Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/205 E. 2022/407 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/205 Esas
KARAR NO : 2022/407

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkilerinden kaynaklı düzenlenen faturaların, davalı şirket tarafından ödenmemiş olduğunu, ödenmeyen bakiye 40.474.-TL için Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı şirketin takibe konu edilen dosya borcuna, ödeme emrine, faizine, faiz türüne ve fer’ilerine, imzaya, haksız bir şekilde 30.12.2021 tarihli dilekçesi ile borca ve imzaya itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, 31/12/2021 tarihli karar tensip tutanağı taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, itirazı haricen öğrendiklerini, arabuluculuk yoluna başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu, müvekkili şirket ile davalı site yönetimi arasında ticari ilişki devam ederken; müvekkili şirket tarafından Havuz Suları Şartlandırma Programı ve Servis Anlaşması kapsamında hizmet verilmiş ve hizmetin sunulmasından sonra faturalar düzenlemiş olduğunu beyanla; borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, müvekkili site yönetiminin huzurdaki davada tüketici konumunda olduğunu, kamu düzenine ilişkin bu durumun resen dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, kanun gereği Tüketici Mahkemelerinde açılacak davalarda Tüketici Arabuluculuğu usullerine göre arabuluculuk başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu, davacının Tüketici Uyuşmazlıkları hakkında arabuluculuk başvurusu yapmamış olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davacının belirtmiş olduğu … Büro Dosya No ve …. Arabuluculuk numaralı, Arabuluculuk başvurusunun ticari uyuşmazlıklar hakkındaki arabuluculuk başvurusu olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davacı şirketin, sözleşme süresi bittikten sonra müvekkili site yönetimine fatura kesmeye devam etmiş olduğunu, bu durumun kabulünün hiç bir şekilde mümkün olmadığını, takip konusu faturalara daha önce Eyüpsultan …. Noterliği … yevmiye no ve 04.08.2020 tarihli ihtarname ilede itiraz edilmiş, faturaların kabul edilmediğinin bildirilmiş olduğunu, müvekkili site yönetimi ile davacının arasındaki sözleşmenin süresi 06.03.2020 de sona ermesine rağmen fatura kesmeye devam etmiş olduklarını, bu faturaların müvekkili site yönetiminin eski personeli … tarafından hukuka aykırı olarak muhasebeselleştirildiğinin davacı yanca bilindiğini, ortada bir sözleşme olmamasına rağmen tanzim edilen faturalara ilişkin para talep edilmesinin, tahsil edilmesinin haksız ve hukuksuz olduğunu, davacı yanın sözleşme süresi bitikten sonra fatura kesmiş fakat müvekkili site yönetimine hizmet vermemiş olduğunu, öncelikle davacının sözleşme süresi bitmesine rağmen neden fatura kestiğini hangi hukuki dayanaklarla bu faturalara istinaden talepte bulunduğunu ve sözleşme bitiminden sonra müvekkili site yönetimine hizmet verdiğini ispatlaması gerektiğini beyanla; davanın reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 8.732,00 TL (…. nolu fatura), 8.732,00 TL (… nolu fatura), 11.505,00 TL (… nolu fatura), 11.505,00 TL (… nolu fatura) olmak üzere toplam 40.474,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Mahkememizin 28/02/2022 tarihli tensip zaptı ile 21/06/2022 günü saat …’e duruşma günü verilmiş ise de; davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği 15/03/2022 tarihli cevap dilekçesi ile mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin ise 01/04/2022 tarihli dilekçesi ile yargılama sürecinin daha fazla uzamaması adına davalı tarafın göreve ilişkin itirazlarını kabul ettiklerini, duruşma günü beklenmeksizin dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava ve cevap dilekçesi ile tarafların sunmuş olduğu beyan dilekçeleri uyarınca yapılan değerlendirme neticesinde Mahkememizce aşağıdaki sonuç ve kanaate varılmıştır.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/k.maddesine göre tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Kanunun m. 3/l.bendine göre tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı; aynı Kanunun 83/2.maddesine göre taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4. ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k bendi uyarınca somut olayda davalının mesleki ve ticari olmayan amaçlarla hareket ettiğinden tüketici konumunda olduğu ve davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında eser sözleşmesi olduğu değerlendirilen hukuki ilişkinin de tüketici işlemi niteliğinde olduğu, buna göre uyuşmazlığın çözümümde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması ve uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme olan Bakırköy Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b,115 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/3342 Esas 2019/1069 Karar sayılı kararı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/114 Esas 2021/580 Karar sayılı kararı)
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/04/2022

Katip ….
¸

Hakim ….
¸