Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/392 E. 2022/401 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/392 Esas
KARAR NO : 2022/401

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyası ile görülmekte olan yargılamada, davalıların mahkemeyi yanılmak amacıyla sunmuş oldukları sahte delil teşkil eden faturaların HMK m 106 ve VUK 359 kapsamında sahteliğinin tespiti talebi olup HMK gereği mahkememizde açılmış olduğunu, davacı müvekkilinin “…..Villa “Mekanik Tesisat İşleri” Sözleşmesi”nden de görüleceği üzere, davalı ….. ile “….” adresindeki taşınmazın mekanik tesisatının yapılması konusunda her türlü iş ve malzemenin müvekkiline ait olacak şekilde yazılı anlaşma yapmış olduğunu, huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet veren sahte belge niteliğindeki faturaların, davalı …..’un ikamet adresi olan taşınmazın işlemleriyle ilgili olup mahkememiz yetki sınırları içerisinde kaldığını, davacı müvekkilinin, davalı …..’un villasına yapılacak mekanik tesisat işlemleri için davalı ….. ile yazılı anlaşma yapmış olduğunu, böylece ilgili taşınmazın tadilat işlerini almış olan davalı mimar …..’in müvekkiline alt taşeron olarak iş vermiş olduğunu, sonraki süreçte müvekkilinin şantiye alanına alınmaması ve yaptığı işlere ilişkin son düzenlediği fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davacısı oldukları Bakırköy … ATM’nin ….. E. sayılı dosyası ile yargılamaya başlanmış olduğunu, müvekkilinin davacısı olduğu yargılamada davalılardan …..’in karşı dava açmak suretiyle sahteciliğin tespitini istedikleri faturaları dava dilekçesine delil olarak sunmuş olduğunu, faturalar incelendiğinde kimisinin müvekkilinin yapmış olduğu işlemlerle ilgili düzenlendiği kimisinin ise tekerrürden ibaret olduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu sebeple ilgili mevzuatlar gereği fatura düzenleyen … Mühendislik Ltd. Şti.’ye, faturayı kullanan …..’e ve davalı ….. tarafından iş sahibi …..’a fatura düzenlenmesi gerekli olduğundan ve sahteliği iddia olunan faturaların Bakırköy …ATM’de delil olarak kullanıldığından iş sahibi davalı …..’a karşı da iş bu davanın ikame edilmiş olduğunu, Gelir İdaresi Başkanlığına husumet yöneltme sebeplerinin ise taraf teşkilinin sağlanması olduğunu, düzenlenen faturaların Gelir İdaresine beyan edilmesi ile Gelir İdaresi Başkanlığının da belgelerle ilgili yapılacak tespitlerde, VUK’ a göre ayrıca idari işlem tesis etme zorunluluğu olduğundan taraf haline geldiğini, bu sebeple usulen Gelir İdaresi Başkanlığı’nın davalı olarak gösterilmiş olduğunu, kendilerinden herhangi bir yargılama masrafı vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. sayılı dosyasına sunulmuş olan sahte fatura niteliğindeki belgelerin tespitinin ayrı bir dava ile incelemeye tabi tutulması gerektiğinden mahkememize başvurulmuş olup yargılamanın HMK 106, VUK m. 359 ve KDV Uygulanma Genelgesi dikkate alınarak yapılması gerektiğini, dava konusu eylemin aynı zamanda VUK’ta sahte belge düzenlenmesi ve kullanılması olmak üzere iki ayrı şekilde suç teşkil etmekte olduğunu, burada mağdur sadece müvekkili değil kamu olduğunu, soruşturma ve kovuşturmaya ancak idarenin başvurusu ile başlanabileceğinden huzurdaki davanın aynı zamanda mahkememize yapılan ihbar olarak değerlendirilerek vergi müfettişine bildirilmesini talep ettiklerini, bahsi geçen sözleşme kapsamında, sözleşme koşullarına göre işin ifası hususunda müvekkilinin her türlü iş ve işlemi taahhüt ettiği sürede yapmış ve işi % 95 oranında tamamlamış olduğunu, buna karşılık Mimar …..’in söz konusu villa malikinden peşin ödeme almış olmasına rağmen ödemeler konusunda problem çıkarmaya başlamış ve en son müvekkilince düzenlenen faturayı teslim almaktan imtina etmesi nedeni ile faturanın Bakırköy …. Noterliği vasıtası ile 29 Kasım 2019 tarih …. yevmiye numaralı ihtarname ekinde gönderilmiş olduğunu, davacı müvekkilinin kalan %5 lik işini de bitirmek için şantiye alanına gitmek istediğinde … Site güvenliğine, müvekkilinin ve elemanlarının şantiye alanına alınmaması yönünde Mimar ….. tarafından talimat verilmesi nedeni ile müvekkilinin kalan işini yapmasının mümkün olmadığını, müvekkiline kalan işlerin başka bir firma tarafından yapılacağının beyan edilmiş olduğunu, müvekkilinin ifa etmesi gereken işin engellenmesi ve müvekkiline ait malzemelerin şantiye alanında bulunmasından dolayı haklı sebeple ileriye doğru fesih yoluna gidileceğinden ve ayrıca işin kalan kısmının bitirilmesi amacıyla başka bir şirketle anlaşma yoluna gidileceğinden açılacak davalara esas olmak üzere müvekkili tarafından yapılan işin miktarını, sözleşme gereği yapılması gereken iş ve işlemler de dikkate alınarak işin bitirme yüzdesinin hesaplanmasını ayrıca müvekkiline ait malzemelerin miktarının tespiti ile yapılan işin bedelinin tespitinin yapılabilmesi için taraflarınca delil tespitine ilişkin dava açılmış olup Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş, …. K dosyasıyla delil tespiti yapılmış olduğunu, delil tespiti ile yapılmış olan işler tespit edilmiş ve eksik iş bedeli olarak 24.080,67 TL olarak hesaplanmış olduğunu, yine fesih yoluna gidilmesi üzerine müvekkilinin tamamlamış olduğu ancak tutulan cari hesap ekstreleri sonucu borçlu …..’in almaktan imtina ettiği toplamda 35.438,94 TL olan ödenmemiş mekanik tesisat işleri fatura bedelini ayrı ayrı 12.787,79 TL, 22.651,15 TL olarak ve ihtarname masrafını Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile müvekkilinin sahada bulunamayan malzemelerine, kontrol panosu ve talep üzerine değişen üründen kaynaklı ortaya çıkan fiyat farkının ise Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe koyulmuş olduğunu, ancak icra dosya borçluları olan iş sahibi ….. ve davalı …..’in ayrı ayrı borca itiraz etmeleri sonucu takiplerin durmuş ve gerekli usul eksiklikleri tamamlanarak Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. ve Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyaları ile itirazın iptali davası açılmış olduğunu, açılan bu davalar arasında irtibat bulunması sebebiyle dosyaların birleştirilerek yargılamaya Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyasından devam edilmiş olduğunu, Bakırköy …. ATM’nin ….. E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada bu defa davalı …..’in karşı dava açarak, müvekkilinin eksik bıraktığı işleri diğer davalı … Mühendislik Ltd. Şti.’ye yaptırması ve işin, yüklenicinin şartlara uymaması nedeniyle feshedildiğinden bahisle 100.000,00 TL talepli karşı dava açmış olduğunu, müvekkilinin şantiyeye alınmaması sebebiyle işin eksik bırakılmasına sebebiyet veren davalının bu eksik işlere dayanak bir çok faturayı karşı dava dilekçesi ekine sunmuş olduğunu, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş … K sayılı tespit dosyasıyla eksik iş bedelinin 24.080,67 TL olduğu tespit edilmesi ile ortada 3. kişiye yaptırılan sözleşme kapsamında 80.495,55 TL lik bir iş olamayacağından, davalıların bilirkişi raporunca tespit edilen miktarın çok üzerindeki taleplerinin dayanağı olan faturaların incelenmesi ile birçoğunun maddi gerçeği yansıtmayan delil yaratmak üzere düzenlenerek kullanıldığının fark edilmiş olduğunu, maddi gerçeğe aykırı deliller nedeniyle ayrıca Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmuş olup dosya soruşturma numarası aldığında mahkemenize bildirilecek olduğunu beyanla; VUK’a muhalefet nedeniyle rapor hazırlanarak savcılığa ihbar yapılması gerektiğinden dava dilekçesinin aynı zamanda, vergi incelemesi için davalı gelir idaresince ihbar olarak değerlendirilerek vergi müfettişi görevlendirilmesine, davalı ….. tarafından Bakırköy …. ATM’nin ….. E. sayılı dosyasına sunulan, davalı …. Mühendislik Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş olan faturaların içeriğinin gerçeği yansıtmadığının tespitiyle, mahkemeye sunulan faturaların sahte delil olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı Gelir İdaresi hariç olmak üzere davalılar üzerine bırakılmasına, davalı Gelir İdaresi hariç olmak üzere davalıların maddi gerçeğe aykırı delil yaratmak suretiyle davacı müvekkilinin zaruri olarak dava açması ve avukat tutmak zorunda kalması nedeni ile HMK 329 maddesine göre tüm zaralarının dışında ayrıca İstanbul Barosu tavsiye niteliğindeki tarife gereğince ayrıca hükmedilecek bedelin tercihan en üst sınır olan %25+KDV tutarında avukatlık ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas ve … Esas sayılı davalarını açtığını, dosyaların bağlantı sebebiyle birleştirilerek yargılamaya Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, devam eden yargılamada …..’in yüklenicinin şartlara uymaması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğinden bahisle karşı dava açtığını ve bu karşı davada sunduğu faturaların içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, faturaların sahte olduğunu beyanla söz konusu faturaların içeriğinin gerçeği yansıtmadığının ve sahte delil olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
“…Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII). Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır. Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu’nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 5.6.1996 gün ve 1996/18-337 E.-542 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/1-937 E.-946 K. ve 25.05.2011 gün ve 2011/11-186 E. 2011/352 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır. Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar, dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının, o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa, hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297)…” (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2022/911 Esas 2022/4207 Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafından açılan ve devam etmekte olan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı davasına karşı dava olarak açılan ve işbu eldeki davanın konusunu oluşturan karşı davada sunulan içerik olarak gerçeği yansıtmadığından bahisle sahte olduğu iddia edilen faturaların Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada incelenip değerlendirilmesi imkanının bulunduğu, davacı taraf faturaların sahte delil olduğunun tespiti ile bu faturaların o yargılamada delil olarak kullanılmamasını amaçlıyorsa zaten Mahkemece yapılacak inceleme ve değerlendirme ile faturalara değer verilip verilemeyeceği ve faturaların hükme esas alınıp alınamayacağının da tespitinin yapılabileceği, bu durumda davacı tarafın ileri sürmüş olduğu talebine ilişkin hakkı elde edebilmesi bakımından Mahkeme kararına ihtiyacının bulunmadığı, bu anlamda somut davada davacı tarafın hukuki yararının bulunduğundan söz edilemeyeceği ve netice olarak davacı tarafın sonuç istemlerinin hükme bağlanmasında hukuk kuralları tarafından korunan ve haklı bulunan bir menfaatinin bulunmadığı, kaldı ki davacı tarafın iddia ve talep ettiği üzere faturaların sahte delil olduğunun tespiti şeklinde Mahkememizin bakmakla görevli ve yetkili olduğu bir dava türünün de bulunmadığı, diğer bir deyişle somut olaydan bağımsız düşünüldüğünde de salt faturaların sahte delil olduğunun tespiti talebi ile dava açmasında hukuki yararının bulunduğunun söylenemeyeceği, ayrıca davacı tarafın faturaların sahte delil olduğunun tespiti ile bu faturaların Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı yargılamasında delil olarak kullanılmaması amacı dışında faturaların sahte olduğundan ve eylemin suç teşkil ettiğinden bahisle cezai anlamda eylemi gerçekleştirenlerin cezalandırılması amacı bulunuyorsa eylemin vasfına ve cezai anlamda suç oluşturup oluşturmadığına ilişkin Mahkememizce bir yargılama ve değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı gibi Mahkememizde dava açılması yoluyla ceza kovuşturmasında kullanılmak üzere delil elde etmenin de söz konusu olamayacağı anlaşılmakla sonuç olarak yukarıda yer verilen Yargıtay içtihadı ile buraya kadar yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde davacının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı davasına karşı dava olarak açılan davada sunulan faturaların içeriğinin gerçeği yansıtmadığının ve sahte delil olduğunun tespitini istemekte ve dolayısıyla işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın ise HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup dava şartlarının ise kamu düzeninden olduğu ve kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla açılan davanın HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN HMK’NUN 115/2. MADDESİ GEREĞİNCE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE
1-Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸