Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1178 E. 2023/768 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1178 Esas
KARAR NO : 2023/768

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/08/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ;Müvekkili şirketin alacağını tahsili amacıyla taraflarına Büyükçekmece … icra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığının iddia ederek itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının kötüniyetli, haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında mal alım satımı yapılmış is bu ticari ilişki sonucu borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti borcunu ödemediğini, bu durumun sunulacak cari hesap ekstresinde açıkça görüleceğini, davalının itiraz dilekçesinde hiçbir belge sunmadan borcu olmadığını beyan ettiğini, bu iddiaların tamamen farazi olduğunu, bu hususun ticari defter kayıtlarında mevcut bulunduğunu beyanla borçlunun itirazının iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirket ile gerçekleştirilen ticari ilişki neticesinde mal alım satım işlemi yapıldığını, fakat borcun ödenmediğini iddia ettiğini, davacı tarafın iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından söz konusu icra dosyasına ilişkin borca, faize ve tüm ferilere olan itirazlarının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve mal alım satım işleminin gerçekleştirildiğini iddia eden davacı alacaklı tarafın iddilarını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın iddialarının cari hesap ekstresi sunarak ispatlayacağını ifade etmiş ise de cari hesap ekstresi, taraflar arasında ticari lişkinin mevcut olup olmadığının ya da söz konusu malların tesliminin yapılıp yapılmadığının ispatı için tek başına yeterli delil vasfına haiz olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı ile söz konusu malların tesliminin yapılıp yapılmadığı hususlarına ilişkin ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu bu hususlarında yalnızca cari hesap ekstresi ile ispat olunmayacağından başka hukuki delil ile davasını ispat edemeyen davacı tarafça açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, ticari satımdan doğan faturalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
-Mahkememizin … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … . Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile “ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile alınacak bilirkişi raporu taraf delillerinden birisi olup, davacı tarafından ticari defter ve kayıtlar inceleme için sunulmamakla birlikte, fatura ve imzalı sevk irsaliye örnekleri sunulduğu, ayrıca tarafların BA-BS formlarının celbedildiği, bu durumda defter ve kayıtların inceleme günü sunulmadığı gerekçesiyle davanın kanıtlanmadığından reddinin doğru olmadığı, davacının delil olarak sunduğu sevk irsaliyesi asıllarını sunulması istenerek, sevk irsaliyelerinde davalı adına teslim alan imzası bulunan ve davalı çalışanlarına ait olduğu ileri sürelen imzalar husunda HMK’nın 31. maddesi uyarınca davalı vekilinden izahat istenmesi ve gerekirse davalı çalışanlarından olup olmadıklarının SGK’dan sorulması, sevk irsaliyesindeki imzaların davalı çalışanlarından sadır olup olmadığının tespiti sonucu mal tesliminin kanıtlanıp kanıtlanmadığı sonucuyla hüküm kurulması gerektiği”
-Mahkememiz kararı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas .. Karar sayılı ilamı ile belirtildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık fatura sebebiyle davacı tarafın davalı taraftan alacağının bulunup bulunmadığı, taraflar arasında faturaya konu bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, fatura konusu malların davacı tarafından davalıya tesliminin yapılıp yapılmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
-Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda davacı vekiline dava konusu Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak olarak belirtilen 12/11/2018 tarihli Fatura, 05/11/2018 tarihli Fatura, 16/10/2018 tarihli Fatura, 30/10/2018 tarihli faturaya ilişkin 07/10/2019 tarihli delil listesinde bildirilmiş olan 30/10/2018 tarihli 944,20 TL’lik sevk irsaliyesi, 16/102018 tarihli 2733,85 TL lik sevk irsaliyesi, 05/11/2018 tarihli 768,71 TL’lik sevk irsaliyesi, 12/11/2018 tarihli 1561,95 TL’lik sevk irsaliyesi asıllarını ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından bir kısım evrak asıllarının ibraz edildiği görülmüştür.
-Mahkememiz dosyası, dosyada mevcut Ba-Bs kayıtları, SGK kayıtları ile davacı tarafından 03/01/2023 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sevk irsaliye kayıtlarının karşılaştırılarak, taraflar arasındaki borç-alacak durumunun, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda belirlenmesi amacıyla SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 18/04/2023 tarihli raporda özetle; dosyaya mübrez Gaziosmanpaşa Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından gelen yazı
incelendiğinde, dava konusu mal teslimlerinin yapıldığı 2018 yılında davacı şirketin
herhangi bir sigortalı çalışanının olmadığının belirtildiği, davacı şirketçe davalı şirket adına
düzenlenen 05/11/2018 tarihli 768,71 TL bedelli faturaya ait sevk irsaliyesinin
düzenlenmediği ve fatura üzerinde herhangi bir isim ve imzanın bulunmadığının tespit
edildiği,
dosyaya mübrez Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından gelen yazı
incelendiğinde, dava konusu mal teslimlerinin yapıldığı 2018 yılında davalı şirket adına
malı teslim alan ….’ın sigortalı çalışan olduğu, …’in ise davalı şirketin
ortağı-yetkilisi olduğunun tespit edildiği,
dava konusu fatura tutarları miktar itibariyle BA – BS form beyan sınırın altında
kaldığından dolayı dosyaya mübrez BA – BS formlarının herhangi bir kayıt içermediği,
davacı şriketçe davalı şirket adına düzenlenen ve yukarıda muvteviyatı arz edilen
toplam fatura tutarının 6.117,10 TL olduğu, sevk irsaliyesinin düzenlenmediği ve fatura
üzerinde herhangi bir isim ve imzanın bulunmadığı 05/11/2018 tarihli 768,71 TL bedelli
fatura düşüldükten sonra (6.117,10 TL – 768,71 TL= 5.348,39 TL) davacı şirketin icra takip
tarihi itibariyle davalı şirketten olan toplam alacağının 5.348,39 TL olabileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Yukarıda yer verilen açıklamalar, davacı tarafça irsaliyeler ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı tarafın takibe konu ettiği faturalardan 05/11/2018 tarihli 768,71 TL bedelli faturaya yönelik olarak sevk irsaliyesinin dosyaya ibraz edilmediği, iş bu fatura yönünden davacı tarafın teslim olgusunun mevcut bilgi ve belgelerle ispat edemediği, 16.10.2018 tarihli 2.842,24
TL bedelli fatura, 30.10.2018 tarihli 944,2
TL bedelli, 12.11.2018 tarihli 1.561,95
TL bedelli faturalar yönünden sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, bu irsaliyelerde yer alan isimlerin davalı şirketin sigortalı çalışanı ve ortağına ait olduğu, iş bu faturaya konu mal ve hizmetler yönünden davacı tarafın teslim olgusunu ispat ettiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Ancak 16.10.2018 tarihli 2.842,24
TL bedelli faturanın daha sonra yapılan düzeltme ile net yekünü 2.733,85 TL olarak belirlendiğinden hesaplama bu miktar üzerinden yapılmış ve davacı tarafın bakiye alacak bedelinin 5.240,00 TL olduğu kanaatine varılmış, davalı tarafın takibe iş bu alacak bedelini ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği sabit olduğundan itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
-Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından fatura ve irsaliyeler ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalı takip borçlusu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.240,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 1.048,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 357,94-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 103,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 254,03-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 103,91-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.000,00 bilirkişi ücreti, 125,60-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.170,00-TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%86,11) göre hesap edilen 1.868,78-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yargılama sırasında sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kabul edilen miktar yönünden davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 5.240,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddine karar verilen miktar yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 844,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%86,11) göre hesap edilen 1.136,77-TL’sinin davalıdan, 183,23-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve dosyada mevcut evrak asıllarının ilgili tarafça teslim alınması halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin (e-duruşma ortamında) yüzlerine karşı, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır