Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/212 E. 2023/13 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/212 Esas
KARAR NO : 2023/13

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … ve dava dışı …’ın … Mah. … Cad. Dış Kapı No: …/… …/… adresinde bulunan … A.Ş. firmasının ortakları olduğunu, müvekkillerinin bahsi geçen firmanın içerisinde kiracı olarak faaliyetlerini yürütmekte olduğunu, müvekkillerinin davalının da yönetimde bulunduğu iş bu işletmenin içerisinde … isimli işletmeleri ile kiracı olarak faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, müvekkillerinin aylık olarak 28.000 TL kira ödenmesi hususunda davalı ve diğer kişiler ile anlaşmış ve birkaç kirayı bu meblağ üzerinden ödemiş olduklarını, bu kiracılık durumunun her ne kadar resmi kira sözleşmesi olmasa da şahısların bu resmi kira sözleşmesinin vergisel anlamda sorun yaşatacağını beyan etmesi üzerine müvekkillerinin üzerinde baskı kurarak şifahi olarak devam ettirmiş olduklarını, bu müddet içerisinde davalı ve dava dışı diğer kişilerin kira alacaklarında hiçbir aksama yaşamamış, tüm kira alacaklarını kıymetli evrak veya nakit ödemeler ile almış olduklarını, müvekkillerinin birgün işe geldiklerine kendilerine tahsis edilen ve üretim yaptıkları yerin boş olduğunu ve kendilerine ait demir ham maddenin dükkanda olmadığını görmüş olduklarını, hırsızlıktan şüphelenen müvekkillerin derhal davalı ve dava dışı diğer kişilere müraacat etmiş olduklarını, şahısların müvekkillerine mallara el koyduklarını ve doğmamış kiraları için 6 aylık senetleri imzalamalarını aksi takdirde mallara el koyacaklarını söylemiş olduklarını, müvekkillerinin şifahi ikna çabalarının sonuçsuz kalmış ve davalı ve dava dışı kişiler adına sıralı olarak tam kira bedeli olan 28.000 TL bedelli 7 adet 2 aylık doğmuş kira alacağına ilişkin 1 adet 61.397,00 TL bedelli senedi zorla ve baskı altında düzenlemek zorunda kalmış olduklarını, zorla ve baskı ile düzenlenen bu senetlere davalı ve diğer şahıslarca el konulmuş olduğunu, müvekkillerine zorla ve tehdit ile düzenlenmiş olan 6 adet senedin 03.11.2021 düzenleme 08.11.2021 vade 61.397 TL bedel … Lehtarlı, 03.11.2021 düzenleme 08.12.2021 vade 28.000 TL bedel … , 03.11.2021 düzenleme 08.01.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtarlı, 03.11.2021 düzenleme 08.02.2022 vade 28.000 TL bedel … 03.11.2021 düzenleme 08.03.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtarlı, 03.11.2021 düzenleme 08.04.2022 vade 28.000 TL bede … Lehtarlı, 03.11.2021 düzenleme 08.05.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtarlı, 03.11.2021 düzenleme 08.06.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtarlı şeklinde aynı düzenleme tarihli aynı bedelli ve sıralı olarak 4 ortak arasında farklı şekilde senet düzenletilmiş olduğunu, halbuki müvekkillerinin şahıslar ile kira ilişkisi dışında hiçbir ticari faaliyetleri de olmadığını, söz konusu senetlerden 03.11.2021 düzenleme 08.11.2021 vade 61.397 TL bedel … Lehtarlı ve 03.11.2021 düzenleme 08.12.2021 vade 28.000 TL bedel … Lehtarlı senetlerin tahsil edilmiş olduğunu ve iade edilmiş diğerlerinin şahıslarda kalmış olduğunu, son olarak müvekkillerin bu senet baskısı ve mala el koyma baskısı ve çaresizliği ile çalışmaya devam etmiş ise de aynı durum tekrar yaşanmış ve bu sefer toplam bedeli yine 100.000 TL ye yakın olan ( Çap 90mm boy 40mm 800 adet , Çap 90mm boy 43 mm 60 adet, Çap 89mm boy 42 mm 60 adet ,Çap 36mm boy 445mm 270 adet ) 100.000 TL bedelli hammadeye yeniden el konulmuş ve bu sefer yeniden ek 6 aylık daha senet imzalamalarının talep edilmiş olduğunu, aksi halde senetlerin haksız ve hukuksuz olarak icraya konulacağı tehdidinin yapılmış olduğunu, ancak müvekkillerinin bu sefer bu baskıya boyun eğmemiş ve reddetmiş olduklarını, şahısların el koydukları malları teslim etmemiş ve müvekkillerini işletmeye almamış olduklarını, hali hazırda malların davalı ve dava dışı diğer kişilerin ortaklığını yürüttüğü iş yerinde rehin tutulmakta olduğunu, müvekkillerinin o mallarına ulaşamaması halinde siparişlerinin aksayacağını ve tehdit baskı nedeniyle iflaslarına neden olacağını, taraflar arasında kira sözleşmesi düzenlenmesi gerekirken, gerek davalı gerekse dava dışı diğer kişilerin bu durumu göz ardı ederek müvekkillerine ait malları gasp edip zorbalık, baskı ve tehdit ile senet imzalatma yoluna başvurmuş olduklarını, ancak taraflar arasında hiçbir ticari vs. ilişki bulunmadığını, taraflar arasında hiçbir borç doğurucu işlem yaşanmamış olduğunu, baskı ve zor kullanılarak alınan senetlerin tamamen kira gelirlerini garanti altına almak ve senet baskısı ile zamanında ödetmekten öteye gitmemiş olduğunu, ikrah ile imzalatılan senetlerin hiçbir borç dayanağı olmadığını, bu haliyle tüm senetlerin bedelsiz kalmış olduğunu, mala el koyma ve zorla senet imzalatma, tehdit suçları yönünde şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu,
iddialarının tek bu dosya ile sınırlanmamış diğer şahıslar için de zorla düzenlenmiş senetlere istinaden dava açılmış olduğunu, davaya konu 03.11.2021 düzenleme 08.05.2022 vade 28.000 TL bedelli … lehtarlı senedin .. Bankası … Şubesine verilmiş olduğunu, diğerlerinin ise şahısların yedinde olduğunu beyanla; öncelikle açılacak icra takibini tek başına durdurmaya yeterli olmadığı veçhile, söz konusu çek bedelinin %15’ini temsil eden kısmın taraflarınca teminat gösterilmesi karşılığında, ivedi olarak İhtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkememizden tedbire istinaden … Bankası … Şubesine müzekkere yazılarak 03.11.2021 düzenleme 08.05.2022 vade 28.000 TL bedel … adına düzenlenen senede bloke konulmasını ve protesto edilmemesi için tedbir kararı verilmesini, davalı tarafa zorla baskı ile tehdit ve mala el koyma neticesinde ikrah ile elden teslim etmiş oldukları 08.01.2022 vade 03.11.2022 düzenleme tarihli 28.000 TL bedelli bono ve 08.05.2022 vade 03.11.2022 düzenleme tarihli 28.000,00 TL bedelli senetlerin, bedelsiz kaldığının tespiti ile karşı tarafa senette yazan miktar bakımından borçlu olmadıklarının tespitine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; iş bu dava, ticari ilişkiye dayanmakla birlikte, menfi tespit davası şeklinde açılmış olduğunu, dolayısıyla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bir an olsun görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu düşünülse de dahi, Asliye Ticaret Mahkemelerinde arabuluculuk yolunun tüketilmesi zorunlu olduğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde görüleceği üzere, kararlaştırılan kiranın senet ile ödeneceğinin belirtilmiş olduğunu, iş bu senetlerin, kira sözleşmesinin kurulması sırasında sözleşmeye uygun olarak düzenlenmiş olduğunu, yine sözleşmenin 1.maddesinde açıkça görüleceği üzere teminat senedi de olmadıklarını, kiranın senet ile ödeneceğinin net olarak belirtilmiş olduğunu, bilindiği üzere teminat senedi olması durumunda, bu durumun sözleşmeye açıkça yazılması gerektiğini, oysa iş bu sözleşmede kira bedelinin açıkça senet ile ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, müvekkili tarafından herhangi bir zorlama olmadığı gibi yapılan işlemin usul ve yasaya da uygun olduğunu, tarafların hükümleri açıkça belirlenmiş bir sözleşme imzalamış ve hemen akabinde aynı gün dava konusu senedi düzenlemiş olduklarını, bu sözleşmede kiranın senet ile ödeneceğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, sözleşme ve senetlerin imzalanması tarihinden aylar geçmiş, fakat herhangi bir itiraz gelmemiş olduğunu, senetlerin vadeleri incelendiğinde görüleceği üzere kira bedelinden yüksek olmadığı gibi vadesinden önce talep de mevcut olmadığını, yine sözleşmenin 17. maddesinin Kiracı mücbir sebepler hariç, kendi isteği ile kiralamadan vazgeçer veya sebep bildirmeksizin sözleşmeyi fesih etmesi halinde sözleşme sonuna kadar olan kira bedelini kiralayana ödemek zorundadır. şeklinde olduğunu, yine sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı üzere tüm alacakların muaccel olmuş bulunduğunu, sonuç olarak davacıların iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacılar vekilinin tedbir talebinin kesinlikle kabul edilebilir olmadığını, ayrıca usul ve yasaya da aykırı olduğunu, taraflarınca ödemesi istenilen ve senede dayanan borcun, muaccel ve hukuka, yasaya uygun olarak müvekkilinin talebine gerek kalmaksızın alacağını temin edebileceği bir borç niteliğinde olduğunu, genel olarak Yargıtay Kararlarında da kambiyo senetlerinin temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşıdığı ve soyut bir borç ikrarı içerdiği kabul edilerek karar verilmekte olduğunu, söz konusu durumun herhangi bir koşula bağlı tutulamayacağını, kaldı ki; davacının tehdit vs beyanlarının soyut iddiadan öteye gitmediğini, senede karşı tanık deliline dayanılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık dinlenilmesi talebine muvafakatleri olmadığını beyanla; öncelikle davanın usul yönünden reddine, mahkeme aksi görüşte ise esas yönünden reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kira alacağına teminat olarak davalı tarafa verilen bonolar nedeni ile menfi tespit davasıdır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davalı takip alacaklısı tarafından davacılar aleyhine 28.000,00 TL asıl alacak, 592,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.592,03 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşıldı.
Dava, davacılar ile davalı arasında yer alan kira sözleşmesine dayalı olarak verilen kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit davasıdır.
Dava ve cevap dilekçelerinde yer alan anlatım dikkate alındığında davacılar ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Verildiği iddia olunan senetlerin kambiyo senetleri olduğu görülmüş ise de hukuki ilişkinin temelinde kira ilişkisi bulunmaktadır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınır. Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (davacı vekiline e-duruşma ortamında) kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸