Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2022/574 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/253 Esas
KARAR NO : 2022/574

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, …. Karar sayılı ve 10/01/2022 karar tarihli görevsizlik ilamının kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmış ,Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin …. İnşaat Malzemeleri isimli iş yerinin sahibi olduğu dönemde … Yapı Tas. Müh. İnş. İml. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle ticari alım- satım yaptığını ve ticaretleri bir süre devam ettiğini, bu ticari alışveriş dolayısıyla müvekkil ile davalı arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisi kalmadığını, daha sonra müvekkilinin iş yerini kapattığını ve askerlik görevine başladığını, … Yapı Tas. Müh. İnş. İml. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından Malatya İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkili takibe yetki ve esas yönünden itiraz ettiğini, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığına dair karar verildiğini, davalı Silivri İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile alacak iddialarını yinelediğini, alacaklı olduğunu iddia eden davalıya müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve açılmış takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibinde bulunmuş olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirkete borcu olmadığına yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu, nitekim söz konusu davada ispat külfetinin davacıda olup, davacı tarafın söylemleri tamamen soyut ve mesnetsiz ifadeleri mündemiç olmakla davacı tarafça iddialarını ispata yarar herhangi bir belge ibraz edilemediğini, dava dosyasına sunulan cari hesabın, müvekkili şirkete ait olmayıp, senetlerinde fatura alacağı ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, alacakların tahsil edilememesi sebebiyle başlatılan Malatya İcra Dairesi’nin … sayılı ilamsız takipte ödeme emrini içerir dosyada hangi alacağın hangi faturadan kaynaklandığı, tarihleri ve sıra numaraları “Borç Bilgileri” başlığı altında detaylı bir şekilde açıklandığını, davacının müvekkili şirkete … sayılı icra dosyasına konu bakiye borcu bulunduğundan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle görev ve yetki bakımından davanın usulden reddine,
aksi halde haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine,
ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla alacağın kendilerine geç ödenmesi sebebiyle dava konusu miktarın %20’den az olmayacak şekilde müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine,

yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Beydağı Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabında; davacının Evdb kayıtları ve mükellefin tarh dosyasının tetkikinde 01.03.2010 tarihinde Belirli Bir Mala Tahsis Edilmiş Mağazalarda Çimento, Alçı, Harç, Kireç, Tuğla, Kiremit, Briket, Taş, Kum, Çakıl Vb. İnşaat Malzemeleri Perakende Ticareti faaliyetine başladığı anılan faaliyetini 31.12.2012 tarihinde terk ettiği, faaliyeti olduğu dönemlerde işletme esasına göre defter tuttuğu hususu bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabında; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı ile ilgili tacir araştırması yapılmış olup gelen yazı cevaplarına göre davacının tacir sıfatının bulunmadığı, ayrıca davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının da bulunmadığı, bunun yanında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır