Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/294 E. 2022/605 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/294 Esas
KARAR NO : 2022/605

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Almanya’da yerleşik davacı ile davalı arasında müvekkili tarafından onaylanan tekstil ürünü numunelerinin davalı firma tarafından çoğaltılarak müvekkiline satışı konusunda dava dilekçesine ekli sipariş formlarının davalı tarafından kabulüyle anlaşmaya varıldığını, söz konusu malların davalı tarafından üretilerek Almanya’da müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin de malların bedelini davalı şirkete ödediğini, teslimine müteakip ekli uzman görüşü raporda ayrıntıları yazılı ayıpların ortaya çıkması üzerine davalıya ayıpların düzeltilmesi için ihbarda bulunulduğunu, davalı şirketin ayıbın yerinde tespiti için Almanya’da bir personelini gönderdiğini ve bu personel maldaki ayıpları yerinde gördüğünü ancak ayıplı malların yeniden üretilerek müvekkiline gönderilmesi talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini, tüm bu gelişmelere davalı şirket tarafından kayıtsız kalınması üzerine satılanı geri vermeye hazır olunduğunun bildirildiğini, sözleşmeden dönme hakkı kullanıldığını ancak satışa konu malları iade almak için davalı tarafından herhangi bir girişimde bunulmaması üzerine 42.826,80 Avro zararının ödenmesi, davalı tarafa ihtar edildiğini, malın ticari değerini düşüren ayıplar sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak feshinden kaynaklanan 42.826,80 Avro alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesine ekli olan uzman tespit raporuna göre davacı tarafa teslim edilmiş bir kısım ürünlerde belirlenmiş olan ayıpların açık ayıp niteliğinde olup, davacı tarafça bunlara dair ihbarın 2 gün içinde yapılması gerektiğini, 2 günlük ihbar süresinin geçmiş olması nedeniyle süresinde ihbar yükümlülüğüne uymayan davacının iş bu davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, mallarda sözleşmeden dönmeyi gerektirecek nitelikte ve miktarda gerek açık gerek gizli ayıp bulunmadığını, sadece davacı tarafın katılımı ile gerçekleşen ve müvekkiline katılma imkanı yaratılmadan hazırlanan 25.08.2016 tarihli uzman tespit raporunun da gerek usul ve gerekse içerik olarak kabulünün mümkün olmadığını, malların Türkiye’den gönderilmeden önce nihai kontrolünün bizzat davacı taraf temsilcisi tarafından yapıldığını ve ayıpsız olmaları nedeniyle çıkışlarına okey verildiğini, bizzat davacı şirket tarafından müvekkiline şirkete yazılan 03.08.2016 tarihli talep yazısında açıkça dile getirildiğini, incelenen ürünlerin müvekkili şirket tarafından üretilen ürünler olup olmadığı ispat gerektirmekte olup bu konudaki ispat yükünün hukuken karşı tarafa ait olduğunu, davacı tarafça iddia edilen zarar miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı ve 10/01/2019 karar tarihli ilamı ile “…1- Davanın REDDİNE,…” karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 23/02/2022 karar tarihli ilamıyla “…Eserin ayıplı olduğu iddiasının davacı iş sahibi tarafından ispatlanması gerektiği, ancak davacı tarafça ürünlerin yurt dışında olduğu belirtilerek bulunduğu yerde inceleme yaptırılması talep edildiğine göre, bu talebin reddi HMK’nın 27.maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Ayıp iddiasının ispatı kendisine düşen ve bu hususta araştırma yapılmasını isteyen iş sahibi, ürünlerin Almanya’daki depolarında muhafaza edildiğini, söz konusu malların Türkiye’ye getirilebilmesi için bir alıcıya gönderilmesi gerektiğini belirterek, incelemenin Almanya’da yapılmasını istemiş olup, davacı tarafından ürünlerin yeri bildirildiğinden, mahkemece, ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde inceleme yapılmaksızın karar verilmesi hatalı olmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesine göre, “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” hükmü düzenlenmiştir.

Bu durumda, mahkemece, dava konusu ürünlerin tümü üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak, ürünlerde ayıplı imalat bulunup bulunmadığının ve varsa ayıbın ne olduğunun ve kimden kaynaklandığının tespiti; eserin işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olup olmadığının belirlenmesi; ayıbın bu derecede olmaması halinde eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme hakkı kapsamında ayıbın teslimden sonraki makul süre içerisindeki giderilme bedelinin hesaplanması; ayıbın nitelik ve miktarı nefaset indirimini gerektiriyorsa iş bedelinden ne miktar indirim yapılacağının belirlenmesi; aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteyip isteyemeyeceği hususlarında bilirkişi raporu düzenlettirilmesi; davacı tarafça sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı anlaşılmakla birlikte, bilirkişi tarafından tespit edilecek ayıp miktarı ve niteliğine ve dosya kapsamına göre TBK’nın 475.maddesindeki haklardan hangisinin kullanılmasının uygun olacağının mahkemece değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulup değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine,,,” gerekçesiyle kaldırılmakla, dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kaldırma kararı hep birlikte değerlendirilmesinde ;Eserin ayıplı olduğu iddiasının davacı iş sahibi tarafından ispatlanması gerekmekte olup ispat yükü kendi üzerinde olan davacı taraf beyan dilekçesinde davaya konu tüm ürünlerin davacı tarafta olmadığına ilişkin beyan dilekçesi sunmuş olup bu haliyle ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ” (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” hükmü dikkate dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle de ispat yükü kendi üzerinde olan davacı tarafın davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine ,karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.575,29-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.494,59-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 18.276,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 27,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır