıdır. Bu koşul, faturanın nitelik itibarıyla sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olmasının da gereğidir. Dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belge, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazıdır. Şüphesiz, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuken geçerli olması gerekir. Bu anlamda batıl bir sözleşmeye dayanılarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasına ilişkin karinenin uygulanması temel borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin varlığı halinde söz konusu olabilir. Taraflar arasında sözleşmenin bulunup bulunmadığı hususu çekişmeli ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde öncelikle sözleşmenin varlığı ispat edilmelidir (Özçelik, Volkan; Fatura İçeriğinin Kabul Edilmiş Sayılması, TBB Dergisi 2018 (138), s. 212 vd.).
-Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
-Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
-Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen uyuşmazlık noktalarının çözümü ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla SMMM bilirkişi tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 22/12/2022 tarihli raporda özetle; davacı ….ın 2021 ve 2022 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgılı hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı Ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı …. ticari defterlerinin incelenmesi için Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … Talimat Numarası ile talimat gönderilmiş olduğu, ancak, davalı tarafından ticari defterlerinin incelemeye sunulmamış olduğu, davacı ….ın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 05/10/2021 tarihi itibariyle, davacı …ın davalı … 6.378,55 TL Alacaklı oldukları, davacı tarafından icra takibinde 12.158,53 TL cari hesap alacağının talep edilmiş olduğu, davacı ticari defterlerine göre, davacının 2020 yılından devir gelen alacağının 1.647,36 TL olduğu, davacı tarafından davalı …a 2021 yılında Toplam Tutarı 15.161,19 TL olan 7 Adet Temel E-Fatura düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından davacı … toplam olarak 10.430,-TL ödeme yapılmış olduğu davacının kalan alacağının (1.647,36 TL415.161,19 TL-10.430,-TL) 6.378,55 TL olduğu davacı tarafından düzenlenmiş Faturalar Temel E-Fatura olduğu için davalı E- Fatura Sisteminde de otomatik kabul edilmiş olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşmeye ve davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, davacı …. lehine karar alınması durumunda, davacı …., icra takip tarihi olan 05/10/2021 tarihinden itibaren asıl alacağına işleyecek yıllık %16,75 ve değişen oranlarda Avans Faizi talep edebileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesi aracılığı ile usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmüştür.
-Tarafların ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi kök raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, Mahkememizce kök rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
-Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde alacak kalemlerinin de bu defterlerde kaydedilmiş olması tek başına alacağın varlığına veya fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslimi konusuna delil oluşturmamaktadır.
Ancak Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmektedir. Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 6.378,55-TL alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
-Buna göre davacı şirket ile davalı şirketi arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğu hususlarının; davacı tarafın ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması, dosyada mevcut Ba-BS kayıtları nazara alınarak davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafın takibe konu cari hesap ve fatura borcunun 6.378,55 TL’lik kısmını ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği kanaatine varıldığından itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
-Fazlaya ilişkin talep yönünden davacı tarafın ticari defterlerinde ödeme kaydı bulunduğundan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
-Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından fatura ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı trarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.378,55 TL asıl alacak ve takip tarihiden itibaren işleyecek ticari avans faizi üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 1.275,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 435,72-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 146,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 288,87- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 146,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 124,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.454,70 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%52,46) göre hesap edilen 763,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 6.378,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Küçükçekmece Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%52,46) göre hesap edilen 692,49-TL’sinin davalıdan, 627,51-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır