Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/222 E. 2023/14 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/222 Esas
KARAR NO : 2023/14

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/07/2011
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde -özetle- B.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, borçlu davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalı ile aralarında satıcılık sözleşmesine dayalı ilişki bulunduğunu, cari hesap şeklinde çalışmanın olduğunu, almış olduğu mal bedellerinden dolayı 4.075.585 TL cari hesap bakiyesinin olduğunu, ancak daha düşük olarak yapılan takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile kötü niyet tazminatından sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili aracılığıyla yargılamaya katılmış olup, cevap dilekçesinde – özetle- icra takibine konu edilen faturaların cari hesaba değil, kira bedeli faturalarına dayalı olduğunu, oysa davacı tarafça 2009 yılı Ocak ve Şubat aylarını da kapsayacak şekilde B.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takip yapıldığını ve bu dosya üzerinden itirazın iptali kararı verilerek taşınmazdan tahliye edildiğini 2009 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin faturaların mükerrer olarak takip yapıldığını, diğer dönemler için ise tahliye edildiklerinden borçlu bulunmadıklarını temerrüdün söz konusu olmadığını, istenilen faiz oranın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takibe esas B.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde ; 12/11/2009 tarihinde muhtelif faturalara dayalı olarak 35.531,78 TL asıl alacak , 18,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.550,26 TL alacağın % 19 faiz ile birlikte tahsili isteminde ilamsız icra takibinde bulunulduğu, takip dayanağı faturaların fotokopilerinin icra dosyasında bulunduğu, bunların incelenmesinde; Ocak 2009 – Ekim 2009 kira alacağı faturaları olduğu, davalı borçlunun borçlu bulunulmadığından bahisle yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Büyükçekmece …. İcra dairesinin … Esas sayılı takip dosyası getirilmiş incelenmesinde Aralık 2008, Ocak 2009 ve Şubat 2009 kira alacaklarına istinaden … AŞ tarafından …. fabrikaları AŞ ve … Ltd Şti hakkında ilamsız kira alacağı ve tahliye istemiyle takipte bulunulduğu Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesinin 23/02/2010 tarih … Esas … karar sayılı ilamıyla itirazın iptaliyle tahliye kararı verildiği ve 31/03/2010 tarihinde tahliyenin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya içerisinde mevcut 19/01/2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davalıdan 2.867.827,68 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre davacıya 3.010.327,68 TL borçlu olduğu, davacının takibe dayanak yaptığı 10 adet kira faturasını davalı defterlerinde yer almadığı, tespit olunmuştur.
Davacı taraf kira alacağı faturalarına dayanarak, icra takibinde bulunmuştur. Oysa, söz konusu yer … A.Ş tarafından davacıya kiralanmış, onun tarafından da davalıya alt kiracı olarak verilmiştir. Kira sözleşmesi kapsamında … tarafından davacı ve davalı hakkında icra takibi yapılmış ve davalı taşınmazdan 31 Mart 2010 tarihinde tahliye edilmiştir. Bu döneme kadar olan kira alacakları da tahsil edilmiştir. Davalının kira sözleşmesinden kaynaklanan kira borcu asıl kiralayan tarafından tahsil edildiğinden ortadan kalkmıştır. Davacı tarafça düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair belge sunulmamıştır. Bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde davacı ve davalı arasında yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan borç alacak ilişkisi olup, davacı bu kapsamda alacaklı olmakla beraber takip dayanağını münhasıran kira alacağı faturalarına dayalı olarak yapmış olmakla, cari hesaptan kaynaklı alacak ilişkisinin itirazın iptali davası konusu dışında kaldığı, takipteki alacak dayanağıyla sınırlı olarak yapılan yargılamada da alacağının bulunmadığı tespit olunduğundan davanın reddine karar verilerek mahkememizin 27/03/2013 tarih … E. … K. Sayılı ilamında DİRENİLMESİNE karar verilmiştir.
Mahkememizin 03/09/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı direnme kararı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/11/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle kira sözleşmesinin hukuksal niteliğinin açıklanmasında yarar olduğu, kira sözleşmesinin kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu, bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesinin karşılıklı edimleri içeren bir sözleşme olduğu, başka bir anlatımla kira sözleşmesinin, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşme olduğu, kira sözleşmesinin karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluştuğu, kira sözleşmesinin taraflarının, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiralayan olduğu, kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümünün, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümünün ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurması olduğu, kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 249. maddesine göre [6098 sayılı …. Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir halde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu halde bulundurmak ile mükelleftir.” Kiraya verenin teslim borcunu yerine getirmesi tek başına asli edim yükümlülüğünü yerine getirmesi anlamına gelmemekte olup sözleşme süresince de kiralananı kullanıma elverişli bir şekilde bulundurmakla yükümlü olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 257. (6098 sayılı TBK m. 313) maddesine göre “Müstecir kirayı akit ile yahut mahalli adet ile muayyen olan zamanda tediyeye mecburdur.” Kira bedeli kiraya veren için bir semere olup, kiracının, kiralananı kullanmasına karşılık olarak, belirli tarihlerde kiraya verene ifa etmeyi taahhüt ettiği bir edim olduğu, kiracının, aksine sözleşme ve yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlü olduğu, kira bedelinin ödenmesi konusunda sözleşmede bir hüküm bulunması hâlinde sözleşmedeki hükme göre hareket edildiği, bu aşamada itirazın iptali davası ile ilgili açıklama yapılmasında fayda bulunduğu, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olduğu, anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, alacaklının itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmaması ve itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması gerektiği, itirazın iptali davasının konusunun, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacının ise itirazla duran takibin devamını sağlamak olduğu, itirazın iptali davasının, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabî olduğu, davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesinin olanaklı olduğu, eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkemenin bunları kendiliğinden göz önüne alamayacağı, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalınacağı, itirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabî olduğundan; ispat külfetinin normal bir alacak davasındaki ile aynı olduğu, ancak her iki davanın ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermekte olduğu, bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükünün kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, bu genel kuralın dışında bazı hâllerde kanıt yükünün yer değiştirerek davalı tarafa geçtiği, davacının ya da davalının iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmesi gerektiği, buna göre yapılacak yargılama sonucunda mahkemece verilecek kararın ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacağı; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecek olduğu, bu açıklamaların da göstermektedir ki, itirazın iptali davasının, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğu, davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu, yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı … ….. arasında, icra takibine konu olan ve hükme esas alınan 05.01.2004 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olduğu, sözleşme ile asıl kiraya veren … …..’nin … Mağazası’nda yer alan kiralananı davacı …. Fabrikaları A.Ş.’ye kiraladığı ve sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6. maddesinde, kiralananın davacının yetkili satıcısı durumunda olan davalı alt kiracıya devredilmesine muvafakat verdiğinin anlaşılmakta olduğu, her ne kadar taşınmaz davacı tarafından kiralanmış ise de, davacı ile davalı arasında düzenlenen 01.01.2007 – 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince kiralanan davacının yetkili satıcısı olan davalının tasarrufunda olduğu, davalının kira süreci içerisinde 2008 yılı Aralık ile 2009 yılı Ocak ve Şubat ayları kira bedellerini ödememesi nedeniyle asıl kiraya veren …. tarafından davacı ve davalı hakkında yapılan icra takibine davalı alt kiracının itiraz etmesi üzerine Büyükçekmece İcra (Hukuk) Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararıyla itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş olduğu, tahliye kararı üzerine kiralananın cebri icra yolu ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edilmiş olduğu, davanın dayanağı olan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında davacının, davalı hakkında 12.11.2009 tarihinde başlattığı icra takibinde 2009 yılı Ocak ayı ile 2009 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedellerinin tahsilini talep etmiş olduğu, takibe yasal süresi içerisinde itiraz eden davalının, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, istenen faiz oranının da fahiş olduğunu beyan etmiş olduğu, itiraz üzerine süresi içinde açılan eldeki itirazın iptali davasında da, kiralanan tahliye edildiğinden davacıya bir borcunun olmadığı savunmasını yinelemiş olduğu, davalının, taraflar arasında düzenlenmiş yetkili satıcılık sözleşmesi ve alt kiracılık ilişkisi nedeniyle, tasarrufunda bulunan ve kullanmakta olduğu kiralanana ilişkin kira bedellerinden davacıya karşı sorumlu olduğu, yargılama sırasında davalının, kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle davacı kendisine kira bedeline ilişkin fatura düzenleyemeyeceğini iddia etmiş ise de, davalının kira bedellerinden sorumluluğunun kiralananın tahliye edilmesine kadar devam edeceği, kiralanan, asıl kiraya veren … .’nin yapmış olduğu icra takibi ve icra hukuk mahkemesinden alınan tahliye kararı ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edildiğinden, tahliye tarihine kadar kira bedellerine ilişkin yükümlülüğünün devam etmekte olduğu, bu nedenle mahkememizce, davalının faiz oranına ilişkin itirazları da değerlendirilerek 2009 yılı Mart ayı ile 2009 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedelleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, hâl böyle olunca; mahkememizce, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu SONUÇ OLARAK; açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Mahkememiz eski tarihli kararı ile açılan davanın reddine karar verildiği ve verilen kararda direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/11/2021 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı davacı tarafın 2009 yılı Mart ayı ile 2009 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedellerini talep edebileceğinin belirtildiği, takip talebi ekinde kira bedellerine ilişkin faturaların yer aldığı, buna göre davacının talep edebileceği fatura bedelleri toplamının 28.461,60 TL olduğu, davacı tarafın faiz talebi yönünden ise, işbu davaya konu takip talebinden önce davalı hakkında icra hukuk mahkemesinde tahliye davası açılmış olduğu, davalı tarafın takip öncesi temerrüde düşmüş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, takip talebinde 11/11/2009-12/11/20009 tarihleri arasında olmak üzere bir gün için işlemiş faiz talep edildiği, Mahkememizce resen yapılan hesaplamada kabul edilen faturalar için 14,784 TL işlemiş faiz talep edilebileceği hususları nazara alınarak açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; Büyükçekmece …. icra dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 28.461,60 tl asıl alacak, 14,784 tl işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 sine tekabül eden 5.692,32 tl icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE;
1-Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE, takibin 28.461,60 TL asıl alacak, 14,784 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 sine tekabül eden 5.692,32 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.945,22 TL harçtan peşin alınan 350,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.594,97 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 367,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.204,40-TL yargılama giderinin kabul oranı (%80,10) ret oranı (%19,9) dikkate alınarak hesaplanan 964,72-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 7.073,88 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 10/01/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸