Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/422 E. 2022/893 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/422
KARAR NO : 2022/893

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/11/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkili banka ile …… Şirketi lehine …… ’un müşterek ve müteselsil kefaletiyle krediler kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, Büyükçekmece …..İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin İstanbul Mahkemesi olarak belirlendiğini, yetkiye itiraz ettiklerini, ihtarname ile verilen sürenin yeterli olmadığını, temerrüt şartlarının yerine getirilmediğini, müvekkilinin kefalet limitinin 1.200.000 TL olduğunu belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, genel kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı hakkında kredi borcunun ödenmediğinden bahisle hesap kat edilerek başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 13/11/2019 tarih ve ….. Esas – ……. Karar sayılı kararı İstinaf BAM … Hukuk Dairesi’nin 20/04/2022 tarih ve ….. Esas …. Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
İstinaf ilamı doğrultusunda dosyanın bilirkişi …..’e tevdi ile bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilip banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, dava konusu kredinin hangi kredi sözleşmesi uyarınca kullandırıldığının tespiti, ardından sözleşme hükümleri, üst sınır olarak TCMB’ye bildirilen oranlar ve bankanın temerrüt tarihi itibariyle emsal kredilerdeki fiili uygulaması dikkate alınarak temerrüt faiz oranının ve banka alacağının tespiti yönünde ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi …’den alınan ek raporda, takdiri mahkemeye ait olmak üzere TETRDİTLİ/SEÇENEKLİ hesaplama yapıldığı, davacı Bankanın takip tarihi İtibariyle Alacaklarının; BOZMA İlamına göre emsal nitelikteki kredilere uygulanan akdi faiz oranı köklü temerrüt faiz oranına göre belirlenen alacak; (İstinaf mahkemesi İlamına göre bu seçeneğe üstünlük tanınması gerekebilir) toplam talep edilen 1.977.630,23 TL, toplam hesaplanan 1.982.400,21 TL talep edilmesi gereken toplam 1.974.333,37 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 3.297,86 TL (1.977.630,23-1.974.333,37TL =) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 1.881.128,11 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık 62,40 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Yargıtay İçtihatlarında genel olarak benimsenen görüşe göre, takip konusu krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı köklü temerrüt faizine göre belirlenen alacak; toplam talep edilen 1.977.630,23 TL toplam hesaplanan 1.918.399,85 TL ve toplam talep edilmesi gereken 1.918.399,85 TL olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 59.230,38 TL (1.977.630,23-1.918.399,85=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 1.881.128,11 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %20,74 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, daha önce sunulmayan ve yeni temin edilen belgelere göre tespitler yapıldığı, bu durum daha önce sunulan raporlara göre her ne kadar farklılık arz etmekte ise de, kanımca bir çelişki olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, dava tarihinden sonra olmak üzere 18.10.2019 tarihinde 30.000,00 TL tutarınca kısmi tahsilat sağlandığı, işbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği, KGF’dan Sağlanan Tahsilat/Tazminat Yönünden KGF’nun kefaletiyle dava dışı ……… Şti.’ne (1) adet taksitli kredi kullandırıldığı, bu kefalete atfen …. A.Ş. tarafından dava tarihi 26.09.2018’den önce olmak üzere 10.05.2019 tarihinde 1.636.035,16 TL taziminat ödemesi yaptığı, davacı banka, … A.Ş. ile yapılan ek kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalı şirketten tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen işbu bedel (1.636.035,16 TL) bakımından takiplere aynen devam etme yükümlülüğü bulunduğu, bir başka deyişle davacı banka, …. A.Ş. ile imzalanan EK kefalet protokolü (D bendinin 1.2 ve 4 fıkraları) ve Bakanlar Kurulu Kararları (…..-….. ve …..) kapsamında, dava dışı şirket ve/veya davalı kefillerden …. ‘nun kefaleti kapsamında kullandırılan kredilerden doğan alacaklarını tahsil etmek için açılan icra takiplerne aynen devam edilebileceğinin düşünüldüğü, çünkü, bahse konu ödemeler/tazminatlar dava dışı şirket ve/veya davalı kefiller tarafından yapılmadığı, işte bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dışı …. A.Ş. arasında akdedilen Ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takiplere aynen devam edilebilineceği nazara alındığında, …. ‘dan tazminat yoluyla tahsil edilen 1.636.035,16 TL’nın dava dışı şirketin kredi borcuna mahsup edilemeyeceği, yapılan hesaplamalarda zaten tazminat bedeli borca mahsup edilmediği belirtilmiştir. (EMSAL Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21 HD 19.12.2019 T. 2018/939 E. ve 2019/1593 s. K)

Dava, genel kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı hakkında kredi borcunun ödenmediğinden bahisle hesap kat edilerek başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafça kredi sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulmuş ise de, sözleşmede kanunen yetkili mahkemelerin yetkisinin saklı tutulduğu, uyumazlık para alacağının tahsili isteminden kaynaklanmakta olup HMK’nun 10.maddesinde yapılan atıfla TBK’nun 89.maddesi ve HMK’nun 14.maddesi gereğince genel kredi sözleşmesini imzalayan davacı alacaklının banka şubesi yerleşim yerinde işbu davanın açıldığı anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
BAM ilamında dava konusu kredinin hangi kredi sözleşmesi uyarınca kullandırıldığının tespiti, ardından sözleşme hükümleri, üst sınır olarak TCMB’ye bildirilen oranlar ve bankanın temerrüt tarihi itibariyle emsal kredilerdeki fiili uygulaması dikkate alınarak temerrüt faiz oranının ve banka alacağının tespiti yönünde ek rapor alınması istenmiş olup, dosya mahkememizce ek rapor için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında iki ayrı kredi sözleşmesi akdedilmiş olup, 26/02/2015 tarihli sözleşmenin 11.maddesi uyarınca, temerrüt faizinin, kullanılmış olan tüm kredilere bankaca uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi ile bulunacağı, 31/03/2017 tarihli sözleşmenin 11.maddesi uyarınca ise, bankanın mevzuat gereğince TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %30 ilavesi ile bulunacağı düzenlenmiştir.
Sözleşmelerde temerrüt faizinin tespiti kriterlerinde kısmen farklılık olmakla birlikte, her iki sözleşme uyarınca da temerrüt faizi hesabında esas alınacak akdi faiz oranının TCMB’ye bildirilmiş olması yeterli olmayıp, bu oranın, temerrüt tarihi itibariyle dava konusu kredi türünde emsal krediler için bankaca fiilen uygulanıp uygulanmadığı, yürürlükte olup olmadığının da tespiti gerekmekte olup, Yargıtay …..Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihadı da bu yöndedir(18/06/2019 tarih 2018/2511 E.2019/3854 K. sayılı emsal kararı).
Mahkememizce dosyanın tevdi edildiği bilirkişi tarafından tanzim olunan ek raporla, dava dışı asıl borçlu şirkete 11/05/2017 tarihinde KGF’nun ek kefaletiyle 2.000.000 TL tutarında spot kredi kullandırıldığı, dava konusu kredinin ise 31/03/2017 tarihli 2.sözleşme kapsamında kullandırıldığı, davalının her iki sözleşmede de kefaleten sorumluluğunun bulunduğu tespit edilmiştir. 31/03/2017 tarihli sözleşmenin 11 (b) fıkrası uyarınca “..Bankanın mevzuatı gereğince TCMB bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 30 ilavesiyle bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceği ve temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taaahhüt eder..” denilmektedir. Davacı bankanın sözleşmenin 11 (b) maddesi uyarınca 02/08/2018 tarihinde TCMB bildirilen en yüksek faiz oranlarına göre % 62,40 oranında temerrüt faizi talep etmiştir. O dönemde aynı tür emsal kredilere uygulanan akdi faiz oranları davacıdan temin edilen ekstrelerle 50.000 TL’lik krediye % 28,33, 59.500 TL’lik krediye % 51 ve 130.000 TL’lik krediye % 51 oranında olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin 11 b maddesi hükmü gereğince en yüksek % 51 oranındaki emsal kredi faizine göre % 66,30 oranında temerrüt faizi belirlendiği, davacının ise takip talebinde % 62,40 oranında faiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla yeniden yapılan hesaplamaya itibar olunarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Büyükçekmece …. İcra Müd.nün ….. E sayılı dosyasında davalının itirazının asıl alacak 1.881.128,11 TL , temerrüt faizi 83.614,70 TL , BSMV 4.180,74 TL , akdi faiz 5.000,66 TL, noter masrafı 409,16 TL olmak üzere toplam 1.974.333,37 TL’lik kısmına yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak 1.881.128,11 TL , temerrüt faizi 83.614,70 TL , BSMV 4.180,74 TL , akdi faiz 5.000,66 TL, noter masrafı 409,16 TL olmak üzere toplam 1.974.333,37 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 62,40 TL temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava tarihinden sonra 18/10/2019 tarihinde yapılan tahsilatın infaz sırasında nazara alınmasına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile alacağın % 20’si oranında 394.866,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Büyükçekmece ….. İcra Müd.nün …… E sayılı dosyasında davalının itirazının asıl alacak 1.881.128,11 TL , temerrüt faizi 83.614,70 TL , BSMV 4.180,74 TL , akdi faiz 5.000,66 TL, noter masrafı 409,16 TL olmak üzere toplam 1.974.333,37 TL’lik kısmına yönelik İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak 1.881.128,11 TL , temerrüt faizi 83.614,70 TL , BSMV 4.180,74 TL , akdi faiz 5.000,66 TL, noter masrafı 409,16 TL olmak üzere toplam 1.974.333,37 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 62,40 TL temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Dava tarihinden sonra 18/10/2019 tarihinde yapılan tahsilatın infaz sırasında nazara alınmasına,
3-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile alacağın % 20’si oranında 394.866,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 134.866,71 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 23.884,84TL nin mahsubu ile eksik kalan 110.981,87 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Dava ilk açılış harç gideri olan 23.920,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bozma öncesi yargılama gideri olarak toplam 1.663,00 TL ve bozma sonrası yapılan toplam 46,00 TL olmak üzere toplam 1.709 TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.706,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 197.716,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.296,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.
09/11/2022

Başkan …..
¸e-imzalıdır
Üye …….
¸e-imzalıdır
Üye …….
¸e-imzalıdır
Katip ……
¸e-imzalıdır