Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1171 E. 2023/924 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1171 Esas
KARAR NO : 2023/924

DAVA : Menfi Tespit-İstirdat ( Kambiyo Senedinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının alacaklısı olduğu Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile dava dışı borçlu …. Elektronik AŞ ünvanlı firma aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava konusu ödemenin ve senetlerin haciz baskısı ve tehdidi altında verildiğini, müvekkili şirketin icra dosyasında borçlu olan şirket ile hiçbir organik bağı bulunmadığını, diğer müvekkili …’ın ise müvekkili şirket çalışanı olduğunu, borçlu ve borçla herhangi bir ilgisinin olmadığını, dava konusu senetlerin lehdar kısmının boş olup senetlerin hukuken geçersiz olduğunu beyanla açılan davalarının kabulü ile davacıların, davalıya borçlu olmadıklarının tespit edilmesine, söz konusu geçersiz bonoların iptalini, müvekkillerinden haciz baskısı ile tahsil edilen 50.000,00 TL’nin davalıdan ticari faiz ile istirdatını, senetlerin protesto edilmesi durumunda protestonun T.C Merkez Bankasına bildirilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı …. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağı sebebiyle dava dışı …. Elektronik Mlz. San.Tic.A.Ş. aleyhine açmış olduğu dava neticesinde alacağının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, yargılama devam ederken davalı-borçlu şirketin borçlarından kurtulmak maksadıyla ortaklık yapısında bazı değişiklikler yaptığını öğrendiklerini, borçlu … A.Ş ile (senetlere kefil olan) davacı … Elektrik A.Ş. nin sahibi ve yetkili temsilcisi aynı şahıs (….) olduğunu, her iki şirketin de kardeş şirketler olduğunu, …’ın … temsilciliğini bırakarak şirketteki hisselerinden kurtulmaya çalıştığını ve şirkette bulunan makine ve teçhizatları kaçırdığını tespit ettiklerini, bunun üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla, … A.Ş.nin …. Mah. … Cad.No.38 Esenyurt/İSTANBUL. adresine hacze gittiklerini, haciz mahallinde borçlu … ya ait pekçok mal ve … adına üretim yapan makinelerin bulunduğunu tespit ettiklerini, bunun üzerine dosya borcuna binaen …’ın yeğeni olduğu söylenen diğer davacı …’ın borçlusu ve … A.Ş.nin kefili olduğu 5 adet senet düzenlenerek taraflarına teslim edildiğini, bu arada icra kefili olan … A.Ş. vekili Av. ….’nin devir, muhtemelen taraflarınca tesbit edilen mal ve makinelerin başka alacaklıların da haciz uygulaması için emsal teşkil edeceğinden endişe etmiş olduğundan tespit edilen mal ve makinelerin zapta geçirilmemesini talep ettiğini, bu talepler doğrultusunda tutanak tutulduğunu, bu sebeple davacı tarafın baskı iddialarının tamamen asılsız ve hukuki destekten yoksun soyut iddialar olduğunu, davacı tarafın kendilerine haciz mahallinde baskı ve tehdit edildiği iftiraları sebebiyle, aleyhlerine savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını, davacıların 1 yıl sonra mı tehdit edildiklerinin farkına vardıklarının sorulmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle dava konusu senetlerin ödenmiş olması sebebiyle konusu kalmayan alacak sebebiyle açılan menfi tesbit davasının reddini talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz dava sebebiyle davacı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere inkar ve/veya kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masraflarıyla ücreti vekaletin davacılar aleyhine yükletilmesine karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacıların keşidecisi ve avali olduğu 30/09/2021, 30/10/2021 ve 30/11/2021, 30/12/2021, 30/01/2022 keşide tarihli 50.000,00’er TL bedelli 5 adet senedin haciz baskısı ve tehdit altında verildiği, haciz mahallinde yine haciz baskısı ve tehdidi altında 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, bu nedenle irade sakatlığının bulunduğu iddiasına dayanan ödenen bedellerin istirdatı ile ödenmeyen senetler yönünden menfi tespit istemine ilişkindir.
-İş bu davanın ilk olarak Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Mahkememizde ikame edildiği, … Esas …. Karar sayılı ilam ile verilen görevsizlik kararı sonrasında dosyanın Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edildiği, ilgili mahkeme tarafından verilen karşı görevsizlik kararı nedeniyle görev uyuşmazlığının incelenmesi amacıyla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevli olduğunun belirlendiği görülmüştür.
-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası 18/08/2021 tarihli haciz tutanağı ile birlikte, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ni … Esas …. Karar sayılı dosyaları celp edilerek dosya arasına alınmış, taraf delilleri toplanmıştır.
-Davacı tarafın dava dilekçesinde 50.000,00 TL bedelli 5 adet senet yönünden menfi tespit talebi ile 50.000,00 TL istirdat talebi bulunduğu, dava değerinin toplam 300.000,00 TL olduğu, tespit edilen bu miktar üzerinden davacı tarafça yatırılan harcın düşülmek suretiyle hesaplanacak eksik harcın ikmal edilmesi gerektiği anlaşılmakla Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. Maddeleri gereğince davacı vekiline eksik harcı ikmal etmek üzere süre verilmiş, davacı tarafça eksik harcın ikmal edildiği görülmüştür.
-Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davalı tarafından dava dışı … Elektronik Malzemeleri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine 148.531,87 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “05/04/2019 tarihli cari hesap alacağı ” olduğu, dava dışı takip borçlusu tarafından süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ni … Esas … Karar sayılı ilamı ile yapılan yargılama sonunda takip borçlusu tarafından yapılan itirazın iptaline karar verildiği, verilen kararın 08/09/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
-Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ni … Esas … karar sayılı ilamı ile takibin devamına karar verilmesinin akabinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden takibe devam olunduğu, 18/08/2021 tarihinde fiili haciz gerçekleştirme üzerine haciz mahalline gidildiği, haciz mahallinde düzenlenen haciz tutanağında dava konusu senetlere yer verilmediği görülmüştür.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ile dava konusu 50.000,00 TL bedelli 5 adet senedin haciz mahallinde takip konusu borç ile bir ilgileri bulunmadığı halde haciz baskısı altında imzalatıldığını, bu senetler nedeniyle borçlu olmadığını ve haciz mahallinde tahsil edilen 50.000,00 TL’nin istirdatının gerektiğini iddia etmekte iken davalı tarafın, davacılara herhangi bir baskı ya da tehditte bulunulmadığını, dava dışı takip borçlusu ile davacıların organik bağının bulunması nedeniyle imza altına alındığını iddia ettiği görülmektedir.
-Buna göre taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip borçlusu … Elektronik Malzemeleri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nden alacağın tahsili amacıyla yapılan fiil haciz sırasında davacıların dava konusu senetleri imzalarken baskı veya tehdit altında bulunup bulunmadığı, haciz mahallinde yapılan ödemenin baskı ve tehdit altında yapılıp yapılmadığı, davacıların iradesinin yapılan ödemeler ve düzenlenen senetler yönünden sakatlanıp sakatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
-Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Dolayısıyla, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
-Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Böyle bir borçlandırıcı işlem yoksa senedin hatır için verildiği varsayılır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nin 133/2 maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
-Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Bununla birlikte borçlunun takas def’îni kullanması hâlinde ise, ne temel borç ilişkisine, ne de kambiyo senedi borcuna dayanılmakta, borçlu, kambiyo senedinden doğan borcu ile hamildeki alacağını takas etmektedir.
-Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgilerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmi ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. ( Yargıtay H.G.K. 2019/(19)11-449 Esas 2022/569 Karar sayılı ilamı )
-Yukarıda ayrıntılarına yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında belirtilen ilkeler doğrultusunda davaya konu edilen kambiyo senedinin, taraflar arasındaki kambiyo ilişkisi dışında bir sebebe bağlandığı, gerçek borç ilişkisinin Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan haciz esnasında haciz borçlusunun dava dışı 3. kişinin borcuna kefaleten verilmesine dayandığı her iki tarafın da kabulünde olduğundan ihtilafsızdır.
-Mahkememizce irade sakatlığına ilişkin iddiaların varlığı nedeniyle davacı tanığı dinlenmiş, dinlenen tanığın; “karşı taraftan hiçbir ilgimiz olmamasına rağmen malların kendilerine ait olduğunu iddia ettiler ve bu doğrultuda senet imzalatmaya çalıştılar ancak senedin imzalandığı sırada herhangi bir tehdit veya kötü söz söyleyen olmamıştır. Misafirlerimiz bulunduğundan çalıştığım şirket ve oradaki kişiler dava konusu senedi haciz baskısından kurtulmak için imzalamışlar” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
-Bu doğrultuda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı tarafından dava konusu senedin haciz baskısı altında, davacı borçluya psikolojik baskı ve korkutma uygulanarak imzalatıldığı iddia edilmiş ise de davacı tarafın haciz mahallinde yasal haciz baskısı dışında iradesinin sakatlandığına dair bir bilgi ya da belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Dava konusu senedin imzalandığı sırada haciz mahallinde bulunan davacı tanığının beyanları da bu hususu doğrulamaktadır. Salt yasal bir işlem olan haciz baskısı altında dava dışı 3. Kişinin borcunu ödemek ve/veya kefil olmak amacıyla senet düzenlenmesinin de irade sakatlığı olarak kabulü mümkün değildir. Zira haciz mahallinde yapılan uygulamalar yönünden şikayet, istihkak vb. yasal yolların tüketilmesi mümkün olup, haciz mahallinde hacizden kurtulmak maksadıyla yapılan ödemelerin irade sakatlığı olarak nitelendirilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Buna göre davacı tarafça psikolojik baskı, tehdit veya korkutma altında haciz mahallinde ödeme yapıldığı, dava konusu senetlerin iradeleri dışında imzalandığı ve senedin bedelsizliğine ilişkin iddiaların ispat edilemediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin harç ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 5.159,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.889,45-TL davacılara iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 47.000,00-TL tek vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır