Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/179 E. 2022/170 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/179 Esas
KARAR NO : 2022/170

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 21/07/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022

TALEP; Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dilekçesinde; müvekkili davacı …..’ın mahkememizde açmış olduğu Menfi Tespit davasının, 25.04.2016 Tarihli, … Esas ve … Karar sayılı Gerekçeli Kararı ile reddedilmiş olduğunu, davanın reddi hükmüne karşı müvekkili tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda ise Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 07.05.2018 Tarihli, …Esas ve … Karar sayılı ilamı ile mahkememiz hükmünün onanarak kararın kesinleşmiş olduğunu, mahkememizin hukuka, usule ve adalete aykırı kesinleşmiş kararının Yargılamanın Yenilenmesi yoluyla kaldırılması talebinde bulunduklarını, davacı müvekkilinin, davalı ….bank Anonim Şirketi’nin …. – … Şubesinin …. ve … nolu kredi hesaplarından kredi kulanmış olduğunu, müvekkilinin kullanmış olduğu kredilerin bir kısmını ödeyemediği için davalı tarafından …. nolu kredi hesabından 10.436,16 TL, …. Nolu kredi hesabından ise 17.254 TL alacak iddiası ile -Kapatılan- Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı (İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı) dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi sonrasında; müvekkilinin … nolu kredi hesabından kaynaklanan borcunu 29.01.2010 tarihinde 13.900 TL olarak, … nolu kredi hesabından kaynaklanan borcunu ise 01.02.2010 tarihinde 8.512,11 TL olarak davalı …bank Anonim Şirketi’ne ödemiş olduğunu, müvekkili tarafından dosya borcunun tamamı ödendiği halde davalı …bank Anonim Şirketinin bahsi geçen icra takip dosyasından kaynaklanan alacak haklarını şuanda … Anonim Şirketi olarak devam eden davalıya temlik etmiş olduğunu, icra takibi başlatıldıktan sonra müvekkilinin aracının haczedilmiş ve yakalanarak yediemin otoparkına koyulmuş olduğunu, müvekkilinin, 2010 yılında davalı …bank Anonim Şirketi’ne borcunu ödedikten sonra icra müdürlüğüne gidip aracının üzerindeki haciz ve tahditleri kaldırarak aracını teslim almış olduğunu, müvekkilinin borcunu ödedikten sonra aracının ona teslim edilmiş olmasına rağmen icra takibine devam edilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili davalı ….bank Anonim Şirketi’ne olan borcunu ödemiş olmasına rağmen müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin icra müdürlüğüne bildirilmemiş olduğunu, bu nedenle dosyanın kapatılmamış ve müvekkili aleyhine icra işlemlerine devam edilmiş olduğunu, müvekkilinin borcunu ödedikten sonra icra dosyasının kapandığını ve davalı bankaya borcunun olmadığını düşündüğü için dosya kapsamında hacizli olan aracının üzerindeki haciz ve tahditlerin kaldırılmasını talep etmiş, talebi kabul edilmiş; ancak aracının hacizli olduğu süreçteki yediemin ücreti yüksek bir meblağ olduğu için aracını hemen alamamış olduğunu, bir süre sonra aracını almaya gittiğinde ise …. Plaka sayılı aracının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından icra yoluyla satıldığını öğrenmiş olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin yapmış olduğu ödemeyi icra dosyasına bildirmeyerek, ihmalkar davranışı ile müvekkili aleyhindeki icra işlemlerinin devam etmesine ve nihayetinde müvekkilinin aracının satılmasına neden olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı ….bank Anonim Şirketi ve davalı bankanın borcu temlik ettiği …Anonim Şirketi’ne karşı Menfi Tespit talebi ile mahkememizde dava açılmış olduğunu, bahse konu dava dosyası kapsamında mahkememizin talebi ile dosyanın bilirkişiye tevdi edilmiş ve 21.03.2016 tarihli bilirkişi raporunun düzenlenmiş olduğunu, 21.03.2016 Tarihli Bilirkişi Raporu’na göre müvekkilinin, davalı bankaya dava tarihi olan 21.07.2014 Tarihi itibariyle …. nolu kredi hesabından kaynaklanan toplam 25.605,73 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiğinin bildirilmiş olduğunu, müvekkilinin borcunun bulunup bulunmadığının icra dosyasının incelenerek karar verilmiş olduğunu, yani bilirkişi raporunnu icra dosyası esas alınarak hazırlanmış olduğunu, 21.03.2016 tarihli bilirkişi raporu ile bilirkişi tarafından yapılan tespitin, gerçeğe ve usule aykırı olduğunu bilirkişinin izlemiş olduğu yöntemin yanlış olduğunu, bu nedenle müvekkilinin hem maddi hem de manevi olarak zarara uğramış olduğunu, müvekkili aleyhinde açıkça bir hak ihlali söz konusu olduğunu beyanla; yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile mahkememizin 25.04.2016 tarihli, …. Esas ve … Karar sayılı hukuka, usule, adalete ve hakkaniyete aykırı kesinleşmiş kararının kaldırılmasına, haklı davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, mahkememizin … esas, … karar sayılı hükmüne ilişkin olarak davacı tarafça HMK’nun 375/1-ç maddesi gereğince açılan yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile; davacının davalılara İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyasından kaynaklanan borcunun bulunmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, icra takip dosyasından satılan davacıya ait … plaka sayılı araç ile aynı marka, model ve diğer özelliklere sahip bir aracın aynen, aynen ödeme mümkün değilse aracın satış tarihindeki rayiç değerinin, satış tarihinden itibaren işleyen ticari faiziyle birlikte davalı … bank A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından 21.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda davacının 01/02/2010 tarihinde “Sıra No: …, İşlemi Yapan ….” fiş nolu dekont karşılığı ödediği 8.512,11 TL nin ayrıca ödenmediği, daha önce 29/01/2010 tarihinde ödenen 13.900,00 TL lik ödemenin içerisinden alınarak diğer hesaba aktarıldığı şeklinde zorlama ve hukuk dışı bir yorumda bulunulmuş olduğunu, 8.512,11 TL’lik ödemenin dekontu davadan önce ve dava süresince ellerinde bulunmadığından tüm ödeme kayıtlarının davalı bankadan istenmesinin taraflarınca talep olunmuş ancak mahkememizin iki kez talep etmesine rağmen davalı bankanın ödeme kayıtlarını mahkememize göndermemiş olduğunu, davacı müvekkilinin de davadan önce ve dava süresince birkaç kez davalı banka şubesine giderek 8.512,11 TL lik ve diğer ödemelerin dekontlarını istemiş ancak kendisine 04.06.2012 tarihli 8.512,11 TL nin ödendiğine ve borcu kalmadığına ilişkin İbraname verilmiş olduğunu, bilirkişinin bu ibranameyi de dikkate almamış olduğunu, mahkememizce bilirkişiye bankada inceleme yapma yetkisi de vererek bilirkişi raporunu hazırlaması için yetki ve görev vermesine rağmen bilirkişinin diğer ödeme kayıtlarını ortaya çıkardığı halde 8.512,11 TL lik ödemeyi ortaya çıkarmamış, zorlama ve hukuk dışı bir yorumla bu ödemenin 13.900,00 TL lik ödemenin içerisinden alınarak diğer dosyaya aktarıldığını rapor etmiş olduğunu, iş bu davanın reddinden sonra davacı müvekkilinin banka şubesine giderek 8.512,11 TL lik ödemenin dekontunu istemiş, verilmeyince banka yetkililerini savcılığa ve bankacılık denetimini yapan ilgili kamu kuruluşlarına şikayet edeceğini bildirdikten ancak 8.512,11 TL lik ödemeye ilişkin onaysız dekontu alabilmiş olduğunu, bilirkişi raporu incelendiğinde icra takibinin 29/09/2009 tarihinde başlatıldıktan sonra davacı müvekkilinin takip borcuna mahsuben 06.11.2009 tarihinde 4.000,00 TL, 04.12.2009 tarihinde 3.906,25 TL, 29/01/2009 (doğrusu Dekont’ta 29.01.2010) tarihinde 13.900,00 TL ödendiğinin belirtilmekte olduğunu, ancak 01/02/2010 tarihinde ödenen 8.512,11 TL lik ödemenin görmezden gelinmiş, borçtan mahsup edilmemiş olduğunu, mahkememizce her ne kadar 4.000,00 TL, 13.900,00 TL ve 3.906,25 TL lik ödemelerin icra dosyasına bildirildiği ileri sürülmüş ise de dava açtıkları tarihte icra dosyasında bu ödemelerin bildirildiğine ilişkin bir kayda rastlanılmamış, 01/07/2014 tarihli dosya hesabı raporunda da yapılan ödemelerin mahsup edilmediğinin açıkça görülmekte olduğunu, mahkememizin gerekçeli kararına göre icra dosyasından 08/07/2014 tarihinde taraflarınca fotokopi alındığının, davalı tarafça ödemelerin ise 05/09/2014 tarihinde bildirildiğinin belirtilmiş olduğunu, nitekim iş bu davanın da 21/07/2014 tarihinde açılmış olduğunu, dosyadan fotokopi aldıkları ve iş bu davayı açtıkları tarihte 2009 sonu ve 2010 yılı başında yapılan ödemelerin dosyaya bildirilmediği ve iş bu davayı açmakta haklı olduklarını gösterdiğini, davalının ödemeleri dava tarihinden sonra icra dosyasına bildirdiğini, her ne kadar mahkememizin gerekçeli kararında davalının ödemeleri 05.09.2014 tarihinde temlikten önce icra dosyasına bildirdiği belirtilmişse de davalı …bank AŞ.’nin 25 Ağustos 2011 tarihinde icra dosyası alacağını …. Yönetim A.Ş.’ye temlik etmiş olduğunu, Temlik sözleşmesinin icra dosyasında mevcut olduğunu, ayrıca … Yönetim A.Ş.’nin vekilinin 08 Mart 2012 tarihinde icra dosyasına başvuruda bulunarak alacağı temlik ve devir aldıklarını bildirmiş olduğunu, davacının yaptığı ödemelerin mahsup edilmeden takip dosyası alacağının temlik edilmiş olduğunu, kaldı ki davacı müvekkili tüm borcunu ödediğinden 01/02/2010 tarihinde davalı ….bank A.Ş. vekilinin aynı günlü talebiyle davacıya ait … Plakalı araç üzerindeki haczi kaldırılmış olduğunu, davalının bu talebinin de alacaklarının kalmadığını göstermekte olduğunu, davacı müvekkilinin yaptığı 8.512,11 TL lik ödeme dahil tüm ödemeleri dikkate alındığında icra takibinden kaynaklanan bir borcun kalmadığının görülecek olduğunu, davacı müvekkilinin borcu bulunmadığı halde …. Plakalı aracına da haciz konularak Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından icra yoluyla satılmış, davacının maddi zarara uğratılmış olduğunu, davacı müvekkilinden fazla alınan ödemenin/ tahsilatın ve satılan aracının veya araç bedelinin iadesi gerekirken tüm taleplerinin reddedilmiş olduğunu, icra takibinde talep edilen ve uygulanan faiz oranlarını kabul anlamına gelmemesi kaydıyla bilirkişinin yapılan ödemeleri öncelikle faiz oranı düşük (%58) olan asıl alacaktan mahsup edip faiz oranı yüksek (%131,76) olan anapara alacağı kısmını ödenmemiş saymasının da yasaya aykırı olduğunu, davacının faizi yüksek olan borcu öncelikle kapatması beklenir ki zaten davacı bu şekilde hareket etmiş olduğunu, davacının yararının dikkate alınması gerektiğini, davacının, iki hesaptan birine mahsuben değil, icra takip borcuna mahsuben ödeme yapmış olduğunu, icra takibinde talep edilen faiz oranlarının yasaya aykırı ve fahiş olduğunu, temerrüt faizi oranlarına ilişkin yasal mevzuatın re’sen uygulanması gerektiğini, bilirkişi raporunda ve mahkememiz kararında bu hususa değinilmemesi, şayet kaldıysa anapara borcuna yasal temerrüt faizinin uygulanması gerektiğini beyanla; menfi tespit, istirdat ve tazminat taleplerinin reddine ilişkin yasaya ve hukuka aykırı mahkememiz kararının USUL ve ESAS yönünden BOZULMASI için temyiz edildiği, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar verilmiş olduğu ve mahkememizin 25/04/2016 tarihli … Esas …. Karar sayılı kararının Yargıtay ilamı doğrultusunda mahkememizce 01/04/2019 tarihinde kesinleştirilmiş olduğu görülmüştür.
Dava 6100 sayılı yasanın 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesine ilişkindir.
Celp olunan ve yukarıda açıklanan dosyanın münderecatı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacının ileri sürdüğü deliller tümel olarak değerlendirildiğinde yargılamanın yenilenmesi yolunun kesinleşmiş hükümlere karşı kullanılan olağanüstü kanun yolu olduğu, ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesi ve karara ( kesin hüküm ) bağlanmış bir dava hakkında yeniden yargılama yolunu açan olağanüstü bir kanun yolu olduğu bu yola başvurabilmesi için kararın kesinleşmiş olması gerektiği, bu kanun yoluna sadece 6100 sayılı HMK’nun 375. maddesindeki şartların varlığı halinde gidelebileceğinin;
Bu sayılan şartların tahdidi olduğu ve yalnızca sayılan şartların mevcudiyeti halinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabileceği, ne var ki yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekili tarafından talep dilekçesinde belirtilen sebeplerin bu sebeplerden birine girmediği, hali ile yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı kanaati ile talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yargılamanın yenilenmesini talep eden davacıya İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/02/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸