Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/424 E. 2022/816 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/424 Esas
KARAR NO : 2022/816

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket nezdinde ticari paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan …. Mah. …. Cad. No: …. adresindeki …. AVM’de bulunan, … A.Ş.’ye ait iş yeri, 09.11.2018 tarihinde çıkan yangın sonucu maddi zarara uğradığını, söz konusu yangına, … Belediye Başkanlığı İtfaiye Müdürlüğü itfaiye ekipleri tarafından müdahale edildiğini ve yangının itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülebildiğini, uyuşmazlık konusu yangın mahalline kolluk görevlileri tarafından iştirak edilmiş olup, Cumhuriyet Savcısı nezaretinde bilirkişi heyetince incelemeler gerçekleştirildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyası kapsamında yapılan incelemelerde yangının; “… mağazasının elektrik tesisatından kaynaklandığı, Yangın esnasında acil durum aydınlatma sistemleri ile yangın pompa sistemlerinin çalışmadığı, springlerin devreye girmediği, bu sebeple yangının büyüdüğü ve kontrol altına alınamadığı” tespit edildiğini, …. Cumhuriyet Başsavcılığı …. Soruşturma sayılı dosyası kapsamında alınan 23/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda, “…. mağazasının iç tesisatlarında oyuncaklar arası elektrik kablo çekimlerinde uygunsuzluk olduğu…” tespit edildiğini, …. Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyası kapsamında alınan 19.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda, “…yangın olayının oyun merkezinde bulunan havalı kaydırağın alt kısmında elektrik kaynaklı … başlayarak geliştiği … sisteminin devreye girmemesinden, … yangının büyüyerek … maddi hasarların” arttığının tespit edildiğini, yangına müdahale eden itfaiye ekipleri tarafından düzenenlenen yangın raporunda yangının, “…. Alışveriş Merkezi’nin -2. katında bulunan …. mazağasının içindeki oyun gruplarının bulunduğu alanda elektrik aksamından” kaynaklandığına kanaat getirildiğini, yangına ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunda, “Hasar gören …. mağazası … …. AVM içerisinde giriş katında yer aldığını, söz konusu yangın … …. AVM’nin ikinci bodrum katında bulunan; …. A.Ş.’ye ait “… ” isimli oyun ve eğlence merkezinden çıktığını, yangının kök sebebinin, … video oyun makinelerindeki elektrik tesisatından kaynaklandığı…” tespit edildiğini, … oyun merkezi, davalı …. A.Ş.’ye ait olduğunu, …. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. Soruşturma sayılı dosyası, yangın raporu ve ekspertiz raporuyla sabit olduğu üzere yangın, … A.Ş.’ye ait … adlı oyun merkezinden çıktığını, … A.Ş., yangın nedeniyle meydana gelen zarardan haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu, davaya konu yangının çıktığı … oyun mağazası, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi kapsamında, … A.Ş. adına sigortalandığını, bu bağlamda davalı … Sigorta A.Ş., gerçekleşen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, yangının gerçekleştiği ve müvekkili şirket nezdinde sigortalı iş yerinin zarar gördüğü …. AVM’nin maliki, davalı …. A.Ş. olduğunu, davalı …. A.Ş., yapı malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri çerçevesinde meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, bununla birlikte yukarı ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası kapsamında yapılan incelemelerde, yangın sonrasında, alışveriş merkezinin yangın söndürme sistemlerinin çalışmadığı, yangının bu sebeple büyüdüğü ve kontrol altına alınamadığı tespit edildiğini, bu bağlamda … A.Ş.’nin, yangın nedeniyle meydana gelen zarardan kusura dayanan sorumluluğun da mevcut olduğunu, davaya konu yangının meydana geldiği …. AVM, davalı … A.Ş. tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi kapsamında, davalı …. A.Ş. adına sigortalandığını, bu bağlamda davalı … A.Ş., gerçekleşen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, yangın sonucu müvekkili şirket nezdinde sigortalı …. mağazasının maddi zararına ilişkin ekspertiz raporu düzenlendiğini, ekspertiz raporunda, hasara konu …. mağazasının dumandan etkilendiğini, temizlik dolayısıyla mağazanın yirmi sekiz gün kapalı kaldığını, mağazanın kapalı kaldığı günler için yoksun kalınan karın 29.420,00-TL olduğu, tespit edildiğini, müvekkili şirketin nezdinde sigortalı olan … mağazası için sigortalıya, 25.01.2019 tarihinde, 29.420,00 TL tazminat ödendiğini, müvekkili şirkete yapılan bu ödeme ile TTK’nın 1472. maddesinde yer alan halefiyet hükmü uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, adı geçen halefiyet hükmü uyarınca; müvekkili sigorta şirketinin, poliçe kapsamında sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesi ile hukuken sigortalısının yerine geçtiğini ve sigortalısının sahip olduğu tüm hak ve yetkilere sahip olduğunu, tazminatın davalı … A.Ş.’den rücuen tahsili amacıyla 10.05.2019 tarihinde rücu mektubu gönderildiğini ancak davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, tazminatın davalı …. Sigorta A.Ş.’den rücuen tahsili amacıyla 10.05.2019 tarihinde rücu mektubu gönderildiğini ancak davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, davalı borçlular aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular tarafından takibe itiraz edildiğini, sonrasında arabuluculuk süreci gerçekleştirildiğini ve anlaşamama tutanağı tutulduğunu, uyuşmazlık konusu tazminat bedelinden, davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş., müvekkili şirket tarafından ödemenin yapıldığı 25.01.2019 tarihinden itibaren, davalı …. Sigorta A.Ş. rücu mektubunun tarafına ulaşmış olduğu 13.05.2019 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. ise icra takibinin başlatıldığı 28.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bununla birlikte Bakırköy … .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, görev yönünden reddedildiğini ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini, 29.420,00-TL alacağın, davalı … A.Ş. ve davalı ….. A.Ş.’den sigortalıya ödemenin yapıldığı 25.01.2019 tarihinden itibaren, davalı ….. Sigorta A.Ş. ve davalı …. Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı …. Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının da dilekçesinde beyan ettiği üzere ilk olarak Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, . . mahkemece davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verildiğini, akabinde davalı … A.Ş. tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. .Hukuk Dairesi’nin 27/01/2022 tarihli … E. ….K. Sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar erildiğini, ancak sonrasında davacı tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, akabinde davacı tarafından huzurdaki dava ikame edildiğini, ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin…. E. ….. K. Sayılı kararı ile huzurdaki davada sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna kesin olarak karar verilmiş olmasına rağmen halen asliye ticaret mahkemesinde dava ikame edilmesi hukuka aykırı olduğunu, yargılamada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan davacının davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bilindiği üzere halefiyet ilkesi gereği sigorta şirketleri hukuken sigortalısının yerine geçtiğini, ancak müvekkili şirket ile davacının sigortalısı … . A.Ş. arasında imzalanan 30/09/2015 Tarihli kira sözleşmesi mevcut olup, işbu kira sözleşmesinin 21.maddesinde ” Sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Çağlayan Mahkemeleri yetkilidir.” denildiğini, davacı sigorta şirketi sigortalısı ile müvekkili arasındaki kira sözleşmesine dayanmış olduğundan işbu huzurdaki davada Çağlayan Mahkemeleri yetkili olduğunu, ayrıca yine davacı tarafından ikame edilen dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup yangının meydana geldiği yer …… AVM …. Kırklareli’de bulunduğundan işbu davada da yetkili Mahkeme …. Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikli olarak yetki ve görev itirazlarının mahkemece dikkate alınmasını, yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesini,…. Mah. …. Cad. No:… … Kırklareli adresinde bulunan müvekkili şirketin maliki olduğu …. Avm’nin -2. katında müvekkili şirketin kiracısı …. Çocuk yun alanı/… A.Ş’ işyerinde 09/11/2018 tarihinde yangın çıktığını, çıkan yangında ve oluşan zararlarda diğer davalı … Eğlence Merkezleri’nin kusurlu olduğunu, raporlar ile de sabit olduğu üzere yangını çıkış yeri davalılardan … Eğlence Merkezlerine ait çocuk oyun alanı olup şayet çocuk oyun alanında eksiklikler mevcut olmasa idi yangın hiç meydana gelmeyeceğini, müvekkili şirketin kiracıları ile yaptığı kira sözleşmeleri gereği kiralanan yerleri shell&core yani yalnızca cephe olarak teslim etmekle gerekli tertibatlar kiracılar tarafından yapıldığını, yangın söndürme sistemi özelinde bakıldığında yalnızca ana besleme boruları …. AVM’nin sistemine bağlı olup spring sistemi ve diğer her türlü tertibat kiracı …. Eğlence Merkezleri’nin sorumluluğunda olduğunu, yangın sonrasında çekilen fotoğraflarda da görüleceği üzere davalı …. tarafından yangının meydana geldiği oyun alanındaki kaydırağın üzerine …. sistemini kapatan bir tente konulduğunu, bu tente, alevler iyice yükselip tenteyi eritinceye kadar springlerin sıktığı suyun yangının üzerine inmesine ve işlevini derhal yerine getirmesine engel olduğunu, alevlerin yükselerek patlaması için de bilindiği üzere zaman ve ısı gerektiğini, olay anına bizzat şahit olan personeller köpük sıkan yangın tüpleri ile müdahaleye başladıklarını, alevlerin azalmaya başladığı ama …. personelinin kimyasal yangınına kova ile su getirip boşaltması sonrası sönmeye yüz tutan yangın alevlerinin tekrar parladığını, ortamdaki aşırı yanıcı kimyasal (plastik) maddeler nedeni ile yangınını büyüdüğünü, sprink başlıklarının patlaması ve suyu gördüklerinde de daha fazla müdahale imkanı kalmaması nedeni ile bölgeyi boşalttıklarını ifade ettiklerini, dosyaya sunulacak görüntüler ile de ispatlanacağı üzere …. Eğlence Merkezleri çalışanı yangına su ile müdahale ettiğini ve sönmeye yüz tutan yangının parlamasına neden olduğunu, … Eğlence Merkezleri çalışanının kusurlu davranışı ile meydana gelen zararda yapı maliki olan müvekkilinin olayla illiyet bağı kesildiğini, ayrıca … Eğlence Merkezleri A.Ş. yangının meydana geldiği kaydırak üzerine tente koymakla birlikte yine yangının meydana geldiği oyun alanının karşısında bulunan oyuncak mağazasındaki spring sistemlerine de oyuncak kitap takılar adeta sistemin çalışmasının engellendiğini, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının müvekkil yönünden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … Eğlence Merkezi İşletmeciliği A.Ş.’ye ait ‘…. Mah. …. Caddesi No…. … AVM …. …./ Kırklareli’ adresindeki işyeri … no.lu Kobi İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile 31/12/2017 – 31/12/2018 tarihleri arasında müvekkili … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta poliçesinde belirtilen şartlar ve limitler dahilinde sigortalandığını, konu poliçede 770.000-TL teminat limiti ile sınırlı olmak üzere Yangın Mali Mesuliyet teminatı bulunduğunu, sigorta poliçesinde; mali mesuliyet teminatına ilişkin sorumluluk, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, belirtilen limitler ile sınırlı olduğunu, davaya konu hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunduğu kat’i olarak tespit olunması durumunda sigorta poliçesinde verilen teminat azami limitle sınırlı olduğundan kazada zarar gören 3.şahısların tüm zararlarının garame hesabı yapılarak teminata göre paylaştırılması gerektiğini, teminat limitini bildirmesi davayı kabul anlamında olmadığını, sigortalının ve müvekkili şirketin yangının yayılmasını ve AVM içerisineki diğer işyerlerinin zarara uğraması ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğunun kabul anlamına gelmemek üzere sigortalının hadisedeki sorumluluğunun ve kusur oranının tespiti ile bu doğrultuda değerlendirme yapılmasını gerektiğini, her ne kadar söz konusu yangının … isimli işletme içerisinde başladığı tespit edilse de hadiseye ait evrak ve belgelerin incelenmesi sonucu yangın esnasında sprinkler sistemine ait başlığın patladığı ancak sistemden su akmadığını, ayrıca AVM içerisindeki yangın söndürme sisteminden de su akmadığı tespit edildiğini, bu hususlarının yangının hızla gelişmesine, kısa sürede söndürülememesine ve hem sigortalı iş yerinde hem de AVM içerisindeki diğer işyerlerinde hasarlar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, bu kapsamda …. tarafından da yangının meydana gelişi ve yangının yayılmasının sebeplerine ilişkin detaylı bir inceleme yapıldığını, hazırlanan mütalaa raporunda ise AVM Yönetiminin asli kusurlu olduğu tespiti yer aldığını, yani, söz konusu hadise sonucu meydana gelen yangına kısa sürede müdahale edilememesi ve yangının AVM içerisindeki diğer işyerlerine zarar verilmesi ile ilgili asli kusur AVM yönetimine ait olup müvekkili şirketin sigortalısının yangının yayılması ile ilgili herhangi bir kusuru veya sorumluluğu bulunmadığını, dolayısı ile müvekkili şirketin de konuyla ilgili poliçeden doğan bir sorumluluğu bulunmadığını, konu yangın hadisesi sonucu yapılan ihbarlar üzerine; müvekkili şirketçe ….. numaralı hasar dosyası açılarak, gerekli tüm inceleme ve tespitler yapıldığını, açılan hasar dosyası kapsamında müvekkili şirketin sigortalısının işyerinde meydana gelen hasar için toplamda 602,779-TL tazminat ödemesi yapıldığını, yangının çıkışı ve yayılması ile ilgili asli kusur AVM yönetimine ait olduğundan ödenen işbu tazminatın sorumlulardan tahsili amacı ile ayrıca AVM yönetimi / maliki ve sigortacısı aleyhine rücu işlemleri yapıldığını, garameten ödeme ilkesi gereğince, bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen teminattan fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını öngörüldüğünü, birden fazla kişi zarar görmüşse sigortacı, poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağından zarar gören üçüncü kişiler oranlama yoluyla (garameten-oranlı eşit paylaştırma esasına göre) tazminat isteyebileceğini, söz konusu olayda da her ne kadar müvekkili şirketin yangının çıkışı ve yayılması ile ilgili herhangi bir sorumluluğu olmadığı tespit edilmişse de yangın sonucu zarar görenlerin taleplerinin müvekkili şirketçe düzenlenen poliçe teminatlarının çok üzerinde olması ve kusur dağılımına ilişkin henüz bir mahkeme kararı mevcut olmaması sebepleri ile iyi niyet gereği müvekkili şirketçe poliçedeki 770.000-TL’lik yangın mali mesuliyet teminatı garame hesabına tabi tutulduğunu ve bu hesaba göre zarar gören iş yerlerine veya sigortacılarına tazminat ödemeleri yapıldığını, ekte sunulan garame hesabında da açıkca görüleceği üzere davacı …. sigortanın talebi de hesap içerisinde mevcut olduğunu ve teminat/talep oranlaması sonucu işbu talep için garame hesabında denk gelen tutar 125,98-TL olduğunu, bu hesaba istinaden ise 07/10/2019 tarihinde davacıya 126,00-TL ödeme yapıldığını, davacının 29.420-TL’lik talebi ise iş durması / kar kaybı zararlarına ilişkin olup bu tür dolaylı zararlar müvekkili şirketçe düzenlenen poliçe teminatı kapsamında olmadığını, dolayısı ile müvekkili şirketin bu taleple ilgili zaten sorumluluğu bulunmadığından davanın müvekkili şirketin açısından reddi gerekli olduğunu, garame hesabında iyi niyet prensibi gereği sigorta şirketi gelebilecek tüm talepleri hesaba dahil edebilmek amacıyla makul bir süre beklemekle yükümlü olup davacı … sigortanın davaya konu talebi ile ilgili de müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, icra takibine veya dava açılmasına sebebiyet vermediğini, kaldı ki hem davacı …. Sigorta hem de müvekkili şirket tarafından imzalı olan ‘Sigorta Şirketlerinin Birbirlerine Olan Rücu Taleplerinin Hızlandırılması Hakkında Protokol’e göre de sigorta şirketlerinin birbirleri aleyhine icra/dava yoluna gitmemelerinin esas olduğunu, öncelikle müvekkili şirketin sigortalısının kazadaki kusur oranı ile sınırlı olarak sorumluluğunun mevcut olup yapılan tespitlerde sigortalı şirketin hanginin çıkışı ve özellikle yayılmasına asli kusurlu olmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerekli olduğunu, kaldı ki, müvekkili şirketçe düzenlenen poliçede yangın mali mesuliyet teminatı 770.000 TL olup yapılan garame hesabına göre davacı …. sigortanın talebi için ödenebilecek tutar ödendiğini, davaya konu müvekkili şirketin teminatı dışında olan dolaylı zararlara ilişkin taleple ilgili ise müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, ayrıca müvekkili şirketçe tüm teminat zarar görenlere ödenmiş olduğundan müvekkili şirket açısından işbu davanın reddi gerekli olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi cevap dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının iddia ve talepleri zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurda görülmekte olan davanın müvekkili şirkete ve müvekkili şirketin sigortacısına karşı ikame edilmesi hukuken doğru olmayıp bu noktada husumet itirazımızın kabulü ile müvekkili şirket adına davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, huzurda görülmekte olan davada sulh hukuk mahkemeleri görevli olduğunu, görev konusu kamu düzeninden olduğundan mahkemece dilekçe ekinde sunulan emsal kararlar çerçevesinde bu hususa ilişkin gerekli değerlendirmenin yapılması gerektiği kanaatinde olduklarını, davacı tarafından ikame edilen davada yalnızca anılan zararlardan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle işbu davayı ikame ettiğini, ancak davacının müvekkil şirketi; sigortalısının uğramış olduğu işbu zarardan sorumlu tutması mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından işletilen mağazada yangın çıkmış olsa bile davacının sigortalısının uğramış olduğu zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, kaldı ki oluşan zararın, çıkan yangın nedeniyle alev ve yanmadan kaynaklı zararlar olmayıp mağazanın açılamaması nedeniyle yoksun kalınan karlar olduğunu, davalılardan alışveriş merkezinin işleteni ve maliki ….. A.Ş. tarafından alışveriş merkezinde yangın ile ilgili yeterli önlemleri ve tedbirleri almış olsa idi ve en azından alışveriş merkezinde mevcut yangın hidrantları ve yangın söndürme sistemleri gerektiği şekilde çalışmış olsa idi; ne müvekkili şirketin mağazasında bu denli büyük bir hasar oluşacak ne yangın esnasında dumandan yaralanan kişiler yaralanacak, ne de alışveriş merkezindeki diğer mağazaların duman ve is nedeniyle zararı söz konusu olacağını, bu nedenle gerek huzurda görülmekte olan davaya konu tazminat talebinin nedeni olan yoksun kalınan kar tutarından gerek ise diğer tazminat taleplerinden davalı alışveriş merkezinin işleteni ve maliki …. A.Ş.’nin sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin işletmekte olduğu mağazadaki tüm emtialar 1. sınıf yanmaz malzemelerden oluştuğunu, bu sayede, itfaiyenin geç müdahale etmesine rağmen yangın alışveriş merkezindeki diğer mağazalara sirayet etmeyerek yalnızca lokal olarak kaldığını, davalı alışveriş merkezinin belirtmiş olduğu şekilde duman tahliye sistemi mevcut olsa idi, alışveriş merkezindeki diğer mağazalarda herhangi bir zarar oluşmayacağını, yalnızca bu nedenle bile gerek davacının gerek sigortalısının gerek ise alışveriş merkezindeki diğer mağazaların zararının tamamından müvekkili şirketin sorumlu olmasının mümkün olmadığını, bununla birlikte … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmada hazırlanan olay raporlarında davalılardan alışveriş merkezi’nin maliki ve işleteni …. A.Ş.’nin teknik personellerinin olay yerini bozmak amacıyla alışveriş merkezine girdiğini, müvekkili şirketin yangın söndürme sistemlerine müdahalelerde bulunduğunu ve müvekkili şirketi kusurlu göstermeye çalıştığı ispatlandığını, anılan kişilere karşı şikâyet, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile yalnızca bu nedenle bile müvekkili şirketin yaşanan yangın nedeniyle davacının sigortalısının uğramış olduğu zararlardan sorumlu olmadığının aşikar olduğunu, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için müvekkili şirketin davacının sigortalısının uğramış olduğu hasarlardan sorumluluğu bulunduğu düşünülse bile müvekkili şirketin dava konusu zarar tutarlarını karşılayacak tutarda sigortası bulunduğunu, işbu nedenle müvekkili şirket aleyhine anılan davanın ikame edilmesi hukuken mümkün olmadığından huzurda görülmekte olan davanın müvekkili şirket açısından reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, davacı tarafından ikame edilen davada talep edilen bedel, mağazanın kapalı kaldığı günlerde yoksun kalınan kara ilişkin olup mağazanın günlerce kapalı kalmasının sorumlusu avm işleteni ve maliki davalı……. A.Ş. olduğunu, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bu aşamada talep edilen zarar tutarının nasıl ve ne şekilde hesaplandığı belli olmadığından anılan zarar tutarına da itiraz ettiklerini, davacının haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasının zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yapılacak yargılama neticesinde davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ikame edilen davanın müvekkili şirket açısından reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın 09.11.2018 tarihinde gerçekleşmiş olup, davacı tarafça dava dışı sigortalısına 25.01.2019 tarihinde ödeme yapıldığını, mahkemeniz nezdinde görülmekte olan işbu davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra ikame edildiği izahtan vareste olduğunu, 2004 sayılı İİK’nun 67. maddesi uyarınca “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklinde, hüküm mevcut olduğunu, burada öngörülen 1 yıllık süre hak düşürücü süre olup davacı tarafça hak düşürücü süre içerisinde işbu dava ikame edilmediğini, dolayısı ile konu davanın reddi gerektiğini, davacının dava dışı sigortalısı ile müvekkilinin sigortalısı arasında kira sözleşmesi mevcut olduğunu, dolayısı ile konu uyuşmazlık hakkında görevli mahkemeler sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça sigortalısına ödenen tazminat tutarı her ne kadar müvekkili şirkete rücu edilmek istense de, konu hasar müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirket sigortalısı ile davacı şirketin sigortalısı arasında kira sözleşmesi mevcut olduğunu, bununla birlikte müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçede “kiracılık mali mesuliyet teminatı” yer almadığını, davacı tarafça sigortalısına yoksun kalınan kar yönünden ödeme yapıldığını, müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçede ise bu yönde verilmiş bir teminat olmadığını, asla kabul olmamak üzere konu hasar üçüncü şahıs mali mesuliyet sorumluluk teminatı bakımından da kapsam dışında olduğunu, hasar talebi müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, asla kabul olmamak üzere aksi kanaatte olunması halinde bu yönde sigorta hukuku bilirkişisinden görüş alınması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısına uyuşmazlık konusu yangından dolayı herhangi bir sorumluluk atfedilmesinin kabulünün imkansız olduğunu, nitekim konu yangının binadaki herhangi bir yapım ve bakım eksikliğinden kaynaklanmadığı izahtan vareste olduğunu, dava konusu yangına ilişkin tüm sorumluluk diğer davalı … firmasına ait olduğunu, bu sebeple de müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığını, asla kabul olmamak üzere mahkemenizce davanın taraflarına müzekkere yazılmak suretiyle yangın hadisesine ilişkin kamera görüntüleri, fotoğraflar gibi belgelerin ibrazı istenmeli ve olay mahallinde keşif yaptırılması gerektiğini, asla kabul olmamak üzere yangın hadisesine ilişkin kusur raporu tanzim ettirilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, dava konusu yangın hadisesinden doğan sorumluluğa ilişkin olmak üzere, riziko tarihini kapsar zorunlu ya da ihtiyari başkaca poliçelerin bulunup bulunmadığının tespiti açısından … Sigorta Birliği’ne müzekkere yazılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tüm eksikliklerin toplanmasının akabinde davacının gerçek zararının tespiti açısından dosyanın uzman bilirkişi heyetine tevdisi gerektiğini, bu kapsamda davacı tarafça dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin ex gratia(lütuf ödemesi) olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, öncelikle belirtmek isteriz ki, davacı tarafın müvekkili şirketten faiz talep etme hakkı olmadığını, bununla birlikte davacı tarafça ileri sürülen faiz talebi fahiş olduğunu, asla kabul olmamak üzere davacı tarafça talep edilen tutarlar son derece fahiş olduğunu, hiçbir şekilde huzurda görülen davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin somut olay sebebiyle ancak poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulabileceği izahtan vareste olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile müvekkili şirketin faizden sorumluluğu sınırlı olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, …. Alışveriş Merkezi isimli işyerinde meydana gelen yangın sonucu davacı şirkete sigortalı işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle davacı sigorta şirketinin aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava, rücu talebine dayanmakta olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. …, K. …., R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı HMK 4.maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş ve 4/1.a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir.
Davacı şirket sigortalısı … A.Ş. ile davalı …. A.Ş. arasında imzalanan 27/07/2015 tarihli kira sözleşmesi uyarınca …. Alışveriş Merkezi’nin zemin kat …. no’lu mağaza alanı Eylül 2015 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile … … A.Ş.’ye kiralanmıştır. Dava konusu hasara sebebiyet veren yangın olayı 09/11/2018 tarihinde meydana gelmiş olup , dava dışı sigortalı …. A.Ş. ile davalı …. A.Ş. arasında temel ilişki kira ilişkisi olduğundan ayrıca davalılar … A.Ş. ve …… A.Ş. arasındaki ilişki de kira sözleşmesinden kaynaklandığından, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevli olup buna göre taraflar arasında dava konusu edilen talepler ile ilgili uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle HMK. 4/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Bölge Adliye Mahkemesi 45 Hukuk Dairesi 27/01/2022 tarih ve 2021/621 E. 2022/74 K )
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla yapılan açıklamalar uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (davacı vekiline ve davalı …. vekiline e-duruşma ortamında), kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 13/10/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır