Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1203 E. 2023/718 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1203 Esas
KARAR NO : 2023/718

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/08/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı şirket adına İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasına sehven gerçekleştirilen 76.128,86-TL ödeme ile davalının sebepsiz zenginleştiğini, bu bedelin müvekkilli şirkete iadesinin gerektiğini, İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından; …., …., … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ve …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine 56.353,15-TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasında dosya alacaklıları tarafından müvekkili şirkete 22.12.2020 tarihinde birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, iş bu haciz ihbarnamesi ile, dosya borçlularının 56.353,15-TL alacağı (malı) üzerine 22.12.2020 tarihinde haciz konulduğunun bildirildiğini, bahsi geçen ihbarname sonrası, müvekkili şirket nezdinde yapılan incelemeler neticesinde haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, dosya borçluları …, …. Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ve ….’in Müvekkil Şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespit edildiğini, borca bu doğrultuda itiraz edildiğini, diğer dosya borçlusu …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ise müvekkili şirket nezdinde iş bu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle haciz miktarı kadar alacağı doğduğunu bununla birlikte, alacağın vadesinin henüz gelmediği ve alacağın vadesi geldiğinde ilgili dosyaya ödeme yapılacağının belirtildiğini, buna rağmen, İstanbul …. İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyasından müvekkili şirket’e 05.03.2021 tarihinde tebliğ edilen ikinci haciz ihbarnamesi ile; dosya borçlusu …. Sanayi Ticaret Anonim Şirketi lehine Müvekkil Şirket’e İİK 89/1 gönderildiğini, ilgilisi tarafından 10.02.2021 tarihinde e-tebliğ edildiğini, 15.02.2021 tarihinde okundu sayıldığını, tebliğ tarihinden bu yana yasal itiraz süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından borcun Müvekkil Şirket’in zimmetinde bulunduğunun sayıldığının bildirildiğini, iş bu İİK 89/2 bildirimine de müvekkili şirket tarafından süresinde beyan sunulduğunu ve itirazların tekrarlandığını, ve fakat her ne kadar müvekkil Şirket nezdinde yapılan incelemeler neticesinde haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle dosya borçlularının, müvekkil şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı defalarca beyan edilmiş ise de; müvekkili şirket nezdindeki kayıtlarda meydana gelen sistemsel maddi hata sebebiyle, müvekkil şirket tarafından 30.07.2021 tarihinde söz konusu icra dosyasına sehven 76.128,86-TL ödeme gerçekleştirildiğini, bir başka deyişle icra dosya borçlularından biri olan …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Müvekkil Şirket nezdinde birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle herhangi bir hak ve alacağı olmadığından müvekkili şirket cari hesap ekstrelerinin incelenmesi ile sübuta ereceğini, haciz ihbarnamesine konu borç 56.353,15-TL-TL iken müvekkili şirket tarafından dosyaya yapılan sehven ödeme miktarının 76.128,86-TL olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıntılarıyla açıklandığı üzere müvekkili tarafından yapılan ödeme kapsamında somut olayda davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini, bu konuda bir şüphe bulunmadığını, davalı adına sehven yapılan 76.128,86-TL ödemenin, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında, ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini, davanın kabulünü, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı tarafa dava dilekçesi, ekleri ve tensip tutanağı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacı tarafından davalı tarafın borçlu sıfatına sahip olduğu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında davalıya gönderilen haciz ihbarnamesi doğrultusunda dosyaya yapılan ödemenin sehven yapıldığı ve ödeme tarihi itibariyle davalı tarafa muaccel bir borç bulunmadığı iddiası ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iadesi istemine ilişkindir.
-Mahkememizce icra dosyası ve haciz ihbarnameleri celp edilerek dosya içerisine alınmış ve taraf delilleri toplanmıştır.
-İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; dava dışı …. Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi tarafından …., …., … Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağının 55.000,00 TL bedelli bono olduğu, takip çıkış miktarının 56.353,15 TL olduğu, takip dosyasında .. Şirketi tarafından 30/07/2022 Tarihinde haciz ihbarnamesi doğrultusunda 76.128,86 TL ödeme yapıldığı, ödemeye ilişkin tarafların reddiyat taleplerinin reddine ilişkin tensip zaptı düzenlendiği, 3. Şahıs …. Şirketi tarafından yapılan işlem şikayeti üzerine İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi …. sayılı dosyasından verilen karar sonrası yapılan ödemenin alacaklıya reddiyatının yapıldığı görülmektedir.
-İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. Maddesinde “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin ….E., …K. Sayılı ve 23.01.2013 tarihli ilamında; “…Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK’nın 190. maddesi gereğince iddia sahibi iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Genel kural ve İİK’nın 89. maddesi hükmü böyle olmakla birlikte; somut olayın özelliğine göre ispat yükü yer değiştirebilir. Bu bağlamda, davacı takip borçlusuna borcu bulunmadığını belirtmiş, davalı tarafından verilen cevapta, davacı ile borçlu arasında borcu doğuran bir hukuki ilişkiden söz edilmemiş, sadece davacının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Şu durumda takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkinin davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülmesi gerekir. Böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğu ileri sürülemez ve bu ilişkinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, soyut alacak iddiasının dayanağını somut olarak göstermemiştir. Dosyada alacağın varlığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davacı üçüncü kişi iddiasını ispat ederken ileri sürdüğü vakıaların aydınlatılması için davalı alacaklının doğruluk ödevine (HMK m.29) uygun hareket ederek takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat yükünün olumsuzu kanıtlama olanağı bulunmayan davacıda olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir…” hususlarına yer verilmiştir.
-Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamında; “dava 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Ancak bunun için davalı alacaklının, davacı üçünü kişi ile dava dışı borçlu arasındaki borç doğuran hukuki ilişkiyi ileri sürülmesi gerekir. Herhangi bir hukuki ilişki ileri sürülmeden ve anılan taraflar arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, soyut alacak iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını herhangi bir belgeye veya ticari ilişkiye dayandırmamıştır. Davacı üçüncü kişinin iddiasını ispat edebilmesi için davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir.” hususlarına yer verilmiştir.
-Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda taraflar arasındaki ticari ilişkinin irdelenmesi, davacı ile davalı arasında İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarih itibariyle defter kayıtlarındaki alacak borç durumunun tespit edilmesi amacıyla SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/05/2023 tarihli raporda özetle; davacı …. Maden A.Ş.’nin incelenen 2020-2021 takvim yıllarına
ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu,
davacı …. A.Ş.’nin incelenen 2020-2021 yıllarına ait
resmi defter ve belgelerinde, Davalı …. Tic. Ltd. Şti …. Hesap
Kodu ile Satıcılar ve … Hesap Kodu ile Verilen Sipariş Avansları
hesabında hareket gördüğü, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir ticari ve mali
kayda rastlanılmadığı, dolayısıyla dava konusu ceza ihbarnamesi tarihi olan 22.12.2020
itibariyle davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı şirketçe İstanbul ….
İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yapılan 76.128,86 TL ödeme tarihi olan
30/07/2021 itibariyle davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği,
davalı …. Tic. Ltd. Şti. ticari defterlerini incelemeye sunmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmüştür.
-Davacı tarafın ticari incelendiği bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, Mahkememizce alınan rapor yapılan dökümler yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
-Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve yüksek mahkeme içtihatları ile birlikte somut olay bakımından Mahkememizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar davalı takip alacaklısı tarafından İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında davacı tarafa İİK 89. Maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmiş ve takip borçlusu olan davalıdan alacakları yönünden istemde bulunulmuşsa da davacı tarafa haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde davacı ile takip borçlusu arasındaki alacak-borç ilişkisine ilişkin somut bir beyanda bulunmadığı, bu ilişkinin hangi sebeplere ve vakıalara dayandığının açıklanmadığı, iş bu davada da cevap dilekçesi sunmadığı sabittir. Bu nedenle İcra İflas Kanunu 89/3. Maddesi uyarınca takip dışı 3. kişi üzerine yüklenilen ispat yükünün somut bir borç isnadı olmadığından somut olayda uygulanamayacağı, davacıya sehven yapıldığı belirtilen ödeme yönünden doğrudan ispat yükünün davacıya yüklenemeyeceği, İİK 89 kapsamında davacıdan alacağı bulunduğunu hususunda ispat yükünün davalı takip borçlusunda olduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun davacı ile arasındaki hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerekeceği izahtan varestedir.
-Açıklanan nedenlerle davalı takip borçlusu tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, incelenen davacı defterlerinde ise haciz ihbarnamesine dayanak olacak nitelikte bir alacak-borç ilişkisinin bulunmadığı, davalı tarafın alacağın varlığını ispat edememesi nedeniyle davacının dosya borcuna mahsuben yapmış olduğu bedel yönünden davalı tarafın sebepsiz olarak zenginleştiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Sabit olan 76.128,86 TL alacağın 30/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.200,36-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.300,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.900,26- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.300,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında sarf edilen 80,70 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 101,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 3.181,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 12.180,62-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbul Arabuluculuk bürosunun …. numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekillerinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır