Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1119 E. 2023/621 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1119 Esas
KARAR NO : 2023/621

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin arasında gerçekleşen ticari işlemler ile ilgili olarak “…. Bankası A.Ş … Şubesinin … numaralı keşidecisi …. İnşaat Danışmanlık Sanayi İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. Olan Lehtarı ise … Metal İmalat San. Tic. Ltd. Şti olan 22/10/2021 keşide tarihli 30.337,45 TL bedelli çekin, 07/08/2021 tarih ve … sıra numaralı tahsilat makbuzu ile davalı şirket yetkilisine teslim edildiğini, 12.08.2021 tarihinde davalı şirket tarafından söz konusu çekin kaybedildiğini, bu konuda Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile “Çek İptali” davası açtıklarını beyan ettiklerini, nitekim Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince 12.08.2021 tarihinde ödeme yasağı kararı verildiğini, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. … K. ve 09.12.2021 tarihli ilamı zayi olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğini, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince ödemeden men yasağı verilmesi üzerine, davalı tarafından çek bedelinin müvekkili şirketten talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından çek bedelinin 3 parça halinde davalıya ödendiğini, müvekkili şirketin zayi olan çek nedeniyle davalıya borcunu ödediğini ve edimini ifa ettiğini, fakat 10.12.2021 tarihinde dava dışı “…. ” tarafından müvekkili aleyhine İstanbul …. . İcra Dairesinin .. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, İstanbul …. İcra Dairesinin .. E. Sayılı dosyasına sunulan çek görüntüsü incelendiğinde davalının çeki bir başka üçüncü şahsa ciro ettiğinin, ciro silsilesi içerisinde çekin son hamil …isimli şirkete geçtiğinin görüldüğünü, nitekim Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.12.2021 tarihli gerekçeli kararında belirttiğinin aksine çekin süresi içinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin görüldüğünü, söz konusu icra takibi nedeniyle müvekkillinin malvarlıklarına haciz şerhi işlendiğini ve ticaret yapmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle21.07.2022 tarihinde icra dosyası kapak hesabına göre 43.378 TL ödenmek zorunda kaldıklarını, davalının kusuru nedeniyle mükerrer ödeme yapılan bedelin iadesinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu çekin zayi olduğu kendisine bildirildikten sonra davalı şirkete ödeme yapıldığını, çek bedelini haricen tahsil eden davalının söz konusu icra dosyası borcunu ödemesi gerekirken ödemediğini ve müvekkilinin mükerrer ödeme yapmak zorunda kaldığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 43.378 TL bedelin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin hukuki dayanağının açıklamadığını, davacının talebinin taraflar arasındaki akdi ilişki olduğu ileri sürülürse; müvekkili şirket hizmeti vermiş ücretini bir defa tahsil ettiğini, yapılan ödemenin de ticari ilişkiye dayandığının da ihtilafsız olduğunu, davacının talebinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı maddi zararın tazmini olduğu ileri sürülmesi halinde sebepsiz zenginleşmede müvekkil şirketin malvarlığında (aktifinde) bir artış olduğunun ispatlanması gerektiğini, ancak ortada böyle bir durumun olmadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” kenar başlıklı 31. Maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
” düzenlemesine yer verildiğini, davacının bu nedenle talebini somutlaştırmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ticari faaliyetleri kapsamında davacı şirkete 2021 yılında muhtelif tarihlerde faturalandırılan ticari işler gerçekleştirdiğini, işlerini eksiksiz biçimde teslim ettiğini, müvekkili şirketin eksiksiz teslim yaptığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, bu nedenle davacının keşidecisi olduğu …. Bankası A.S. … Subesi’nin …. çek numaralı Seri Numarası … olan 22/10/2021 keside tarihli 33.337,45 TL bedelli çekin tanzim edildiğini, davacı tarafından keşide edilen bu çekin … KARGO (…. Kargo … A.Ş.) aracılığıyla müvekkil şirketin İstanbul’daki adresine gönderilmek istendiğini, çekin bu sırada çalındığını ve bu durumun kargı firması tarafından tutanak altına alındığını, şube personelinin ifade verdiğini, durumda haberdar olur olmaz müvekkilinin Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dava dosyası ile çek iptali davası açtığını ve bu dosyada verilen 2.08.2021 tarihinde verilen ara kararlar ile ödeme yasağı konulduğunu ve ilanların yapıldığını, akabinde sürelerin dolmasının ardından çekin iptaline karar verildiğini, takibe Konu olan çek hakkında müvekkil şirket aleyhine de icra takibi başlatıldığını, İstanbul ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, iş bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, senetteki müvekkili şirkete ait olduğu belirtilen cironun sahte olduğunu, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, aynı zamanda da icra takibine yönelik de borca ve imzaya itiraz istemli olarak İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde… Esas sayılı davanın açıldığını, müvekkil şirket yönünden “Yetki itirazının kabulü ile … ödeme emrinin İPTALİNE” hükmedildiğini, dosyanın istinaf incelemesinde olduğundan bekletici mesele yapılması taleplerinin bulunduğunu, ayrıca iş bu dosyada imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenmesini ve ciro silsilesindeki cirantalarla ticari ilişkisi olmadığının tespitini talep ettiklerini, sebepsiz zenginleşme iddiasında bulunan davacının mükerrer ödeme nedeniyle müvekkili şirketin sebepsiz zenginleştiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının kötü ödeme yapmış olmasının hukukun temel ilkeleri ve yargı içtihatları gereği korunmaması gerektiğini, “kötü ödeyen iki kere öder” temel ilkesinin muhtelif mahkeme kararlarında yer aldığını, borcun doğumuna neden olan olay ticari ilişkiye dayanmadığından talep edilen faize itiraz ettiklerini, talep konusu alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla hak kaybı yaşamamak adına müvekkil şirket adına tüm talepler yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, açıklanan gerekçelerle izah ettiğimiz gerekçelerle; öncelikle somutlaştırma yükümlülüğü çerçevesinde davacıdan hukuki dayanaklarının açıklattırılmasını, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın esastan reddini, davanın bildirilen cirantalara ve taşıma firmasına ihbarını, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasını beyan ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava; davaya konu çeke ilişkin olarak iptal kararı alan lehdara ödeme yapan keşidecinin, lehdara ve çekin son yetkili hamiline birden fazla kez ödeme yaptığı iddası ile lehdara yapılan ödemenin tahsili istemine dayanan alacak davasıdır.
-Mahkememizce çekin ibrazına ilişkin banka kayıtları, Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas … karar sayılı dosyası, .İstanbul ….. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
-Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinde; keşidecisi davacı şirket, lehtarı davalı şirket olan 22/10/2021 keşide tarihli, keşide yeri Ankara olan 30.337,45 TL bedelli çekin, davacı tarafından davalıya kargo yoluyla gönderilmesi sırasında kaybolduğu, bu çekin Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas … karar ilamı ile iptaline karar verildiği, iptal kararı nedeniyle çek bedelinin davacı tarafça davalıya ödendiği, bu ödemenin ardından dava dışı çek hamili tarafından başlatılan takip neticesinde çek bedeli ve ferilerinin dava dışı 3. Kişi hamile davacı şirketçe haciz baskısı altında yeniden ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
-Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık zayi iptal kararının elinde bulunan lehdara keşidecinin ödeme yapması durumuna ilişkin olduğundan öncelikle kıymetli evrakın ziyaı ve iptali hükümlerinin irdelenmesi gerekmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 651-653., 757-765. maddelerinde (6762 sayılı TTK’nın 563-565., 669-677. maddeleri) kıymetli evrakın ziyaı ve iptali konuları genel bazı esaslara bağlanmıştır (6102 s. TTK’nın 818/1-5, e TTK’nın 730/1-20 maddelerinin atfıyla çekler hakkında da poliçenin iptali hükümleri uygulanır). Buna göre kıymetli evrak zayi olduğu takdirde, mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. Kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptali talebinde tedbiren ödeme yasağı talep edilebilir ve mahkemece ödeme yasağı kararı verilebilir. Alacaklının senedin zilyetliğini kaybetmesi hâlinde, artık onu ibraza imkânı kalmaz. Senedin iptaline karar verebilmek için, senedi zayi eden şahsın, yani iptal talebinde bulunan davacının senette mündemiç hakkının ortadan kalkmamış olması lazımdır.
-Kıymetli evrakın iptali kararı, davacının hak sahipliğini borçluya karşı göstermesi bakımından önemlidir. Yani, hak sahibinin teşhisine imkân verir. Bu husus, iptal kararının “olumlu sonucu”dur. İptal kararını alan şahıs, iptal edilmiş senette mündemiç hakları dermeyan edebilir ve borçlu da kendisine ödemede bulunarak borcundan kurtulabilir. Yalnız, bu sonucun doğabilmesi için gözden kaçırılmaması gereken husus, borçlunun iyi niyetli hareket etmiş bulunmasıdır (6102 sayılı TTK md 646/2, 6762 sayılı TTK md 558/2). İkinci olarak, verilen iptal kararı ile zayi edilen kıymetli evrakın bu özelliği kısmen yok edilmekte, teşhis fonksiyonu kaldırılmaktadır. Bu da kararın “olumsuz sonucu”dur. Bu kararın verilmesi ile bir taraftan artık hakkın dermeyanı bakımından senedi elde bulundurmak ve ibraz etmek mecburiyeti kalmamakta, diğer taraftan da böyle bir şey zaten gereksiz bir hâl almaktadır. Kısacası, iptal kararını alan davacı, borçludan kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını isteyebilmek hakkını kazanmaktadır. Bunun borçlu bakımından anlamı ise senedi ibraz edene ödemek mecburiyetinin ortadan kalkmış olmasıdır. İptal kararı ile zayi edilen senedin kıymetli evrak olma özelliği sadece kısmen ortadan kalkmakta, hakkı devir fonksiyonu ise devam etmektedir. Bunun sonucu olarak, iptal edilmiş bir senedin iyiniyetle iktisabı mümkündür. Gerçi iyi niyetli müktesip, elindeki senede dayanarak borçludan ödeme talebinde bulunamaz ama davacıya (burada iptal kararı alan lehdara) karşı senet bedelini talep hakkı mevcuttur. Bu durum, senedi zayi eden kimsenin ve borçlunun lehinedir. Dolayısıyla, senedin o esnada hamili bulunması muhtemel üçüncü şahısların menfaati bu iki şahsın menfaatine feda edilmektedir. İptal kararının her iki etkisi de “hak sahipliğinin teşhisi (tespiti)” meselesine ilişkindir. Kararın maddi hukuk yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Bu kararla senedi elinde bulunduran üçüncü şahsın hakkının sona erdiği, onun yerine artık bundan böyle davacının hak sahibi olduğu sonucuna da varılamaz. Eğer senet üçüncü bir şahsın elindeyse, bu şahsın alacaklı sıfatı, verilen iptal kararına rağmen devam eder. Demek oluyor ki, iptal kararı sadece davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibi imiş gibi kabul edilmesine imkân vermektedir. Kıymetli evrakta hak ile senet arasında mevcut sıkı bağlılık ancak bu ölçüde çözülmektedir (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Bası, sayfa 274-277).
-İptal kararı hamili ile borçlu keşideci arasındaki ilişkiler yönünden iptal kararının sonuçlarını incelediğimizde ise; davacı ile borçlu arasındaki ilişkiler iptal kararının verilmesi ile başlar ve yürürlükte kaldığı sürece de devam eder. Davacının hakkı talep edebilmesine imkân verir. Borçlunun iptal kararına rağmen, davacının hak sahibi olmadığını iddia etmek imkânı vardır. Ancak bunun sonuçlarına kendisinin katlanacağı tabiidir. Ödemede bulunduğu şahıs, gerçek alacaklı olmasa dahi mevcut iptal kararına güvenerek yaptığı ödeme ile borçlu borcundan kurtulur. Davacının gerçek alacaklı olmadığını bildiği veya bu hususta hileli davrandığı kabul edilebildiği takdirde yaptığı ödemenin borçluyu borcundan kurtarması ise mümkün değildir. Kambiyo senetlerinde iptal kararı, bu kararı almış bulunan davacıya haklarını asıl borçluya karşı kullanmak imkânını verir. Kabul eden muhatap veya bonoyu düzenleyen şahıs, asıl borçlu olarak nitelenir. İptal kararı hamili ancak kabul eden muhataptan ödeme talebinde bulunabilir. Bonoda kabul eden muhatabın yerini, senedi düzenleyen alır (Öztan, sayfa 277-285).
-Borçlu, iptal kararı ibraz eden lehdara ödemede bulunduğu takdirde, ödediği miktar oranında borçtan kurtulur. İptal kararı verildikten sonra ve fakat daha davacı bir talepte bulunmadan önce, senede zilyet olan üçüncü şahıs, senedi ibraz ederek ödeme talebinde bulunursa borçlu bakımından yapılacak en doğru hareket, senet bedelini tevdi etmektir. Bu suretle, borçlu borcundan kurtulur, öte yandan senedin zilyedi ile iptal davasının davacısı içlerinden hangisinin haklı olduğunun tespiti için mahkemeye başvurabilirler. Senet hamili, burada kendi hakkının daha üstün olduğunu tespit ettirebilirse, senet bedelinin kendisine verilmesini talebe hak kazanır. Senet hamilinin bu arada iptal kararı hamiline ödemede bulunulmaması için tedbir mahiyetinde ödeme yasağı kararı alıp bunu tebliğ ettirmesi de mümkündür. Senet hamili, iptal kararı hamiline ödeme yapıldıktan sonra borçluya başvurmuşsa, sebepsiz iktisap kurallarına dayanarak ödenen meblağın kendisine verilmesini isteyebilir. Ancak iptal kararı hamilinin sebepsiz bir iktisabı olayların çoğunda mevcut değildir. Borçlu, davacının iptal kararı almış olmasına rağmen, hak sahibi olmadığını bildiği takdirde, bu karara dayanarak ödemede bulunduğu iddiasını ileri sürüp borçtan kurtulamaz. Hileyle veya ağır kusurla yapılan bir ödeme borçluyu hiçbir zaman borçtan kurtarmayacaktır. Öte yandan, senedin zilyedi, aslında hakkın sahibi ise borçlu, bu şahsa yaptığı ödeme ile borçtan kurtulur fakat borçlunun iptal kararı almış bulunan davacıya karşı senedin zilyedi üçüncü şahsın aynı zamanda hakkın da sahibi olduğunu ispat etmesi lazımdır (Öztan, sayfa 283).
-İptal davası sonucunda alınan karar maddi hukuku ilgilendiren bir karar olmadığından, senedi elinde bulunduran kişinin, senedin haksız olarak iptal edildiği savını ileri sürerek, lehine iptal kararı verilen kişiye karşı, senet bedelinin bu kişiye ödenmiş olması hâlinde sebepsiz zenginleşme davası, senet bedeli henüz ödenmemişse hak sahipliğine yönelik muarazanın men’i (çekişmenin önlenmesi) ile yeni senet düzenlenmiş olan hâllerde ayrıca bu senedin iadesi (istirdadı) davası açması mümkündür (Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, Prof. Dr. Mehmet Helvacı, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Prof. Dr. Arslan Kaya-Kıymetli Evrak Hukuku Güncellenmiş 7. Bası. İstanbul 2013 sayfa 53. 163.) (Ersin Çamoğlu-Kıymetli Evrak Hukukunun Temel İlkeleri İstanbul 2020 sayfa159.)
-Ödeme yasağı kararı, sonuçları yönünden sınırlı bir iptal kararına benzer. Yürürlükte kaldığı sürece, kaybedilen senedin teşhis fonksiyonunu ortadan kaldırır. Bu suretle, bu süre zarfında borçlunun kime ödeyeceği bilinmemektedir. Aynı şekilde, senedi elinde bulunduran bir kimse varsa onun da bu senede dayanarak borçludan talepte bulunması imkânı kalkmaktadır. Ancak borçlu ödemenin meni için dava açan şahsın hak sahibi hamil olmadığını ispat edebildiği takdirde, mevcut yasağa rağmen senedi elinde bulundurana ödemede bulunursa borcundan kurulur ama bu hususu ispat edemezse ikinci bir defa daha ödemek zorunda kalır. Ancak borçlunun iptal kararı almış olan lehdara karşı, senedin zilyedi olan üçüncü şahsın aynı zamanda hakkın da sahibi olduğunu ispat etmesi lazımdır. Bu zorluklardan kurtulmak için borçlunun başvuracağı yol, senet bedelinin mahkemenin tayin ettiği yer tevdiini talep edip tevdi etmesidir. Ancak bunu iptal kararı verildikten sonra fakat lehdar iptal kararı alan kendisinden talepte bulunmadan önce yapmalıdır. İptal kararı alan lehdara, başvurması üzerine, yetkili hamil kendisine başvurmadan önce ödeme yaparsa iptal kararını ibraz eden lehdara ödemekle borçtan kurtulur. Ödeme yasağı kararı verilmiş olması, kaybedilen senedin üçüncü şahıslar tarafından iyi niyetle iktisabına engel olmaz. Ödeme yasağı kararı almak için mahkemeye başvurmak, zamanaşımını kesmez. Ödeme yasağı kararı verilmesi, maddi hukuk yönünden ilgililerin vaziyetini değiştirmez (Öztan, sayfa 283, 291, 292).
-Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; çeklerin zayi nedeniyle iptal davasının davalı şirket tarafından Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi .. esas …. karar sayılı dosyası ile açıldığı ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulduğu, 09/12/2021 tarihli karar ile de zayi karar verildiği görülmektedir. Davalı şirketin ise bu karar ile birlikte davacı şirkete başvurduğu ve davacı şirket tarafından da ödendiği her iki tarafın da kabulündedir.
-Yukarıdaki açıklamalarda belirtildiği üzere; zayi iptal davası nedeniyle ödeme yasağı kararı verilmiş olması veya zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi, çekin kambiyo senedi niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi üçüncü şahıslar tarafından iyi niyetle iktisabına engel değildir.
-Dava konusu çekin celp edilerek incelenmesinde ciro silsilesinin görünüşte tam olduğu görülmektedir.
-Buna göre yukarıdaki açıklamalar da ayrıntılarına yer verildiği üzere davacı keşideci, lehdarın aldığı ve ibraz ettiği zayi iptal kararı üzerine, lehdara yaptığı iyi niyetli ödeme ile borçtan kurtulmuştur. Çekin zayi kararının hamili olan davalı lehdarın davacı keşideciden senet bedelini tahsil etmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, mükerrer ödeme iddiasının karar hamili olan davalı lehdara karşı ileri sürülmesi de mümkün değildir.
-Dava dışı çek hamili tarafından henüz kendisine bir başvuru olmadan, iptal kararı ile davacı keşideci ödeme yaptığından, keşidecinin ödeme yaparken hile ve ağır kusuru bulunduğunun iddia ve ispat edilmesi halinde, karar hamiline iyi niyetle yapılan ödemeyle oluşan zarara senede iyi niyetle zilyet olan üçüncü kişi yetkili hamilin katlanması gerekmektedir. Ve fakat davacı ile senedin yetkili hamili olduğunu ileri süren dava dışı 3. Kişi arasındaki ilişki ve uyuşmazlık iş bu davanın konusu olmadığından irdelenme olanağı bulunmamaktadır.
-Açıklanan nedenlerle davacı tarafından davalı lehdara yönelik bir mükerrer ödeme bulunmadığı, davalı lehtarın zayi kararından sonra davacı keşideciden senet bedelinin tahsilini talep etmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği iddialarının mevcut şartlarda hukuki bir dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 740,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 560,89 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Büyükçekmece Arabuluculuk bürosunun …. numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma ortamında ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır