Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/219 E. 2022/696 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/219
KARAR NO : 2022/696

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/09/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; iflas masasına yaptıkları alacak kayıt başvurularının kısmen kabul edilerek 1.062.104,74 TL’sinin kabul, bakiye kısmın reddedildiğini, müvekkilinin 181 no’lu bağımsız bölümü satın aldığını, teslim edilmemesi üzerine Büyükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esasına kayden dava açtıklarını, taşınmazın tapusunun iptali ile tescili olmadığı taktirde bedelin iadesinin istendiğini, davanın kabulü ile tapunun müvekkiline devredildiğini, ancak üzerinde çok sayıda hacizler bulunduğunu, bu nedenle alacağının ödenmiş sayılamayacağını, taşınmazın tespit edilen değeri olan 125.000 TL’nin faizi ile birlikte 255.992,72 TL olarak kendisine ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı bağımsız bölümün tapusunun iptali, olmadığı taktirde bedelin iadesi için Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esasına kayıtlı dosyanın derdest olduğunu, bu alacaklarının iflas masasına yazılması taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesi ile aldığı 133 no’lu bağımsız bölümün tapusunun iptali ve adına tescili, olmadığı taktirde bedelin iadesi için açtıkları Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. esasına kayıtlı dosyanın derdest olmasına rağmen alacak kaydının yapılmadığını, 56 no’lu bağımsız bölüm hakkında açtıkları Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu dosya yönünden alacak kaydı yapılmadığını, müvekkilinin müflis şirketten İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 527.682,67 TL alacaklı olduğunu, kesinleşmiş icra takibi ve güncel kapak hesabına rağmen alacak kaydı yapılmadığını, müvekkilinin İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 534.442,07 TL alacaklı olduğunu, icra takibinin kesinleşmiş olmasına rağmen alacak kayıtlarının yapılmadığını, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı bağımsız bölümler için ödenen bedellerin bulunduğunu belirterek toplamda 4.297.413,49 TL alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … idaresi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça alacak kaydı talebinde bulunurken alacağın varlığını ispata yarayan belgelerin ibraz edilmediğini, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Davanın İİK’nun 235 maddesi gereğince açılan kayıt kabul istemine ilişkin olduğu, davanın yasal süresinde açıldığı, uyuşmazlığın davacı alacağının müflis şirketin iflas masasına kaydının gerekip gerekmediği, kayıt yapılacak ise miktarının tespiti hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi , sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Davanın yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafa bedelleri talep edilen her bir bağımsız bölüm bakımından dava açılıp açılmadığı, açılmış ise dava bilgileri, açılmamış ise her birine ait satış vaadi sözleşmeleri ile yapılan ödemelere ilişkin belge asıllarının (hangi bağımsız bölüme ilişkin oldukları da açıklanarak) ödemelerin banka yoluyla yapılması halinde banka bilgilerinin mahkememize ibrazı hususunda süre verilmiş, davacı vekilince verilen sürelerde bilgi ve belge ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın 2 kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile davacının iflas masasına kaydı gereken alacağı bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise miktarına ilişkin olarak bilirkişi raporunun tanzimine ve bilirkişi ücreti yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Söz konusu maddede, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de, bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir.
Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Bu şekilde somutlaştırma yükü (HMK. m.194) yerine getirileceği gibi davalı da bu vakıalara göre savunmasını yapacaktır. Dayanılan vakıalara uygulanacak hukuki sebeplerde dava dilekçesinin zorunlu olmayan unsurları arasında sayılmıştır. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (HMK. m. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değilse de vakıalara uygun hukuki nitelendirmenin doğru yapılmasının uyuşmazlığın çözümünü kolaylaştıracağı açıktır. Talep sonucu kısmında ise talebin ne olduğu açık bir şekilde belirtilmelidir. Çünkü, taleple bağlılık ilkesi gereğince hâkim talep sonucuyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu ilke uyarınca davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemez. Dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirler. Bu nedenle talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK. m. 31) kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerekir.
Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları davalar olup, genel mahkemelerdeki alacak davalarından farkı, süreye tabi olması, yetkinin kesin yetki olması, ticaret mahkemesinin görevli olması ve İİK’nın 235/3. maddesine göre basit yargılama usulünün uygulanmasıdır. Diğer yandan, genel mahkemelerde görülen alacak davası esnasında davalının iflasının açılması halinde dava, kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşür (Yarg. 23 HD, 20.04.2015 tarih ve 2015/863 E., 2699 K.).
Somut olayda, dava sıra cetveline itiraz davası olarak ikame edilmiş ise de dava dilekçesinde, iflas öncesinde açılmış ve iflas kararı ile birlikte kayıt kabul davasına dönüşmüş davaların talep sonucunda da işbu davaya konu edildiği, talep sonucunun yeterli açıklık içermediği, hangi kalem alacakların talep konusu olduğunun açıklanmadığı, bu hususta mahkememizce verilen kesin sürelere riayet edilmediği görülmüştür. Öte yandan, mahkememizce bilirkişi ücretinin yatırılması hususunda verilen kesin süre içerisinde, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmediği, davacı tarafın bilirkişi deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayıldığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.
14/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır