Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/239 E. 2022/912 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/239 Esas
KARAR NO : 2022/912

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, eğitim hizmetleri veren üniversite konumunda olduğunu, davalı tarafın ise, uçuş eğitimleri vermekte olduğunu, müvekkili üniversite ile yapılan sözleşme çerçevesinde üniversitenin pilotaj öğrencilerine uçuş eğitimi verme işini üstlendiğini, bu nedenle, ihtiyaç olan uçuş eğitim hizmetini davalı taraftan almak için taraflar arasında 2020 tarihli sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmenin 4.4 maddesinde belirtildiği üzere davalı tarafın eğitime başladığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde eğitimi tamamlayacağını aksi halde öğrenci başına 1000 Euro cezai bedel ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili üniversitenin 7+1 toplam 8 öğrencisine uçuş eğitim hizmeti vermeyi ve 90 gün içerisinde bitirmeyi taahhüt eden davalı tarafın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini ve işbu dava konusunun doğduğunu, sözleşmeye konu edimlerin 2020 tarihinde yerine getirilmesi gerekirken, 2022 yılına kadar davalı tarafça herhangi bir eylemde bulunulmadığını, davalı tarafa üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi için defalarca kez yazılı bildirimde bulunulmasına rağmen bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamış olduğunu, müvekkili üniversitenin itibarının zedelendiğini ve eğitim alan öğrencilerin mağdur edildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin, borçlu aleyhine yabancı para borcunun fiili ödeme tarihindeki kur esas alınarak, tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile 8.000,00-Euro üzerinden icra takibini başlattığını, fakat borçlu kendisine gönderilen ödeme emrinde asıl alacak ve faiz kalemlerinin tümüne itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, bu haksız itirazla takibi sürüncemede bırakan borçlunun, müvekkilinin alacağını haksız ve kötü niyetli bir şekilde inkar ederek ifadan kaçındığını, bu sebeple borçlunun asıl borç ve ferileri ile birlikte icra inkar tazminatı da ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, yapılan haksız itiraza dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa başvuru yapıldığını, yapılan görüşmeler sonucu davalı taraf ile anlaşmaya varılamadığını beyanla, davanın kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan asıl alacak yönünden takibin kaldığı yerden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarının bu yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı esas alınarak faiz işletilmesine, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, ….Şti. olarak dava açtığını, ancak davaya dayanak sözleşmenin … olduğunu, Halböyle olunca dava hakkı …. ait olduğunu, taraf sıfatı olmayan davacının ikame ettiği davaya aktif ve pasif husumet yönünden itiraz ettiklerini, davacının eğitim hizmeti veren üniversite konumunda olduğunu açıkça beyan ettiğini, buna göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemeler olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıkların Asliye Hukuk Mahkemesince ve diğer özel görevli mahkemelerce çözümlendiğini, hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayıldığını, huzurdaki dava incelendiğinde davanın mutlak ticari dava olmadığını, davacı üniversitenin tacir sıfatı olmadığından, davanın nispi ticari dava da olmadığı görülmekle uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davanın İtirazın İptali davası niteliğinde olduğunu, itiraza konu icra takibinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası olduğunu, ilgili dosyada davacının yasal faiz talep etmiş iken dava aşamasında iddia ve savunmasını haksız olarak genişletip en yüksek faiz oranı talep ettiğini, mevcut durum usule aykırı olduğunu, dava dayanagı olan sözleşmede müvekkilin üstüne düşen tüm edimleri ifa ettiğini, sürecin pandemi dönemi ve akabine denk gelmesi sebebiyle mücbir sebebe dayalı bazı aksaklıklar olması müvekkilinin kusuru kabul edilmemesi gerektiğini, davacının teorik eğitimini tamamlayıp pratik eğitim için müvekkile yönlendireceği öğrencilerin gerekli koşulları taşımadığını, pek çok öğrencinin kendi kişisel sebepleri ile eğitime icabet etmediğini, davacı üniversite ve davacı üniversite öğrencilerinin kusurlu olduğunu, ceza-i şart talep etme hakkının bulunmadığını, işbu sebeple davanın esastan reddinin gerektiğini beyanla, haksız ve mesnetsiz iddialara dayalı; davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, haksız ve kötü niyetli açılan dava sebebiyle % 20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyası ile ” uçuş eğitim sözleşmesindeki cezai şart bedeli” tahsili istemine dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı … Şirketi tarafından davalı …. Şirketi aleyhine 8.000,00 Euro asıl alacak, 202,52 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.202,52 Euro bedel üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “8 PPL Öğrencisi Eğitim Sözleşmesi Ceza Bedeli” olduğu, davalı tarafından süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
Davacı tarafından dava dosyasına ibraz edilen tarihsiz “Uçuş Eğitim Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmenin taraflarının … ve davalı … Şirketi olduğu, sözleşmenin konusunun taraflarca üniversite bünyesinde Pilotaj Lisans Programı çerçevesinde pilotaj eğitiminin teori kısmının Üniversite tarafından verilmesi ve … tarafından verilecek pratik uçuş eğitimleri olduğu, sözleşmede davalı şirketin bedel ödeme borcu, sözleşmenin diğer tarafı üniversitenin ise eğitim verme borcunu üstlendiği görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda davalı tarafın cevap dilekçesi ile husumet itirazında bulunduğu görülmüştür.

Türk Hukuk Lûgatında kelime anlamı “bir şahıs veya bir şeyin hâli” olarak tanımlanan sıfat (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Ankara 2021, Cilt I, s. 977), dava konusu subjektif hak olan dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka yöneliktir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır (Kuru, Baki: Medenî Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, Cilt I, s. 332).
Dava konusu hakkın esasına yönelik karar verilebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddî hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2022 tarihli, …. E., …. K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bilindiği üzere borç ilişkisi alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki olup, hukukî işlemden doğabileceği gibi doğrudan doğruya kanundan da doğabilir. Hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir, bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdî ilişki” denir. Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder.
Dava konusu somut olayda, yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve davacı tarafın dava konusu alacağına dayanak olarak sunulan “Uçuş Eğitim Sözleşmesi”… ile davalı şirket arasında imzalanarak akdi ilişki kurulmuştur.
Anayasa’nın 130. Maddesi gereğince üniversiteler devlet ya da vakıflar tarafından kurulmuş olmalarına bakılmaksızın kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlardır. Kamu tüzel kişiliği üniversitelerin zorunlu niteliklerinden ve hukuksal yapılarının öğelerinden birisidir.
Mahkememizce 09/09/2022 tarihli duruşmada dava konusu sözleşmenin niteliği gereği her zaman düzenlenebilecek bir belge niteliğinde olan bir temlik sözleşmesi ya da alacağın devri bulunup bulunmadığının tespiti için, davacı şirket ile dava dışı … ile aralarındaki fiili ve hukuki bağlantıyı bildirmek üzere davacı vekiline kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde sunulan beyan dilekçesinde tek yetkili şirket olması nedeniyle üniversite ve şirketin aynı kişi olduğunun belirtildiği, bu hususa ilişkin bir bilgi ya da belgenin ibraz edilmediği görülmüştür.
Buna göre Mahkememizce yapılan değerlendirmede dava konusu alacağa dayanak olan sözleşmede davacı yan taraf olmadığı gibi, sözleşme içeriğinde de davacı şirkete yapılan bir atıf bulunmadığı görülmüştür. İlgili sözleşmenin davacı yan namına yapıldığına veya sözleşmedeki hak ve alacakların sözleşmede taraf olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan üniversite tarafından davacı şirkete devredildiğine dair bir bilgi ya da belge de davacı tarafça dosyaya ibraz edilmemiştir.
Yapılan açıklamalar doğrultusunda dava konusu alacağa dayanak olan sözleşmede, davacı … Şirketi’nin dava konusu alacağı talep etme ve dava etme yetkisi bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.503,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.422,75 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun …. numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır